7

1.2K 82 90
                                    

/ yeni çıkan avengers: endgame fragmanını izlediniz miiii MUHTEŞEM BİR ŞEY AQ izleyip izleyip deliriyorum. bu arada endgame ile ilgili bir texting yazmaya başladım yakında yayınlayacağım, aklımda daha ne senaryolar ne kurgular var bir bilseniz.. :)
Her neyse iyi okumalaaar ❤️ \

-

Okulda yaşanan kavga sonrası, Tony arkadaşları ile berber evine gelmişti dinlenmek için. Ve tabii ki Steve de ısrar edip onlarla gelmişti. Aslında Natasha, Steve'in gelmesine şiddetle karşı çıkmıştı fakat Tony kabul etmişti onun gelmesini. Ev Tony'nin olduğu ve Tony'nin anne babası haftasonuna kadar Fransa'da olacakları için de, bir ses çıkaramamıştı kızıl saçlı kız. Ve şimdi Tony odasında uyurken, Steve ise sessizce Stark malikanesinin devasa mutfağında oturmuş, oturma odasından gelen tartışma seslerini dinliyordu.
"Biraz abartmıyor musun Natasha? Steve'in bu kadar üstüne gitme, o da çok acı çekiyor."
"Ne? Acı mı çekiyor? Pardon da buna üzülmem mi lazımdı acaba Bruce? Tony acı çekerken o neredeydi peki? Tony paramparçayken o sarı bokun umrunda mıydı?!"
"Sana hak veriyorum tabii Nat, fakat Bruce senden daha haklı. Şu an bizim geçmişte yaşadıklarımız yüzünden birbirimizi suçlamak yerine, tam tersine kenetlenip bir araya gelmemiz lazım. Görmüyor musunuz? Tony'nin yardımımıza ihtiyacı var."
"Merak etme Strange, en yakın arkadaşıma o siktiğimin Rogers'ı ile yakın olmadan da yardım edebilirim."
"Hayır demek istediğim-"
"KES SESİNİ!"
Oturma odasından gelen ani bağırma sesi ile irkilip hızla mutfak masasından kafasını kaldırdı Steve. Natasha'nın şiddetli bağırması onu bile korkutmuştu. Yavaşça merdivenlerin önüne doğru ilerleyerek kavgayı dinlemeye başladı.
"KESİN SESİNİZİ TAMAM MI! BİR ANDA HEPİNİZ O SALAK ROGERS'I BANA KARŞI SAVUNMAYA BAŞLADINIZ AMACINIZ NE SİZİN?! NE KONUŞTUK SİZİNLE? KALKANLARINIZI BU KADAR ÇABUK İNDİRMEYİN, EN YAKIN ARKADAŞINIZIN O SARI BOK YÜZÜNDEN KENDİSİNİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTIĞINI BU KADAR ÇABUK UNUTMAYIN! YA O GÜN TONY ÖLMÜŞ OLSAYDI? YA HASTANEYE GELDİĞİMİZDE ONU HAFIZASINI KAYBETMİŞ BİR ŞEKİLDE DEĞİL DE, ÖLÜ BİR ŞEKİLDE MORG'DA BULSAYDIK? O ZAMAN STEVE'İ SAVUNABİLECEK MİYDİNİZ? ONA YİNE DE HAK VERECEK MİYDİNİZ? KONUŞSANIZA!"
Natasha sözlerini bitirdikten sonra Stark malikanesini ürkütücü bir sessizlik sardı. Strange ve Bruce, öfkeden delirmiş Natasha'ya hiç bir cevap veremediler. Oturma odasında başka bir koltukta oturmuş, gözyaşlarını saklamak için elindeki rubik küple ilgileniyormuş gibi yapan Rhodey'nin ise kimse farkında değil gibiydi. İki dakikalık bir sessizlikten sonra Natasha yavaşça yere çöktü ve sırtını duvara yaslayıp sarsılarak ağlamaya başladı. Kendini daha fazla tutamamıştı. Evet, ağlamak güçsüzlüktü kızıl saçlı kıza göre, ama kimi zaman da doya doya ağlamak, güç verirdi insana. Natasha, odadaki herkes hayretle kendisine bakarken, hıçkırıklarının arasında konuşmaya başladı. Arkadaşları uzun süredir, hatta çok uzun süredir onu böylesine içten ağlarken görmemişlerdi. Tony'yi hastaneye ziyarete gittikleri gün bile böyle değildi.
"B-ben sadece o-onu korumaya ça-çalışıyorum."
Kesik kesik konuşurken, ağlamaya devam ediyordu kızıl olan.
"Steve Tony'ye ço-çok zarar ve-verdi ve ben onun bir daha zarar görmesine da-dayanamam."
Steve, gizlice duvarın arkasında kızıl kızın acı dolu ağlamasını izlerken, yaptıkları için kendisine bir kez daha lanet etti. Sadece Tony'nin değil, bu dört gencin de hayatlarını mahvetmişti. Kendini daha fazla tutamadı ve oturma odasına hızlı adımlarla ilerleyerek duvarın dibine çökmüş sarsılarak ağlayan kızın yanına oturdu. Ve kızıl kıza bakarak konuştu.
"Hadi bana istediğini yap. Küfür et, vur, döv, seni ne rahatlatacaksa onu yap, ama yeter ki böyle ağlama. Zaten Tony'nin hayatını mahvettim. Benim yüzümden bir başka insanın daha paramparça olmasına izin veremem."
Bunları söylerken kendisinin de ağladığının farkında değildi sarışın olan.
"Zaten Tony'yi çok ağlattım. Çok şey yaşadı benim yüzümden. Tony tanıdığım en güçlü insandı, ne olursa olsun asla yıkılmaz, yaşamaktan pes etmezdi. Ama gel gör ki, benim yüzümden kendisini öldürmeye kalktı. Lanet olsun bana. Benim yüzümden yıkıldı. Ve sen Natasha... Sen ise tanıdığım Tony'den sonraki en güçlü insansın. Ve senin de benim yüzümden yıkılmana izin veremem. Be-ben... Sadece çok üzgünüm. Bunların hepsi bir rüya olsun istiyorum. Keşke hiç böyle olaylara sebep olmamış olsam diyorum. Keşke o gün Tony'yi terk etmeseydim. Be-ben... Olayların bu kadar büyüyeceğini düşünemedim."
Natasha bir süre Steve'e boş gözlerle baktı. Steve bir an onun kendisine saldıracağını, küfürler edip ona vurmaya başlayacağını sandı. Ama öyle olmadı. Natasha, o eski dostça sarılmalarından birini verdi Steve'e. Ve ona sarılarak ağlamaya başladı. Ve Steve o an anladı, aslında çoğu şeyin çözümünün ufak bir özürden geçtiğini... İnsanların aptal gururları olmasa, her şeyi çözebileceklerini... Natasha bir yandan Steve'e sarılmış, sarsılarak ağlarken, bir yandan bir şeyler söylemeye çalışıyordu hâla.
"Çok üzgünüm Steve. Onu çok sevdiğini biliyorum, ve onun da seni çok sevdiğini biliyorum. Ama sen Tony'yi bırakıp gittiğin gün, sana olan bütün güvenimi kaybettim. Ve şimdi ise, sana tekrar güvenmek, senin onu hayata geri döndürebileceğine inanmak istiyorum. Çok istiyorum. Ama çok korkuyorum. Ya ona tekrar bir zarar verirsen? Ya tekrar yıkılırsa?"
Şimdi odadaki herkes ağlamaya başlamıştı. Rhodey bile gözyaşlarını saklamayı bırakmış, üçlü kanepedeki Strange ve Bruce'un arasına oturmuş bir şekilde Natasha ve Steve'in duygusal konuşmasını dinliyordu.
"Tony benim en yakın arkadaşım, biliyorsun Steve. Ben yalnızca... onu hayatta tutmaya çalışıyorum."
Sesi titremişti kızın. Sarışın olan, kızıl saçlı olana baktı minik bir gülümseme ile.
"Ne desen, ne yapsan haklısın Nat. Ama lütfen, son bir kez güven bana. Onu koruyup kollayacağım. Ne pahasına olursa olsun. Bir daha asla bırakmayacağım küçüğümü. Bir daha ellerimden kayıp gitmesine izin vermeyeceğim. O artık benim korumam altında. O beni eskisi gibi sevmese de, benden nefret de etse, hep onun yanında olacağım. Son anıma kadar. Söz veriyorum. Çok pişmanım, bundan sonra Tony benim yanımda güvende."

reset my mind // stony Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin