2. Bölüm⭐Menekşe

6.5K 352 31
                                    

Medyada ufak bir tanıtım videomuz var.

Sanki tüm yaşadıklarım bir rüyadan ibaretmiş de gözlerimi açtığımda gerçek hayatıma geri dönecekmişim gibi hissediyordum. Daha doğrusu, bunu istiyordum. Tüm bu yaşadıklarımın bir rüya olmasını ve uyandığımda her şeyin normale dönmesini istiyordum. Çünkü şu an olanlar beni korkutmaya başlamıştı. Bu kadar heyecanlı ve istekli olmam beni korkutuyordu. Daha da önemlisi kendime engel olamıyordum. Kontrolü kaybetmek bana göre değildi ama şimdi yaptığım tam olarak da buydu. Zayıf hissetmeme neden oluyordu. İşin tuhaf yanı ise bütün bunların farkında olmama rağmen hala Uzay'ın yanında yürümeye devam etmemdi.

"İşte..." derken kaldırımın kenarındaki bir motorun önünde durduk ve o hızlıca binerek benim de binmem için elini uzattı. Kaşlarım havalandı ve şaşkınca duraksadım. Bir motoru vardı. Pekala bunda sorun olan hiçbir şey yoktu. Ama benim de binmemi istiyordu ve işte bu büyük bir sorundu.

"Şey..." diyerek çekingence yüzüne baktığımda gözleri yüzümü tararcasına birkaç saniye boyunca gezindi. Sonunda ise sorunu çözmüş gibi gülümsedi ve "Korkuyor musun?" diye sordu.

"Yani..." Aslında korkak bir kız gibi görünmek istemiyordum. Ama bu şeye de binemezdim ki ben! Arabaların suyu mu çıkmıştı canım neydi bu motor sevdası!

Ben konuşmaya devam etmeyince gülümsemesi daha da genişledi. Anlayışlı bir tavrı vardı. Ondan o halde hadi taksiyle gidelim gibi bir cümle bekledim ama o "Peki daha önce hiç bindin mi?" diye bir soru yöneltti bu kez.

Başımı iki yana sallayarak gözlerine baktım. Güzel... Gülerken parlıyorlar gibi... "Hayır, binmedim."

"Böyle bir deneyimi hiç yaşamadıysan bundan korktuğunu nereden biliyorsun?"

Böyle bir şey beklemediğimden olsa gerek öylece kalakaldım. Gözlerim de şaşkın balık gibi açılmıştı. Sorduğu soru beni düşündürdü. Farklı bir açıdan bakıyordu. "Korkmak için bu deneyimi yaşamama gerek yok ki." dedim ve şaşkın halimden kurtularak bilmiş bilmiş gülümsedim. "Bazen insan yaşamadığı şeyleri yaşamaya korkar."

Gözleri parladı. Gerçekten buna yemin edebilirdim. Duyduğu şey onu çok memnun etmiş gibi görünüyordu. Genişçe gülümsedi ve başını yana doğru eğdi. "İnsan korkularının üstüne gitmeli." diyerek yeniden elini uzattı bana. "Söz veriyorum çok hızlı gitmeyeceğim. Hadi... Bakalım yaşadıktan sonra da hala korkacak mısın..."

Birkaç saniye kararsızca bekledim. Bakışlarım bana uzattığı eli ile yüzü arasında gidip geldi. Sonra, bir anda hızlıca vazgeçmekten korkarak elini tutup arkasına oturdum. "Hızlı gittiğimi düşünürsen beni uyar."

Bana bir kask uzattı. "Sen?" diye sorduğumda göz kırptı.

Sevgili evren, böyle bir hareketin kalbimi patlatabileceğini hiç söylememiştin...

"Merak etme, bir şey olmaz. Hem şu an öncelik seni korumak."

Yaptığı hareketin üstüne bir de böyle sözler sarf ettiğinde yeniden pamuk şeker haline bürünmek üzereydim. Göğsümde bir ağırlık oluşmaya başlamıştı. Adından başka hiçbir şey bilmediğim bu adama nasıl güveniyordum? Belki kötü biriydi? Belki bir katildi. Bana ne yapabileceğini bile bilmiyordum. Peki neden buna devam ediyordum o halde? Neden o motoru çalıştırırken kafama kaskı çoktan takmıştım? Beni gitmekten alıkoyan şey neydi?

"Hazır mısın?" diye sorarken başını hafifçe arkaya, bana doğru çevirmişti.

Kalbim korkuyla çarpmaya başladı. Avuçlarım terledi. Başımı sallayabildim yalnızca. "Belime sarıl." derken yeniden önüne dönmüştü.

Parlak YıldızlarKde žijí příběhy. Začni objevovat