11. "Seni koruyorum."

5.8K 535 133
                                    

Medya : Bay Hunter'ın odasında bulunan voodoo bebeği.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

 Gözlerimi açtığım yer Otrox'ların yanı olması gerekirken kendi odam olması ne kadar normaldi?

  Ders çalışan Işıl'a ve çizgi roman okuyan Rüya'ya baktım. Telefonlarımızı ailelerimize gönderdikten sonra boş boş dolanmak yerine bir şeylerle uğraşmayı tercih ediyorduk. Ayağa kalktım. Kızların yanına doğru ilerledim uykulu hâlimle.

    "Benim burda ne işim var?"

   "Sana da günaydın. Seni buraya Alec getirdi. Dün seni çok merak ettik ve kötü bir ceza almaman için duâ ettik."

  Rüya da kafasını bana dönmüştü.

  "Her zaman ceza almayı kesmelisin. Biraz daha dikkatli davranabilirsin."

  Ceza umrumda değildi. Alec'in beni buraya getirmesinde takılı kalmıştım

"B-beni buraya Alec mi getirdi?"

Işıl çalışma masasından bana döndü. Birazcık sinirle konuşmaya başladı.

 "Söylediklerimizden sadece buna mı takıldın yani? Evet Alec getirdi. Sabah saat yedi gibi getirdi ve şuan saat yedi buçuk. Hazırlan derse geç kalacağız yoksa."

Kafamı salladım. Formalarımı giyerken aklımda Alec vardı.

...

    "İlk ders ne?"

    "Sanat."

 Sanat dersini ilk haftadan beridir alıyorduk ve öğretmenini çok seviyordum. Sanat dersi resim,müzik, el sanatları ve bir kaç gruba daha ayrılıyordu. Herkes istediği dalı seçebiliyordu.

  Benim seçtiğim dal da müzikti. Müziği çok seviyordum ve sesim de fena değildi. Piyano çalabiliyordum ama çok daha güzel çalmak istiyordum.

  Yurtta yaşayan birisinin piyano öğrenmesi neredeyse imkansızken ben öğrenmiştim. Eski okulun hocası gayet iyiydi ve müzik odası da vardı. Müzik hocası da beni çok sevdiğinden, bana piyano dersi vermişti.

   Ben müzik sınıfına ilerlerken, Rüya dans sınıfına, Işıl ise fotoğrafçılık sınıfına doğru gidiyordu. Müzik sınıfına girdim ve çantamı sıramın üstüne koydum. Hiç vakit kaybetmeden piyano odasına ilerledim. Sanat dersi iki ders olmasına rağmen bana yetmiyordu. Daha da çok vakit geçirmek istiyordum burada.

  Piyanonun başına geçtim ve bildiğim melodiyi çalmaya başladım. Bu melodiyi nereden öğrendiğimi bilmiyordum ama beynimin bir kenarında duruyordu. Çok hoşuma giden ve beni rahatlatan bir melodiydi. Sözleri yoktu. Kendimi melodiye kaptırmışken kapının oradan gelen sesle kafamı kaldırdım. Alec kapıya yaslanmış, bana bakıyordu.

   "Alec?"

 "Aa ,şey ben şey için geldim, hah resim hocası burada bir dosya bırakmış, onun için."

 Resim hocası müzik sınıfına ne diye dosya bıraksın ki? Her neyse, beni ilgilendirmez.

  Alec arkasını dönüp tam gidiyordu ki, ona seslenmemle durdu. Ama önünü dönmedi.

 "Alec, dün için teşekkürler. Beni odama kadar bıraktığın için."

  Hiçbir şey demedi ve piyano odasından çıktı. Ben de gülümseyerek devam ettim melodiyi çalmaya. Nasıl hem kızgın olup hem böyle gülümseyebiliyordum?

CANAVAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin