1. Bölüm⭐İstek

8.7K 409 52
                                    

Bazen hayatımın eski bir deftere basitçe karalanmış bir kurgu olduğunu düşünüyordum. Başıma gelenlere inanamıyor, yaşadıklarıma anlam veremiyordum. Hayat beni sürekli şaşırtıyordu. Ve evren...

Sevgili evren, seninle yıldızımız bir türlü bir araya gelemiyor...

Koray, bela mıknatısı olduğumu söylerken o kadar da haksız değilmiş sanırım. Tabii bu seferki durumun bir bela mı yoksa bir şans mı olduğunu söylemek için henüz erkendi. Yaşayarak öğrenmeye karar vermiştim. Bela ise bundan her zamanki gibi kaçamamıştım. Ama eğer şans ise... Bunu daha sonra konuşalım.

Söylediğim sözlere en az onun kadar ben de şaşırmıştım. Bazen beynim ile dilim arasındaki bağlantılar kopuyordu ve işte yine olmuştu!

"Önce benim teşekkürüm." dedi uzun bir sessizliğin ardından. Oldukça keyifli görünüyordu. "Sonra da sen."

Gülümsedim çünkü aksi çok zordu. Bakışları, konuşması... Bilemiyorum. Ondan bana gelen bir sıcaklık dalgası var gibiydi. Bunu başka nasıl tarif edebilirdim bilmiyorum. "Tamam." dedim. İçim kıpır kıpır olmuştu. Muzipleşmiştim. "Ama seninkini ben seçeceğim, benimkini sen seçeceksin."

Bakışları derinleşti ve duyduğu çok hoşuna gitmişcesine dişlerini göstererek sırıttı. "Bana uyar." dedi ve elini sıkmam için uzattı.

Kendimi uzattığı elini sıkarken buldum. "Anlaştık."

Bana çok içten bir gülümseme sundu. Resmen görsel şölendi. Öyle ki bu içimi gıdıklayan bir hisse dönüştü. Hoş bir hisse...

"Uzay..." dedi hala gülümserken. Kendini tanıttığını anlayarak ve ismine bayılarak bende kendimi tanıttım.

"Başak..."

"O halde işin yoksa yarın saat ikide burada buluşalım."

Kafamdan ders programımı geçirdim ve o saatte bir dersim olmadığını hatırlayarak başımı salladım. "Saat ikide."

O sırada aynı anda hala el ele olduğumuzu fark ettik ve yine aynı anda ateşe değmiş gibi ellerimizi çektik. Elim bir soğukluğa düşerek beni titretti ama belli etmedim. "O halde görüşürüz..." derken bir adım geri atmıştım.

"Görüşürüz Başak..." dedi kısık bir ses tonuyla. Adımı onun sesinden duymak bana garip hissettirdi. Daha önce hissettiğim bir şeye benzemiyordu bu.

Sevgili evren, neler oluyor?

Arkamı döndüğümde aklımdan geçen tek şey buydu. Bir iki saat içinde yaşadıklarıma inanamıyor, anlam veremiyordum. Hep mantıklı ve kararlı ilerleyen ben, nasıl bu kadar pervasız ve tutarsız bir şekilde davranmıştım? Anlık yaşayan biri olmamıştım hiç. Plan yapar, her olasılığı düşünür ve adımlarıma dikkat ederek ilerlerdim. Ama gerçekten neler oluyordu böyle?

Seslice, sıkıntılı bir iç çektiğim sırada telefonumun titrediğini hissettim ve düşüncelerimi sonra kullanmak adına bir kenara süpürdüm. Sonuçta geceler ne içindi ki? Fazla beklemeden aramayı yanıtladım.

"Efendim Koray?"

Sesi sitemli ama yumuşaktı. "Başak! Neredesin ya? Ortadan kayboldun bir anda."

Sorgulayıcı sesine karşılık hafifçe kaşlarımı kaldırdım. "İşim vardı biraz."

"Ne işiymiş bu? Benden daha önemli ne işin olabilir ki?" diyerek cevap verdiğinde bu hallerine alışkın olduğumdan gülerek başımı iki yana salladım.

"Biraz kaşınıyordum da, başıma bir bela daha açayım dedim." diyerek söylendim ama gülüyordum.

"Haydaa," diyerek bir tepki verdi. "Yine ne yaptın be kızım?"

Parlak YıldızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin