Hiçbir zaman duygularımı belli etmezdim. İçimdeki kargaşayı yansıtmadan soluk bakışlarla selam verdim.

"Hoşgeldiniz."

Taehyung rahatsız olduğunu iyice belli ederek gülümsediğinde Jungkook rahatsızca bana bakıyordu. Sevgilisinin elini iyice kavramıştı.

Somurtarak anneme döndüm.

"Oldu mu?"

Annem özür dileyen bakışlarını onlara dikip gülümsedi.

"Jimin biraz asosyeldir. Kusura bakmayın."

Homurdanıp defterime uzandığımda annem benden önce davranıp aldı. Gözlerim kocaman oldu. Amacını kesinlikle biliyordum, beni onlarla birşey yapmaya zorlayacaktı.

"Anne onu bana verir misin?"

"Hayır."

Annemin yanına gidip sevimlilik yapmaya başladım. O deftere ihtiyacım vardı.

"Lütfen anne~"

Gerçekten rahatsız hissediyorum. Bakışları bendeydi ve ben defterimsiz rahat edemezdim.

"Çok tatlısın ama hayır."

Somurttuğumda yanağımı öptü. Ona trip atmak için koltuğa oturup kollarımı bağladım. Babam elinde havluyla içeri girdi. Taehyung'a başıyla selam verip somurtan bana baktı.

"Noldu?"

Somurtarak babama döndüm.

"Annem defterimi vermiyor."

Gözlerini kısarak anneme döndü.

"Çocuğa defterini ver Lee."

Babamı gerçekten seviyordum. Her zaman üstümde tüterdi. Sorunlarımı biliyordu, dans ve resim alanında en büyük destekçim o olmuştu.

Annemle kurdukları ölümcül bakışmadan sonra annem oflayarak defterimi uzattı. Gülümseyerek defterimi kucakladım. Annemin cümlesine kadar da huzurluydum.

"Neden birlikte bir şeyler yapmıyorsunuz?"

Jungkook'un cevap vermesine izin vermeden hızla ayağa kalktım.

"Baekhyun ile buluşacağım."

Resim defterimi odama koyup rahat bir şeyler giydim. Baekhyun benim en yakın arkadaşımdı. Bebeklikten beri yakın arkadaştık. Evdekilere çıktığımı söyleyip kapıyı kapattım.

Şimdi gidene kadar Jungkook'un sevgilisinin bende yarattığı o garip şeyi düşünebilirdim.

/////

Eve geç saatte gelmiştim, herkes uyuyordu. Kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek mutfağa yürüdüm. Su içmeliydim.

Bardağı doldurup boğazımı rahatlattığımda uykum olmadığından balkondaki salıncağa oturmak için üst kata çıktım. Kendimi salıncağa atıp gözlerimi kapattım. Yorulmuştum. Beden olarak değil, ruhsal olarak çökmüştüm.

İnsanlara karşı sert bir duvar örmüştüm. Ve ben bu duvarın altında ezilmekten korkuyordum. Elimi çantama atıp defterimi çıkardım. Bu defter bana iyi geliyordu. En azından resim çizerken kendimi yanlız hissetmiyordum.

Ben öyle elimde defterim düşünürken kapıya vurulmasıyla bakışlarım oraya döndü. Taehyung kapının oradan utangaçça bana bakıyordu.

Bugün yaşadığım garip şey tekrar olurken kaşlarımı çattım. Kalbim, çıkacak gibiydi.

"Şey, gelebilir miyim?"

Ağzımı aralayıp herhangi bir kelime söylemek istedim. Sanki kalbim ses tellerimi bastırıyor gibi, sesim çıkmıyordu. Sadece başımı salladım.

My Brother's BoyfriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin