1.ÖN YARGI

8.5K 301 196
                                    

YAKLAŞIK 2 SENE OLUYOR BU KURGUYU YAZALI İLK YAYINLADIĞIMDA SİLİNMEMİŞ OLSAYDI EMİNİM Kİ ŞİMDİYE MİLYONU GEÇMİŞ OLACAKTI AMA BEN DAYANAMADIM YİNE YAYINLIYORUM:) YENİ GELEN OKUYUCULARDAN RİCAM OY VE YORUMLARLA DESTEK OLURSANIZ ÇOK SEVİNİRİM.

Güneş tüm huzmelerini sineye çekip, karanlığı yalnızca ayın aydınlatmasına izin verdiğinde ürkütücü bir sessizlik çökmüştü. Arya penceresinden bomboş sokağı izlerken bir haftadır ne kadar sakin bir zaman dilimi geçirdiğinin sevinciyle gülümsüyordu. 3 senedir başını kaldıramadığı gizemli olayların peşinde harap olmaktan şikayetçi değildi elbette, üstelik polislerle yeniden çalışmaya başladığından beri kendini daha işe yarar hissediyordu. Tek derdi sürekli bir yuva kurmasını anlaştırıp duran annesiydi. Arya 34 yaşında, çekici bir kadın olmasına ve hatta etrafında yüzlerce erkeğin pervane olmasına rağmen kendini ölesiye işine adamıştı. Annesinin getirdiği kahveyi yüzüne yayılan ferah bir tebessümle alıp yudumladığında çalan telefonla eş zamanda gözlerini annesine sabitledi. Sanki yıllardır aynı melodide çalan telefon bu defa onlara kara bir haber fısıldar gibiydi.

"Açmasan olmaz mı?"

"Anne, lütfen."

"Biliyorum kızım hissettim, yine gecelerce uyumayacağın günlerin habercisi bu telefon."

"Anneciğim lütfen, işimi ne çok sevdiğimi biliyorsun. İnsanlara yardım ediyorum ben, hem bir haftadır evdeyim bak, yeterince dinlendim."

"Birazda kendine yardım etsen" Son sözünün ardından telefonu açmasına müsaade ettiğini belirten bir yan bakışla odadan ayrıldı Nevra hanım. Arya hemen telefona sarıldı ve cevapsız çağrıya dönüş yaptı. Bir müddet sonra karşıdan gelen sesi duydukça sessizleşti, verecek bir cevap aramıyordu, aksine büyük bir dikkatle dinleyip her kelimeyi en ince ayrıntısına kadar zihninde anlamlandırıyordu. Telefonu kapattıktan hemen sonra çantasına yerleştirdiği birkaç eşyasıyla annesinin hazan dolu bakışlarını ardında bırakarak, evden çıktı . Telefonda konuştuğu gibi ilk önce davaya bakan komiserin bulunduğu merkeze gitti. Her zamanki gibi sebatlı bir dik başlılıkla girdi kapıdan ve ritüel hareketlerini sergileyerek çantadan kalemini defterini çıkardıktan sonra mutlak bir ses tonuyla konuştu.

"Başkomiser Serkut beyle görüşebilir miyim? Ben, dedektif Arya Güven." Polis memuru yalnızca başını sallayarak karşılık verdikten sonra odaya geçti ve çok sürmeden Arya'ya içeri geçebileceğini söyledi. Başkomiser Serkut, kapıdan süzülüp masasına doğru ilerleyen kadını saniyeler içinde baştan aşağı süzdü.

"Hoş geldiniz Arya hanım."

"Teşekkür ederim, sizinle çalışmam için yönlendirildiğimi biliyorsunuzdur. Ekibinizin tavırlarından anladığım kadarıyla bu durumdan pek hoşnut değilsiniz ama vakit kaybetmek istemiyorum." Başkomiser Serkut, Arya'nın açık sözlülüğüne soğuk bir tebessümle karşılık verdi ve oturmasını işaret ederek onu koltuğa yönlendirdi.

"Daha önce çözdüğünüz vakaları göz önünde bulundurmak gerekirse bilakis sizinle çalışmak son derece zevkli olacak." Masanın üzerine oturup, Arya'ya alaycı bir bakış savurduktan sonra yine gülümsedi. Fakat Arya sabırsızdı, biran önce işe koyulmak istiyordu. Deftere kaleme sarıldı ve Serkut'un yüzündeki tebessümü taklit eder gibi yaparak konuştu.

"İşe yarar bir şey biliyor musunuz, yoksa olay yerine mi gitmem gerekecek?" Tek kaşını kaldırıp, uzak ve tersler gibi büyük harflerle konuştuğu kelimelerin ses tonundan haz etmediğini belirten bir ifade yerleştirdi Serkut yüzüne ve gözlerini masasının üzerinde duran dosyaya çevirip, sınırlı bilgileri sunmaya başladı.

"Bu üçüncü cinayeti olabilir, aynı kişi olduğunu düşünüyoruz, diğer iki cinayetle benzer noktaları var ve her hafta işlenen bu cinayetlerden mesul olacağına inanabileceğimiz, kanıtlarla birlikte birde suçlu bırakıyor arkasında."

SERİ TUTKU +18 (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin