Son bölüm de işte karşınızda :))
Bölüm Şarkısı: B.A.P: Where Are You?
Fikirleriyle bana eşlik eden @soytariprenses 'e kucak dolusu sevgiler..
Üşenmeyip sabırla okuyan ve oylayan herkese çok teşekkürler ^^
İyi okumalar ^^
"Tanrım, değiştiremediklerimi kabul etmek için güç ver.." / St. Francis Duası
Aramızdaki tüm mesafeyi eriten yağmur damlaları yavaş yavaş azalıyordu. Sanki bize her şeyin eskisi gibi olacağının haberini vermek istiyorlardı. Akan gözyaşlarımız da son bir daha düşünmemiz gerektiğini..
Yavaşça yaklaştı ve havanın aksine sıcak olan parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. Gözlerini ise çocuğunun kaybolmasından korkan bir anne edasıyla hiç üzerimden ayırmıyordu.
Üzerinde çok düşünmüş olabileceği cümleleri söyleyebilmeyi başarmıştı sonunda. Ya da gelirken çok düşündüğü o
cümlelerin hiçbiri aklında değildi. Kalbindeki kelimeleri toparlıyordu belki de..
"Her şey için çok üzgünüm. Beni affedebilir misin onu da bilmiyorum.. Senin kadar cesur olamadığım için sana bunları
yaşattım. " Ne demesi gerektiğine bir türlü karar veremiyordu. Bense sadece dinliyordum. Ya onu ya da sessizliğini..
"Tanıştığımız ilk günü hatırlıyorum da.. Çok korkmuştun. Sadece bir şekilde tam da buraya çekilmiştim. Ben de neden
buraya geldiğimi bilmiyordum. Ama sadece gelmiştim işte. Yolumun üstünde falan da değildi. Ama iyiki de gelmişim
demiştim ondan sonra. Hatırlamak istemeyeceğin o gün ikimiz için de yeni bir başlangıç olmuştu. O adi herif belki de
hala birilerini rahatsız ediyordur." O gün kesinlikle hatırlamak istemeyeceğim bir gün olması gerekirken her şey
değişmişti.
Bu sokağı kullanırdım genelde Kafe'ye giderken. O zamana kadar hiç bir sorun olmamıştı. Ta ki o güne
kadar.. Ayyaşın biri takip etmeye başlamıştı beni. Adımlarımı sıklaştırmama rağmen aramızdaki mesafeyi kısa sürede
kapatmıştı. Her şeyin bittiğini düşünmeye başlamışken adamın acıyla inlemesi beni kendime getirmişti. Ilk görüşümdü
bu Yongguk'u. Ama son olmamıştı. Ve son da olmamalıydı..
Acıyla gülümsedi. Bu haliyle çok tatlı biri oluyordu. İçindeki merhametin yüzüne en belirgin vurmuş haliydi.
"Kesinlikle cümle kurmada iyi değilim."
"Bencede" yüzündeki gülümseme daha da belirginleşti. Neredeyse dişleri gözükecekti. Onunla konuşmam rahatlamasını sağlamış olmalıydı.
"Beni biraz daha süründürürsen daha fazla saçmalayabilirim."
"Fark ettim" dedim gülerek. Saçma sapan bir şekilde başlayan kavgamız saçma sapan bir şekilde bitmişti. Zaten bizim
gibilerinden başka ne beklenebilirdi ki?
"Daha fazla ıslanmasak?" Çizmeli kedinin o masum bakışıyla baktığında onu reddedemeyeceğimi biliyordum ama yine de:
"Bence bi problem yok" çünkü zaten ıslanan O'ydu. Şemsiyenin altındaki de ben :)
Gözlerini devirirken de çok tatlıydı. Tamam tamam o hep tatlı :) Çevik bir hareketle şemsiyenin altına girdi. Kolunu da
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sondan Geriye (One Shotımsı)✔
Fanfiction||23 Aug 2014|| "Ayrılmalıyız" Ses tonu korkunçtu. Onun ağzından en son bile duymak istemeyeceğim tek kelimeyi büyük bir ustalıkla söylemişti. . . Sondan geriye dönmeyi becerebilir mi insan? Ya da her şeyi unutup en baştan başlayabilmeyi? Severek...