BÖLÜM - 3

331 18 36
                                    

"Kim dedi sana atla diye amına koyduğumun salağı!" bir yandan bağıran, bir yandan da yaramı temizleyen Ada'ya göz devirdim. Ama iyi ki benim yapacaklarımı benden daha iyi biliyor ki, hemen arkamdan okulun demirlerinden atlamış. 

"Çok acıyor ya!" kafama vurmasıyla ağzımı kapattım. Ama bu seferde gözlerim yaşarıyordu. Ağlamaya karşı bir sıkıntım olmasa da gözümden düşen yaşa o an lanet ettim. "Oğlum sen nasıl bir belasın başıma?" aynı şekilde onunda gözleri dolup bana sarıldı. Noldu Ada hanım hadi kızsanıza.

Ayağımdaki yarayı daha az kötü hale getirince ayağa kalktı ve elini bana uzattı. "Şu siktiğimin güvenliği gelmeden gidelim hadi." elini tutup ayağa kalkmıştım ki, inleyerek geri oturdum. Ama hayır kalkacaktım. Elimi Ada'ya tekrar uzattım ama tutmadı. Yüzüne baktığımda bana bakmadığını fark ettim.  Arkamda bir yere bakıyordu.

Sırıtarak.

Tam neye baktığını görmek için döneceğim sırada bir el büktüğüm iki dizimin, bir el ise koltukaltımdan tutarak beni kaldırıp kucağına aldı. "Güvenlik birazdan gelir, hadi." ve tabi ki de Engin beyden kurtulamamıştım. "Bıraksana be!" Engin'e dönüp kemçirdiğim zaman cevap Ada'dan geldi. "Okan sus. Yakalanmadan siktir olup gidelim!" hayatında ilk defa okuldan kaçıyordu ve şuan cidden hatrı sayılır bir sitres yaşıyordu.

Hem onun için hemde cidden acısından kendimi zor tuttuğum ayağım için sessizliğe büründüm. Ada'nın kararı ile yolun karşısında ki sıkmacıya gittik. Engin beni yavaşça Ada'nın çektiği bir sandalyeye otutturdu. Arada istemsizce tıslıyıp iç çeksem de,  göz yaşlarımın hakimiyeti bendeydi. Engin cebinden telefonu çıkarıp birini arayınca tüm dikkatimi ona verdim.

"Abi her zaman ki yere... Tamam sağol bekliyorum." telefonu kapatıp Ada'ya döndü "Ben ilgilenirim biliyorsun değil mi?" Ada her şeyi anlattığım tek insan olduğu için (Yazar Notu: He he, inandık...) aramızda olup bitenleri biliyordu. "Engin yazık arada aktif olsun!" Ada koşup kaçarken arkasından bağırdım "Senin ağzını sikeyim orospu!" domatese fark atmış bir surata bürünmüşken bu seferde Mehtap ablanın sesi yükseldi.

"Okan! Yavrum hiç yakışıyormu o küfürler ağzına!" yine klasik merdane sallayarak azar faslını yaptıktan sonra aç olup olmadığımızı sordu. "Saol Mehtap abla, biz zaten gideceğiz." ben nereye olduğunu sormadan yan tarafımızda duran taksi beynimde o minik ampulü yakmıştı. Sanırım az önce Engin'in aradığı bu taksiciydi.

HERKESE MERHABALAR YİNE BİR BÖLÜM DÜŞÜNCELERİNİZİ MERAK EDİYORUM Bİ YAZARSANIZ SEVİNİRİM HANİ.

ADAM (BXB) (ASKIYA ALINDI)Where stories live. Discover now