9.bölüm

86 80 5
                                    

İyi okumalar. Bu bölümden sonra uzun süre yeni bölüm atamayabilirim. Okul yüzünden. :(

Artık derin öğrenmişti sırrımı. İclalle neden sevgili olamayacagımı, iclale neden bu kadar yakın olduğumu onu neden bırakmadıgımı öğrenmişti. İstifimi bozmadan dinliyordum onu. Kızıyor, bağırıyordu ama ben istifi bozmadan sigaramı içime çekip dışarıyı izliyordum.

En sonunda dayanamayıp cevap verdim.
"Derin yeter bağırma artık"
"Ne bağırma ne sen cevap vermedikçe ben daha çok sinirleniyorum."
"Tamam anlatıcam sakin ol"
"Anlat!"
"Bak bende bilmiyordum,  İclalle üvey kardeş olduğumuzu. Bunu öğrenmek için İclale yaklaştım anlıyormusun. Ve evet ondan hoşlandım, beni bilmiyorsunuz benim hayatımda en nefret ettiğim şey kadınlar. Ama ondan hoşlandım...."
"Peki nasıl yaptırdın bu testi."
"Geçen gün öyle yoldan geçiyordum. İclali gördüm direğin dibinde oturuyordu hareketsiz. Ona yaklışıp omzuna düşen saç telini aldım çaktırmadan. Omzuna dokunuyormuş gibi yapıp. Sırf onun kardeşim olup olmadığını öğrenmek için ona bu kadar yakın oldum. Öğrendin işte mutlumusun?." diye bağırdım. Kalkıp mutfağa gittim. Bir bardak su doldurup tek nefeste içtim...

Yanıma geldi Derin. "Bu... Ben bunu İclalden saklayamam" dedi. Bileğini sıkıca kavrayıp dişlerimi sıkarak konuştum. "Sakın İclale bunu söylemiyorsun. Eğer söylersen olacaklardan ben sorumlu değilim."
Dedim. Gözleri yaşardı. Korkmuştu sanırım, bunu iclal bilmemeli....

Bileğini daha çok sıktım. Ah diye bağırdı "canımı acıtıyorsun bırak"
"Söylemiceksin derin"
"Tamam bırak" dedi. Bıraktım diger eliyle kızaran bileğini ovmaya başladı. "Ne zaman söyliceksin"
"Yeri geldiği zaman"
"Sen kimin oğlusun peki?"
"Leventin"
"Annen kim?"
"Jülide"
Dedim. Sonra içeriye geçtim canım açıyordu onun adı geçince. Onun yüzünden ben bu güne kadar hiç bir kadını sevmedim. Hepsinden nefret ettim bugüne kadar. İçerdeki buzdolabından küçük şişedeki içkiyi aldım. Koltuğa oturuken kafama diktim. Derin söyleniyordu arkamdan.

"Saçmalıyorsun. O iğrenç kadın senin gibi birinin annesi olamaz"
"Olmuş işte kader her şey"
"Göktan"
Kafama şişeyi dikerken "hmm" dedim.
"Peki neden annenle kalmıyorsun?"
"Şu kahrolası kadının adını ağzına alma bana anne kelimesini kullanma, bidaha külahları değişiriz"
Dedim sinirlendigimi belli eden sesimle. Dışarıyı izlerken içkimdende yudumluyordum.
"Neden? Ne yaptı sana!?"
"Derin sus artık" diye bağırdım. Daha çok yaramın kanamasını istemiyordum çünkü. Eğer kanarsa ölürdüm. Çünkü kanayan yaramı durduracak kimse yoktu yanımda. O kadın yüzünden kalbimde kocaman bir yara oluşmuştu. Her adını duyduğumda ya da anne kelimesini duyduğumda,  kalbimin pompaladıgı onca kan kalbimdeki yaradan içime doğru akıyordu.

Bağırdığım için üzülmüştüm açıkçası ama başka türlü susmazdı ki. Tek kelime etmeden karşıma gelip oturdu. Daha sonra kızaran gözlerini gözlerime kilitledi, ellerini dizlerime koydu, diz çöküp oturdu.
"Göktan, bak anlat bana sana yardımcı olurum belki."
"Hayır, bana kimse yardım edemez. "
"Neden?"
"Çünkü..çünkü"
"Çünkü ne?"
"Çünkü bana yardım eden herkes ölüyor. " dedim gözümden yaşlar yanağımdan dudağımın kenarına akarken. Derin eliyle gözyaşımı sildi. Şişedeki son yudumu da kafama dikip şişeyi elimde sıktım.
"Anlat hadi, neden ölüyor nasıl?"
"Sus artık derin çok soru soruyorsun."
Dedim. Derin bir of çekerek. Sanırım ondan kurtulmamın yolu banyoya gitmemdi. Ayağa kalkıp "beni rahat bırak, bugün öğrendiklerini İclale söylersen o zaman kötü olur hemde çok kötü olur derin" dedim. Hızlı adımlarla banyoya gittim. Kalbimdeki yara yine kanamıştı işte her zaman yaptığım gibi kanımı donduracaktım soğuk suyla duş alarak. Ne zaman kalbim kanasa soğuk suyla duş alıp kalbimdeki kanı dondururdum, ya da kendimi öyle kandırırdım bilmiyorum.

PALYANÇOWhere stories live. Discover now