LXIII| preparations for the new war

Start from the beginning
                                    

Rhoslyn' in kalbi heyecanla çarparken neredeyse Zayn' inki kadar sevinmişti bu habere. Kuzeyin tek gerçek kralı yaşıyordu ve o, Zayn' in yanındaydı.

Hainlerin yüzündeki ifadeleri izledi. Hiçbiri bundan endişe duymuyor ama Rhoslyn' in içindeki bir ses Shawn Mendes' in eskisi kadar hassas bir insan olmadığını söylüyordu. Tüm bu yaşanmışlıkların sonunda kimse aynı kalamazdı.

"Yumuşak Prens' i sikine takan kim?" demişti Ashton. "Korkak domuz kılıç tutmayı bile beceremiyordu. Bize karşı bir tehdit oluşturamayacak kadar ezik bir erkek. Düşünmeye değmez."

Rhoslyn şarabından bir yudum alırken masanın çevresinde dolaşan on ya da on iki yaşlarındaki kız çocuğunu izledi. Elindeki gümüş sürahi ile boşalan maşrapaları şarapla dolduruyordu.

Tatlı ve kendi küçüklüğünü hatırlatan bir çocuktu. Beline kadar uzayan sarı saçları, okyanusları andıran mavi gözleri, kar kadar beyaz teni ve pembe dudakları... Bir zamanlar Rhoslyn de bu kadar masumdu.

Gözleri Jeremy Bieber' a kaydı. Çocuğa olan bakışları dikkat çekecek kadar garipti. Ona... Farklı bakıyordu. Bakmaması gereken bir şekilde.

Aklımda kuruyor olmalıyım.

Önüne döndü ve saçmaladığı için kendisine kızdı. Muhtemelen Jeremy Bieber da kızın sevimli olduğunu düşünmüştü.

Neyse ki lord konuşmasını sürdürdü. "Sabah kralımız tarafından bir kuzgun gönderildi." demişti ağzındaki et parçasını çiğnerken. "Kral Irwin' e kim tarafından olduğu bilinmeyen bir mektup gönderilmiş. Mektupta, Ragnar Lothbrok' un kendi oğlu tarafından öldürüldüğü ve Vikingleri yok etmek için çok uygun bir zaman olduğundan bahsedilmiş. Bunun doğruluğu tartışılır elbette. Ragnar Lothbrok hilekar bir adam."

"Yine de bunu gözardı edemeyiz." dedi Ashton. "Gerçek ya da olmasın. Vikinglerin yok edilmesi şu an için en önemli öncelik."

"Her şeyden önemli olan tatlı karının rahmine bir bebek bırakman oğlum. Bunu yapabilecek kadar bol vaktiniz var sonuçta. Artık buradasın."

Bacağının üzerinde Ashton' un elini hissetmek mide bulandırıcıydı. Bir problem olmaması için tepki vermedi fakat yüzüne bakıldığı anda gerginliği görülebiliyordu.

"Sık sık deneyeceğiz. Değil mi sevgilim? Bir dünya dolusu çocuklarımız olmalı."

Bedenime asla bir bebek bırakamayacaksın piç. Buna izin vermeyeceğim.

Bacağındaki parmaklar acıtacak şiddette tenini sıktı ancak onu onaylayacak bir mırıltıyı bile dudaklarından serbest bırakmadı. Ondan nefret ediyordu. Buradaki herkesten.

Yemeklerden sonra tatlı servisi de gerçekleşti ancak Rhoslyn mide bulantısını dile getirerek masadan kalktı, doğruca odasına gitti. Jenna ve Jeyne kardeşler elbette her zamanki gibi ardındaydı. Ancak kızların ondan korktuğunu hissedebiliyordu. Havuzda yaşanılanlar, Rhoslyn' in kızı boğmaya kalkışması ve havada uçan tehditler... Bunları nasıl yapabildiği hakkında bir fikri yoktu. O an kendisini kaybetmişti.

Yorgun adımlarla odasına girip yatağa uzandı. Jenna ve Jeyne odanın diğer köşesinde gözlerini ona dikmiş bir halde duruyolardı sadece, hiç konuşmadan. Bu sebeple Rhoslyn onlara hayalet demeye karar vermişti. Hayalet I ve Hayalet II.

Gözlerini kapatıp Zayn' le olan güzel anılarını aklında yeniden canlandırdı. Son zamanlarda çok korkuyordu çünkü detayları unutmaya başladığını hissetmişti. Ve ileride onun yüzünün tamamını unutmaktan öyle çok korkuyordu ki, günün her anında gözlerinin önüne onun yüzünü getiriyordu. Bunu yapmak onun için bir görevdi.

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now