10.Bölüm

114K 3.1K 258
                                    

Medyadaki şarkı ile okuyabilirsiniz.Herkese iyi okumalar :)

Mezuniyet balosunun üzerinden bir hafta geçmişti.Can'ın bana karşı belirttiği duyguları kibarca karşılayarak düşüncülerimi belirtmeme taraftarı olmuştum.Can hiç beklemediğim bir zamanda ortaya çıkmıştı.Çok yakışıklı ve çekici bir erkek olduğu kesindi ama fazla kendini beğenmiş olduğu için ona hiç o gözle bakmamıştım.Hem zaten 4 sene boyunca benim yüzüme bile bakmamıştı.Genelde o hep onun gibi zengin ve havalı kızlardan hoşlanırdı.Şimdi bir anda bana karşı duyguları olduğunu bilmek, inanılması güç geliyordu.

Oldukça kararsızdım.Can'ın babasının çalıştığı otel herkes tarafından bilinen çok başarılı bir oteldi.Henüz çok uzun bir geçmişi olmasada şimdi İstanbul, İzmir, Antalya ve Ankara'da otelin zincirleri açılmıştı.Özellikle sahiplerinin diğer bir çok otel gibi yabancı uyruklu olmaması beni çalışmak için daha çok teşfik ediyordu.Hem beni uygun gördükleri pozisyon misafir ilişkileri sorumlusu olmamdı.Daha ilk işimden böyle güzel bir başlangıç yapmak benim için büyük bir şansdı ama yinede bilemiyordum.Can ile aynı iş yerinde çalışmanın ne kadar doğru olabileceği konusunda şüphelerim vardı.Oysa bu sabah Burculara gidip ondan fikir istediğimde her zaman ki  gibi feminist damarıma oynayarak konuşmuştu.

''Sen bu teklifin üzerine bide hala düşünüyor musun Serap? Gerçekten mi? Herkes öyle bir otelde kat hizmetleri görevlisi olmaya bile razı olur.Seni gel Serapcım misafir ilişkileri sorumlusu yapalım diyorlar ve sen Can'la aynı iş yerinde çalışmam doğru olur mu acaba diyorsun.Kusura bakma ama o can kasıntısı için o işe girmezsen ben ve tüm hemcinslerin sana hakkımızı helal etmeyiz.''

Tabi ben bu sözlerin ardından daha fazla bir şey diyememiştim.Burcu oldukça net bir şekilde fikirlerini belirtmişti.Ya o işi kabul edecektim ya da Burcu ve onun feminist yanı tarafından hep yüz karası olacaktım.Tamam, belki biraz fazla duygularımla hareket ediyordum ve önümdeki fırsatları bir çok kez  geri tepmiştim ama bu sefer bunu yapmayacaktım.Hem ortada bir torpil yoktu.Can'ın isteğiyle değil Murat bey'in tavsiyesiyle işe alınacaktım.Bu da Can'a karşı bir mahcubiyet hissetmeme neden değildi.Ona karşı duygularım yoktu ama iş içinde onunla normal birer arkadaş olabilirdik.Muhtemelen benim tarafımdan reddedilmeyi fazla kafasına takmazdı.Neticede o da Omar gibi güzel bir kaç söz işe yaramayınca kalan sağlar bizimdir mantığıyla önüne bakacak bir tipdi.Bu yakışıklılık ve parayla bulamayacağı kız yoktu.

Pekala, kabul edecektim.Yarın gidip o işi kabul edecek ve anlaşmayı imzalayacaktım.Burcu'nun da dediği gibi erkek hakimiyetinde ki bu dünyada ezilerek önüme gelen fırsatları tepmeyecektim.

***

İnsan kaynaklarındaki kadın ben iş anlaşmasını imzalarken sanki büyük bir iş başarmış gibi devamlı gülümsüyordu.

''Pazartesi günü işe başlayabilirsiniz Serap hanım.Pazartesi geldiğinizde ofisinize yerleştirileceksiniz.Yeni işiniz hayırlı olsun.''

Kadının elini sıktıktan sonra pazartesi sabırsızlık bekleyerek oradan ayrılmıştım.Benim kendime ait bir ofisim mi olacaktı yani ? Bunun düşüncesi bile harikaydı.Acaba Can'ın buradaki çalışma pozisyonu neydi? Muhtemelen müdür yardımcısının oğlu olarak kıdemli bir görevde çalışıyor olmalıydı.

Annemlere bu güzel haberi verdiğimde hepsi çok sevinmişlerdi.Artık işimi ayarladığıma göre kendime bir ev bakmalıydım.Daha fazla mezun olduğum okulun yurdunu işgal etmek hiç hoş bir durum değildi.Burcu bu konuda bana oldukça yardım etmeye başlamıştı.Şansımıza Kerem'in babası emlakçıydı ve Kerem Burcu'nun en ufak bir ricasından sen iste Roma'yı yakayım edasıyla babasını bu işe dahil etmişti.Benim için uygun evi hiç bir emlakçı parası almadan ayarlayacaklardı.Açıkçası onun için bu kadar kul köle olan Kerem'e hala net bir cevap vermeyen Burcu'yu anlamakta güçlük çekiyordum.

Çöl Rüyası (Şimdi tüm kitapçılarda...)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon