O ne zamandır buradaydı? Aptal danslarımı görmüş müydü?

"sen ne kadar süredir oradasın bakayım?" Diye telaşla sorduğumda "mükemmel dansını izleme fırsatı bulacak kadar oradaydım, ısrarla fark etmeyen sendin" dediğinde gözlerim daha da büyümüştü.

Hayır yaa, hayır!

Tekrar biten şarkıyla arkamı dönüp telefonuma ilerledim. Şarkıyı kapatıp "unut o dansı, hemen" dedim. Saçmaladığımın farkında değildim. Sarp daha çok gülerken poşetleri çıkarıp içeri girmişti bile. Kapıyı kapadığında "hadi şu rafları düzenleyelim ve burayı yerlerin tozunu kolayca alabileceğimiz bir yere çevirelim" demişti.

"Yardım etmek konusunda ısrarcısın demek" dedim. Konunun kapanması işime gelirken. Kafasını sallayınca "peki" dedim. Önümdeki kitaplık gibi
olan kocaman raflı şeyi gösterip yanıma gelmesini sağladım. Birlikte ittirip onu duvarın köşesine yerleştirdik. Daha sonra diğer tüm kitaplıkları onun önünde sırasıyla dizmiştik. Toplam 6 tane olan kitaplıkları buranın temizliği bittiğinde bir duvarı kaplayacak şekilde yerleştirebilirdik. Gerçekten güzel olurdu.

Sarp'a dönüp eşya yığınını işaret ettim "şu eşya yığınını şimdilik kitaplığa dolduralım. Ama kullanılacak durumda olanları seçmeniz lazım kalanını çöp poşetlerine doldurup içinden çıkan kağıtları falan da diğer poşetlere koyarız. Sonra onları geri dönüşüm kutusuna bunlarıda çöpe atarız" diyerek uzunca konuştum. Konuşmam bittiğinde Sarp kafasını sallayıp "aynen" demişti. Ve benden erken davranarak bir poşet alıp eşya yığınına ilerledi.

Ve eline aldığı kırık duvar saatini çöp poşetine koydu. Ardından eline metal, boynuzlu kask almıştı. Kaskı bana gösterip "odanın bir kısmını kostüm kısmı yaparız burda çok fazla kostüm var. Bu işe yarar" demişti gülerek "güzel fikir deyip onu onaylarken eline aldığı diğer başka bir kaskıda bana doğru, yani kitaplığı getirmeye başlamıştı. Bense neden hala kitaplığın önünde duruyordum bilmiyordum.

Sarp elindeki kaskları inceleyerek gelirken yerde duran çöp rulosuna basacak olduğunu fark etmemle ona doğru bir kaç adım attım hızla.

"Sarp dikkat et!" Dediğimde o çoktan ruloya basmış, rulo ayağının altında yuvarlanmış ve Sarp ağzından çıkan bir küfürle hala ona yaklaşan bedenimin üzerine doğru yalpalamıştı. Düşememek için kendini ileri savururken bedeni bedenime çarptı.

Bu yaptığı ikimizi birden yere savurdu. Ve o anda, tam o anda üzerime düşen Sarp'ın dudakları dudaklarım üzerinde durdu. Gözlerimi şaşkınlıkla açıp kocaman kocaman ona baktım.

Şu an kısmen onu öpüyordum!

Sarp'ı öpüyordum!

Sarp beni öpüyordu!

Kapalı olan gözleri hızla açıldı ve gözlerimi buldu. Dehşetli bakan gözlerime değdiği ilk anda adeta üstümden fırlayarak kalktı. Boşlukta kalan dudaklarım ile bende ayağa fırladım. Nasıl ayakta durduğumu bile bilmiyordum. Heyecandan duyma yitimi yarıya kaybetmiş gibiydim. Hala şok içerisinde bakıyordum oda dudaklarını tutmuş bana arkasını dönmüştü.

"A-akşın be-be ben çok çok özür dilerim yemin ederim yanlışlıkla oldu ye-yemin ederim" diye konuşmaya başladı. Ben ise onu duymakta zorluk çekiyordum. Ayaklarım istemsizce bir adım ona götürdü beni. Bir adımdan sonra mıhlandım yerimde çünkü Sarp bana doğru dönmüştü. Öyle bakıyordu ki, kalbimi artık hissedemiyordum.

Gözlerinde pişmanlık aradım. Yoktu. Sadece üzgündü.

"Ben böyle, bilemezdim ben özür dilerim Akşın. Böyle olmasını istemezdim, yani bu şekilde olmasını yani öpmek istememden değil sen istemeden aman ben ne diyorum ya ben gerçekten çok çok özür dilerim, çok özür dilerim"

Ona baktım. Göz göze geldik.

Utanmam gerekmez miydi?

Utangaç biri değildim, ama olmasam bile şu an utanmam gerekliydi. Ama hayır ben, ben sanki transa geçmişim gibi hala ona bakıyordum. Gözümdeki şaşkınlık bir nebze olsun dinmiş miydi bilmiyordum.

Gözleri dudaklarıma indi.

Lanet olsun ki gözleri dudaklarımdaydı.

Bana doğru bir adım attı.

İstiyordum, kahretsinki beni öpmesini istiyordum.

Şu anda nerede olduğumuzu unutmuştuk, ne zamanda olduğumuzu da, kim olduğumuzu da.

Şu an tek önemli olan onun dudaklarını hissetmek istememdi.

Ufak bir adım attım dudaklarımda ki gözlerini izlerken. Gözleri gözlerime çıktı tekrar. Derince baktı. Sanki gözlerimi okumak istiyormuş gibi.

Ve o anda, her şeyi bir kenara bırakıp üstüme doğru hızlı adımlarla geldi ve beni kollarımdan tutarak geriye doğru yürüttü. Hızlı adımlarına yetişmeye çalışırken arada bir tökezlemiş ancak onun beni tutuyor olması sayesinde düşmemiştim. Sırtım sert bir şekilde arka da ki kitaplığa çarptığı anda Sarp'ın dudakları bu sefer istemli olarak dudaklarımı örttü.

Lanet olsun! Bu harika hissettirmişti! Lanet olsun ki onu öpmek güzel hissettirmişti.

Ölüm kadar güzel!

Dudaklarımın aralanıp onu karşılaması ise

Ölüm kadar sonsuzdu, ölüm kadar sonsuz hissettirmişti.

Ölüm kadar sonsuz.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

....

Ğapağağağpaaşa

Ğağağağağaaa

Ağlıyorum şu an :''')

'Sonunda öptü' diyenler?

'Ben demiştim Sarp Akşından hoşlanıyordu' diyenler?

'Lan bu hani bilinmeyenden hoşlanıyordu? Bundan sonra ne bok yiyecek?' Diyenler?

Hepinizi bir sonra ki bölüme kadar merakta bırakmaktan zevk aldığımı sananlar?

Heh işte bi onlar haklı döfkkdmdmd

Sarpişkom || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin