Bir İstanbul Sabahı

65 13 10
                                    

İstanbulun uzun ve dar sokaklı caddelerinde büyümüştüm çok zeki ve çeviktim herkesin imrenerek baktığı örnek gösterilen komşu çocuğuydum. Bu çocuk hayatını kurtarırdı hem zeki güzel bir iş mutlu bir hayatı olur derlerdi anneme annemde benimle gurur duyardı. Babam beni zar zor okutmuş ailem de diğer 3 kardeşimden en başarılısı en çok çalışanı da bendim. Diğer kardeşlerim çalışmaktan okuyamaz babama yardım ederlerdi ben ise okuldan çıkınca da çalışmaya giderdim babamın yanına. Bu arada ben Demir. Demir BEY, evet soyadım bey. Böyle bir hayattan başarıyla devam etmek hiç te kolay olmadı çok çalışmak gerekti -sana güven veren birkaç insan olunca bu başarılmaz olmaktan çıkıyor-. Çocukluğum ailem ile zor geçti ben 10 yaşına geldiğimde bir gün babamdan izin alıp 2 erkek kardeşimle top oynamaya gitmiştik kız kardeşim evde anneme yardim ediyordu. Çok eğleniyorduk bu belki de yaptığımız en eğlenceli aktivitemiz hep aynı mahallede ki çocuklarla gazozuna maç yapar her zaman olmasada arada kazanırdık. O gün 21.09.2001 normal bir gündü sadece okuldan sonra babamızın yanında işten erken çıkmıştık top oynayacağımız yere doğru gidiyorduk. Yol biraz kalabalık ve biraz gergindi kardeşlerim korkmaya başlamıştı. Çocukluğumuzadan heyecanlanıp bakmaya çalışmıstık en öne geçtiğimizde elinde silahlı çete gibi üzerimize gelen insanları görünce ben bile korkmuştum. Silah sesinin gelmesi ile insanların koşturması bir olmuştu o kalabalıkta yere eğildim ve ağlamaya başlamıştım kargaşa geçip gittikten sonra ellerimin kan olduğunu gördüğümde ellerimden gözümü alamadım. Yerde yatan iki kardeşim hareketsiz duruyordu. Çocuktum ne olduğunu bilmiyordum o mafyanın adamlarının yüzlerini hayatın boyunca unutamadım bir isim kulağımdan çınlıyordu FIRAT BAŞKAN...
Babam gelip bizi aldığında cevap veremez haldeydim kardeşlerimin öldüğünü görünce babam bile ağlamaya başlamıştı. Babam beni alıp eve gitti. Annemin beni öyle görmesi bile benim ne kadar kötü birşeye karıştığımı gösteriyordu.
Kardeşlerimle Birdaha buluşacağımı biliyordum cennette. Tek kiz kardesim annem ben ve babam kalmistik.1 yıl boyunca evden çıkmadım kardeşlerimi öldüren insanın ismi hala kulaklarimda cinliyordu. Okula gitmeye karar verdim. Kardeşlerimin vefatinin 3.yılında babamı trafik kazasinda kaybettik. Simdi hayat daha zordu bizi hep koruyan calisip karnimizi doyuran babam gitmisti. Çalışmaya başlamıştım babamın yaptığı işi devam ettirebilirdim. Kendimi toparlayıp babamın çalıstığı ayakkabı tamircisi dukkanini ben calistiriyordum zor oldu ama hem okuyup hem annem ile kiz kardesimin karnini ben doyuruyordum...
Yıllar geçti ve okulu sonunda bitirdim. Sene 2012 olmuştu ve hukuk fakultesini bitirip güzel bir kadınla evlenmiştim.kız kardeşim ve annem bu zamana kadar yanımda durmuş ve beni desteklemişti 22 yaşına kadar. Hala kardeşlerimin acısı içimde ve o gün olan hiç bir şeyi unutmamıştım. Avukatlık bana hatrı sayılır bir çevre ve saygınlık kazandırmıştı başarılı davalar beni umutlandırıyordu.
2014 yılında ikiz çocuklarım oldu bir kız biri erkek eşim İrem çocuklarımın adını benim koymamı istemişti ve kiz olanın ismini Ezgi Erkek olanın ismini Necip Fazıl koymuştum. Neden mi necip fazıl ? Siz biraz orayı anlamışsınızdır. Okul okuduğum süre içerisinde en çok şiirini okuduğum ve ezberlediğip şairdi ve eşime onun sözleriyle evlenme tekliginde bulunmuştum bu yüzden bizim için çok anlamlı. Şimdi çocuklarım 5 yaşında ve onlarda benim kadar zeki eşim kadar güzel çocuklardı...
Ama Asıl Şimdi Herşey Yeni Başlıyordu Kardeşlerimin İntikamını Alma Zamanıydı...

Güçlü OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin