Artık etrafta Alara veya Dilara görmeye dayanamayacaktım.

Tahmin ettiğim üzere ikisi de ders çalışmak yerine başka şeylerle uğraşıyorlardı. Çetin telefonu yan eğmiş oyun oynuyor Bora'ysa kitap okuyordu. Çok sevgili Oğuz Atay'ı vardı elinde yine.

Bir sandalye çekip oturduğumda ikisi de kafasını kaldırıp bana baktı, tek farkları Çetin bana bakmaya devam etmiş üstelik gülümserken Bora kafasını tekrar kitaba gömmüştü.

Kafan kitabın içine gömülü kalır umarım Bora.

"Kardeşiim, sınavdan önce moral mi depoladın bi nur gelmiş yüzüne."

"Onu ölülerin rengiyle karıştırmış olmayasın? Hani ikisi de beyaz ya. Çünkü ben nur mur hissetmiyorum."

"Yok yok sana bi nur gelmiş. Böyle sarı saçlı 1.65 boylarında falan."

Gözlerimi devirip kafamı arkaya attım, şahin gibi gözleri vardı piçin. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmıyordu.

"Sen nerden gördün lan? Gözünden bir şey kaçmıyor amına koyayım!"

"Görürüm ben. Yengeye selamımı ilet."

"Şuan yanımda mı sence? Onu önce söyleyecektin."

"E giderken haber vermedin ki kardeşim."

"He Çetin ondan."

Tavrıma rağmen karşılıklı gülüşüyorduk, Bora'ysa muhabbetten baya uzaktı. Okul mokul demeyeceğim dalacağım bir gün ortalık yerde.

Çetin bir süre sonra sırıtmayı kesip gözleriyle Bora'yı işaret etmişti, ne ayak olduğumuzu soruyordu. Ne olduğunu ben anlasam önce, belki her şeyi çözecektik.
Sıkıntıyla nefes verip Bora'ya döndüm, Dilara'dan haz almasam da sonuçta sevgilisiydi. Ortam fazla sessiz olunca Bora kitaptan başını kaldırıp bana bakmıştı, bakışıyla eş zamanlı Çetin'de ayaklanmıştı.

"Gençler ben birer tost alayım bize aç aç girmeyelim sınava, gelirim birazdan."

İçimden katıla katıla gülmek gelse de kendimi tuttum, ikimizin arasındaki gerginlik Çetin'e bile etki etmişti. Tek kuruşun hesabını yapan çocuk bize tost ısmarlıyordu.

Bora konuşacak gibi oldu ama ona müsaade etmeden ben devam ettim

"Suna'yla ne konuştunuz?"

"Çetin olayını konuştum."

"Dilara'nın söyleyeceğine inanmıyorsun sanırım?"

Açma şu kızın muhabbetini...

"Evet, dürüst olmak gerekirse hiç inanmıyorum. Arkadaşını korumak isteyecektir. Gelip anlatacak hali yok."

Kafasını onaylar şekilde aşağı yukarı salladığında şaşırmıştım, birbirimize girmemiştik bu sefer ama yine de konuşmaya niyetliydim.  Dün çok güzeldi ama o kadar güzel anın sonunda gece yaşadığımız gariplik bana hala aramızın normal olmadığını göstermişti. 

"Seninle konuşmam lazım Bora, çok kafa yordum bu konu üzerine ama bi sonuca varamadım. Belli ki eskisi gibi olamıyoruz kabullendim bunu, artık birbirimize girmeden bir günümüz geçmiyor. Hadi tamam bu da önemli değil ama ben artık herhangi bir kız için seninle bozuşmak istemiyorum. Ne Dilara ne Suna ne de başka birisi. Yemin ederim çok sıkıldım bu durumdan."

Asıl sen Dilara'yı aldatıyorsun demek istedim ama diyemedim. Eğer dersem yaptığının farkına varır da aramızda olan bu ufak şeyi bitirir diye ödüm koptu.
Vücudumu saran bu korkuyu fark etmekse beni dehşete sürüklemişti.

"Haklısın. Benim hatam aslında ama seninle bir derdim yok Levent, benim tüm derdim kendimle."

O an istemsizce Cansu ablanın bizdeyken dediği şey gelmişti aklıma, Bora kendi kendisiyle yeterince uğraşıyor.

"Nasıl yani?"

Dönüp Çetin'e baktı, sonra bana döndü tekrar

"Mesela Dilara'ya karşı dürüst değilim ama gelmiş Alara'nın muhabbetini yapıyorum.  Kafam çok karışık Levent. Tahmin edemeyeceğin kadar çok hem de."

Az önce içimden geçirdiğim korkuyu dillendirmesi beni daha da çok germişti. Bir türlü düşünmeden edemiyordum ya ikimiz arasında bir seçim yaparsa? Kimi seçeceğini çok iyi bildiğimden böyle bir ihtimali kafasına sokmak dahi istemiyordum.
Ama o çoktan düşünmeye başlamıştı anlaşılan.

Şimdi sonucun ne olduğunu görmek için geri sayım vakti gelmişti.

Ona tek kelime edemedim, sadece kafamı yere eğip başımı salladım. Ne diyebilirdim ki? Ona ahlak dersi verecek son kişi bile değildim, Dilara'ya git ya da onu bırak diyecek kadar da cesur değildim.

"Buyrunn tostlarınız!"

Çetin masaya üç tost bıraktığında zorla yutkundum, ne yemek yiyecek iştahım ne de burada kalacak isteğim vardı. Tek isteğim uzaklaşmaktı. Cebimden tostun parasını çıkartıp ortaya bıraktım

"Sağ ol kardeşim ben tokum. Bi sigara içeceğim derste görüşürüz."

Ne ara onu kaybetmekten korkacak kadar içime işlemişti?

[ I. Kitap ] Yarına Kadar (bxb) • [Tamamlandı]  Where stories live. Discover now