Artık duyabiliyorum...

15.1K 310 18
                                    

Bir bedeni tekrar hissetmek...

 Şehvetin bütün bedenimi sardığını hissederek titredim. Birdenbire içimde onu hissedince sırtım ters bir yay çizerek başımı geriye attı ve dudaklarımdan engel olamadığım bir inilti çıktı. Boynuna doladığım kollarımla onu kendime çekerken ıslak dudaklarını güçlükle karnımdan ayırdı ve beni öpmeye başladı. Dilini başka bir yerinin ritmine sokarak dudaklarım arasından ittirince tekrar inledim ve bacaklarımı ona dolayarak vücudunu daha çok kendime çektim. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp incecik bir gümüş bağın aramızda kalmasına izin vererek fısıldadı,

-Seni seviyorum...

-Ne, dedim zevk içinde kıvranarak duymamış gibi yaptım.

-Seni seviyorum, dedi dudaklarım boynunda dolaşırken seslice inlediği için boğuk çıkan bir sesle.

-Duyamıyorum...

 Dudaklarımı kusursuzca hareket ettirerek onu iyice hassaslaştırırken sona ne kadar yakın olduğumun farkındaydım.

-Seni- ıııhhğğmmmm!...

 Boynunu iz bırakacak şekilde emerken elektrikle çarpılmış gibi inledi. Daha önce hiç üzerinde iz bırakmamıştım.

-Ne diyordun, dedim dudaklarımı ona yöneltirken, bir iniltiden farksız bir sesle.

 Kendini içime daha da iterek son gücüyle bağırdı.

-Kahretsin, SENİ SEVİYORUM!

 Ben sarsılırken onun da bana odağını yitirmiş gözlerle baktığını fark ettim ve içimi bir sıcaklık kapladı. Sebebi bakışları değildi.

 Nefeslerimizi dizginlemeye çalışırken ellerim boynundan kayarak yüzünün iki yanına yerleşti. Terle kaplı vücutlarımızın arasındaki bağın kopmasına izin vermeden alnını terden saçlarımın yapıştığı alnıma dayadı,

-Seni seviyorum, diye tekrar etti yorgun çıkan bir fısıltıyla ve sonra bir daha. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum...

-Artık duyabiliyorum, dedim gülerek, hala düzensizce inip kalkan göğsümde hissettiğim baskıyla kalp atışlarımızı aynı anda hissedebilmemize şaşırıyordum. 

 O da gülümsedi ve dudaklarını dudaklarıma yaslayarak bana uzun ve soluksuz bir öpücük verdi.

-Seni seviyorum, diye mırıldandığını duydum yorgun bir şekilde yatağa yığılırken. Seni seviyorum...

 -Kapa çeneni, diye homurdandım şımarıkça ve beni kendine çekmesine izin verdim. Uykum var...

 Ellerimizi birbirine kenetledik.

 Kabuslara alışmış biri olarak söylemeliyim ki, bir kere yakanızı kaptırırsanız, bir daha kurtulamazsınız. İrkilerek uyanıp beni saran kollardan sıyrıldığımda aklıma gelen ilk şey buydu.

-Ne oldu?

 Nefesimi düzenlemeye çalışırken ona döndüm,

-Ben...

 Aniden yüzümü elleri arasına alarak sözümü kesti,

-Hey, sadece bir rüyaydı, dedi şefkatli bir sesle. Geçti...

 Parmakları gözlerimden akan ve benim yeni fark ettiğim yaşları sildi.

-Sorun yok...

 Gözlerimi yumarak sesinin sakinleştiriciliğine bıraktım kendimi. Başımı göğsüne dayayarak ellerini saçlarıma attı. Dudaklarının kulağımda okşayıcı öpücükler bıraktığını hissettim. Yavaşça yatağa doğru çekti beni. Kollarını göğsüme dolayarak enseme huylandırıcı öpücükler bıraktı. Sonra nefesi düzene girip dudakları arasından uykulu mırıltılar çıkarmaya başlayıncaya kadar beni öpüp çok güzel koktuğuma dair bir şeyler mırıldandı. 

Kapıların ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin