Vediâ: on yedi

En başından başla
                                    

Dudağımı bükerek sağa sola salladım. "Hım, Shiva'yı diriltmek gibi mi yani?"

Henüz kim olduğunu öğrenmediğim kadından kalın bir ses çıktı: "Ne?"

"Bir şeytan mı diriltirdi?" Aniel, şok dolu bakışlarını diğer baş meleğe çevirdi. "Lucius?"

Nahaliel, gözlerim dışında hiçbir yere bakmadı ve yakınıma gelerek oturdu. "Nasıl oldu bu?"

Onlara Lola'yı kısaca anlattım. Balaam'a bunu yaparken zerre pişman olmadım. Eski baş meleklerin yüzlerinin şekilden şekile girmesini izlerken keyif bile aldım.

En sonunda "Gorgonlarla araları kötü. Drayadlar da onlara savaş açmış durumda." diye ekledim. "Baş şeytanın işleriyle fazla ilgilenmediğim için son durumları bilmiyorum."

"Şimdilik yeterli." Lucius Nahaliel başıyla onaylarken Aniel bile durumdan memnun gözüküyordu. "Bu işte bizimle birlikte olduğun için teşekkür ederiz."

"Onu mühürle." dedi Aniel, anında ortaya atılarak. "Bize hizmet ettiğini söylemesi yetmez."

Alayla güldüm. "Bana parmağının ucunu bile dokunduracak olursan bu iş boka sarar, melek."

"Aniel haklı." dedi Nahaliel, Aniel'e katılarak. "Bir söz senin gibi biri için değerli değil."

"Benden büyük şansınız olsa beni burada bir saniye daha canlı tutmazsınız. Bana muhtaçsınız." Dişlerimi gösterecek şekilde gülümsedim. "Bence güvenmekten başka çareniz yok."

Aniel konuşacağı sırada Nahaliel elini kaldırarak yükseleyecek itirazı susturdu. Aniel omuzlarını indirdi. "Bizimle oynamasan iyi edersin."

Nahaliel elini bana doğru uzattı. Birkaç saniye sonra, elimi üzerine koymamı istediğini fark ettim ve hareketlendim. Diğer eliyle arkada duran meleğe gelmesini işaret ettiğinde melek, kanatlarını usulca açarak yanaştı.

Nahaliel, bir tüy kopardı ve avucununun üstünde duran elimin içine koydu. Boşta kalan eliyle üzerini kapattığında keskin bir acı hissederek ayağa fırladım ama kolumu geri çekemedim.

Ona saldıracağım anda beni bıraktı.

"Neydi bu?" dedim, tıslayarak. Avuç içimi ovuşturdum, gözlerim bir yandan da tüyün nereye kaybolduğunu aradı.

"Yaklaşık bir ay boyunca sağ avucunu kanattığında söylediklerini duyabileceğiz. Buraya daha fazla gelmen seni tehlikeye sokar."

Elimdeki her şey normaldi. "Peki bunu baş şeytan fark eder mi?"

"İtiraf etsen bile inanamaz." İç çekti. "Çünkü normal şartlar altında hiçbir melek, tüyünü koparmaz."

"Sadece yedi kişi olmanıza bakarsak... Eski bir genelleme."

"Artık diriltmelerin gerçekleşebileceğini ve yöntemini öğrendik." Lucius Nahaliel'in gülümsemesinde ilk defa saklanamayan bir tehlike gördüm. "Bunu sen sağladın. Minnettarız."

Ψ

Eve döndüğümde Balaam'ın yüzünü görememiş olmak beni rahatlatmıştı. Benim gibi birinin bile yalanını ustalıkla saklayabilmesi için üzerinden geçen bir süreye ihtiyacı vardı.

Balaam'a bunu neden yaptım? Ya da Meredith, Shiva ya da diğerlerine? Çünkü benden nefret ediyorlardı, ben de onlardan. Küçük görülüyordum ama öyle değildim. Güçlerimin baş melekler ve baş şeytanlara işlememesinin nedenini bulduğum anda yok edecektim fakat nereden başlayacağımı bile bilmezken en fazla ne yapabilirdim?

ALANZO BALAAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin