İnkarnadin: altı

1.6K 227 44
                                    

'Burada benim için hiçbir şey yok artık,
Ama yalnız kalmak istemiyorum.'

Rihanna, Desperado

2 Ağustos, 2020

2 Ağustos, 2020

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁꧂

Değiştirmek istediğim hiçbir şey yapmadım ama, nedense, tüm hatalarımın yazıldığı kağıdı karalayıp duruyordum. Aklımdaki bir şey haklı olduğumu ve devam etmem gerektiğini fısıldıyordu. Tüm gücüm zihnimken, ona kanmamak elimde değildi.

Lunor'un şaşkınlıkla "Bunu nereden buldun?" dediğini duyduğumda zihnimdeki pus dağıldı ve gerçeğe döndüm. Yattığım koltukta doğruldum ve elinde tuttuğu parlak çiçeğe baktım. Gün ışığını keskin bir şekilde yansıtan merceye tutmuştu çiçeği ve çiçek alev almamıştı, sadece siyah yapraklarındaki damarlar belirginleşmişti.

"Ormanın güneyinde." Omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Oraya ait değilmiş gibiydi, ben de aldım."

"Harika." dedi, heyecanla. Masasının üzerindeki kitapları kenara çekti, çiçeği koydu ve onlarca kata sahip büyütecini çiçeğin üzerine çekti. "Bir kolye üzerinde çalışıyorum. Ölümsüzlük kolyesi. Ama nasıl aktif edeceğimi bilmiyorum."

Tek kaşımı kaldırdım. "Benim için mi?"

"Sen olmadığın kesin. İhtiyacı olan için." Gözlerini, büyütecin arkasından gördüm. Kocaman ve komik duruyordu. "Büyüm, sonsuza kadar yaşayacağını söylüyor. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama gelecek büyümün doğruluk payı yüksektir, merak etme."

"Bunu istediğimden emin değilim." diye fısıldadım, duyamayacağı bir sesle.

"Anlamadım?"

Elimle onu geçiştirdim. "Bir şey yok, devam et sen."

"Sende bir gariplik seziyorum, Veorra." Dikleşti, gözlerini kısarak bana baktı. "Sorun ne?"

"Bilmiyorum ama önemli değil. Sanırım bunalma yaşıyorum."

"Sakın. Sakın saçma bir şey yapma. Sen böyle olunca... Kötü şeyler oluyor. Gözlerini kardeşlerinden ayırma."

Her şeyi zaten ben yaptım, diyemedim. Dünyayı bu hale ben getirdim. En kötüsü benim.

"Amanın," diye irkildi. Hissettiğini ben de fark ettiğimde ayağa fırladım. Buraya ait olmayan birinin varlığı taht odasında geziniyordu. Gelişini hissedemeyecek kadar dikkatim dağınıktı ama kim olduğunu anlamamla sakinleşmem bir oldu. Armando Bartolov Behemoth.

Hızla taht odasına gittim. Kapıyı gürültüyle açtım ama beklediğim sahne yerine çok farklı şeyler buldum.

Kardeşlerimin gözleri Bartolov'un üzerinde değil de, Leandro'daydı. Onu öldürmeye an kolluyor gibiydiler.
Darian saldırmaya hazır gibi bekliyordu, diğerleri ise gerilmiş, birkaç sandalye devirerek ayağa kalkmıştı.
Bartolov ise Kyran'ın çenesini tutmuş, sağa sola çevirerek inceliyordu. Bunu diğerlerine de yaptığına emindim. Kısa bir süre sonra ittirerek bıraktı, bana döndü. Turuncu gözleri, esmer teni ve siyah saçlarının arasında parıldadı. Heybetli bedeni odadaki tüm gücü emiyor, geriye yalnızca kırıntılar bırakıyordu. Onu son gördüğümden bu yana hiç değişmemişti, yara almamıştı. Hiçbir izi yoktu.

ALANZO BALAAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin