Sesimi duymazsan beni tanımazsın, değil mi?

Start from the beginning
                                    

"Teşekkür ederim." dedi defalarca kez. "Teşekkür ederim Jimin, onu kurtardın." gözümün önünde ona sarılması ölmekten beter etmişti beni nasıl yapacaktım nasıl onsuz devam edecektim? Evimin her köşesinde ona ait anılar yatarken, ben o evde nasıl yaşayacaktım bilmiyordum. Kafam durmuştu. "Sizin için yapmadım bunu, kendim için yaptım." demişti ayrılmıştı yanımızdan. İçim çekiliyordu sanki öyle canım yanıyordu. "Ne yaptın sen?" dedi Yoongi Hyung, gözleri dolmuş bana bakıyordu. "Jungkook sen ne yaptın?" sorusunu tekrar duymuştum fakat algılayamıyordum. "Onu hiç düşünmedin mi? Sana bir şey olursa nasıl hissedeceğini hiç mi düşünmedin?" demişti düşünmemiştim onun hislerini zedelemiştim ben. Ben onun hislerine bile iyi bakamamıştım.

"Onsuz yaşayamam o olmadan nefes alamam. Ben onsuz yaşayamam." demiştim Yoongi Hyung öfke doluydu kendine yediremiyor gibiydi. Ellerini saçlarına geçirmişti daha sonra vurdu bana. "O sensiz yapabilecek mi sanıyorsun?" dedi yapamazdı bunu biliyordum ama, şartlar şu an bilsen de bir şey değişmez diyordu. "Eve gidelim." demişti. "Annenin evine ya da senin evine bir yere gidelim işte. Burada durma daha fazla." demişti durmak istiyordum rüzgarı içime çekmek, her içime çekişimde onun kollarımın arasındayken yüzüme çarpan nefeslerini hissetmek istiyordum. "Orası olmaz. Orası artık olmaz beni oraya götürme lütfen." demiştim berbat göründüğümü biliyordum fakat Yoongi Hyung beni anlıyordu. Yaşadıklarımı biliyordu.

"Jungkook..." dedi zorlukla. "Sen mi yapmışsın gerçekten? Annen... annen bana öyle söyledi." demişti daha bir karanlık çöktü içime, gece daha bir karardı sanki. Onun kirpikleri kadar karardı başıma bu gece. "Ben yapmışım." demiştim sonrası sessizlikti. Uzun derin bir sessizlikti. Bozan taraf ben olmamıştım. "Gidelim hadi." demişti nereye gideceğimizi bilmiyordum. Yürüyecek halim yoktu. Beni sırtına almıştı. Bu anı daha önce yaşamıştım onunla. Şimdi her şey çok değişmişti. Keşke onu öpmeseydim diyordum içimden, keşke karışmasaydım ona bu kadar. Taehyung'a alışmasaydı içimdeki bütün duygular. Birbirimizi hissetmeseydik ait olmasaydım ona. Onunla hiç karşılaşmasaydım yıllar önce o kazada ben ölseydim, ona 'yaşa' deseydim 'o güzel gözlerinle her yerde ben varmışım gibi, bunu görerek yaşa.'

***

Gözlerimin dolmasına engel olamadığım için kendimden nefret ediyordum. Nefes alsam bile doluyordu gözlerim. Bana acınası gözlerle bakıyorlardı. Annem yanımdaydı dizlerinde uzanıyordum. Konuşmuyordum hiç tek kelime edecek gücüm yoktu. "O çocuk yüzünden bu halde olduğuna inanamıyorum." demişti bu saçmalıktı o çocuk bir tek beni bu hale getirebilirdi. "Jungkook onu seviyor. Sizin sandığınızdan çok fazla seviyor hemde. Biraz anlayış gösteremez misiniz?" demişti annemi tanıyordum gerçi o kadar olan şeyden sonra tanıdığımı düşünüyordum. Annem onu asla istemeyecekti. "Onun bu halde olmasına ses çıkarmayarak yeterince anlayışlı olduğumu düşünüyorum." demişti ağlayamıyordum sadece gözlerim doluyor annem elleriyle yakalıyordu o damlaları. Ağlamama bile izin vermiyordu.

"Peki bu saatten sonra ne olacak? Onu da düşünmüşsünüzdür siz Jungkook adına planlar yapmışsınızdır." gözlerimi kapatıp daha fazla onları görmek istemedim. Pikniğe gittiğimiz günü getirdim gözlerimin önüne. Saçlarına çiçeklerden taç yaptığım görüntüsünü getirdim. Sevdim saçlarını her bir telini ayrı ayrı sevdim. Dağıldı ellerimde o saçlar hayali bile gitti gözümün önünden. İşte şimdi ağlıyordum. Hayalini bile bana bırakmayışına ağlıyordum. "Yeter!" diye bağırdım. "Yeter... yeter... yeter!" salonda sessizlik olmuştu deli gibi bağırıyordum. Kendimden geçmiştim bulduğum tabloyu, vazoyu duvarlara fırlatıyordum. Ben yapamayacaktım ben böyle devam edemeyecektim. "Gidiyorum ben." demiştim arkamdan koşuşturmuşlardı.

"Jungkook nereye?" demişti annem cevap vermemiştim. Kolumdan yakalamıştı beni. Göğsüme kapanmıştı. "Defalarca kez kaybettim seni. Bu kapıdan defalarca kez çıkışını izledim. Yapma artık ne olur. Dayanamıyorum Jungkook yapma yalvarıyorum sana yapma." demişti ağladığını görmüştüm çok ağlıyordu hemde kıyamamıştım sarılmıştım ona. "Geleceğim." demiştim. "Geri geleceğim yemin ederim geleceğim." demiştim gelmeyecektim. Ona gidecektim kapısında yatacaktım gerekirse yine onunla olacaktım. "Bana biraz zaman ver." demiştim Yoongi Hyung bana destek olurcasına yanıma gelmişti. "O haklı bayan Jeon biraz zamana ihtiyacı var." demişti annem gülmüştü. "Benim zamanım doldu artık." demişti elleri avuçlarımdaydı buz gibi olmuştu.

opia | taekookWhere stories live. Discover now