13.Bölüm: Harita'nın Sırrı

En başından başla
                                    

James elindeki Çapulcu Haritası’nı yatağın üstüne serdi.

“Harita’nın sınırlarını biliyorsun. Hogwarts Arazisi sadece. Şu nokta Karanlık Orman ve arazi arasındaki sınır sayılır. Haritayı taradım ve Valentine haritada yok. Bu da ormana gitmiş demek oluyor. İşte bu noktadan girmiş olmalılar Ormana. Ve asıl noktaya gelelim. Mary Davies’le gittiğini söyledi Valentine’ın ama sorun şu, Davies Ravenclaw kulesinde uyuyor. Baksana-” eliyle Ravenclaw kulesindeki erkekler yatakhanesinde altında Ryan Davies yazan minik noktayı gösterdi. “ harita asla yalan söylemez. Biri Davies’in kılığında oraya gitmiş olmalı.”

"Ne yani Karanlık Ormana mı gireceğiz?"

"Hayırdır Patiayak, korktun mu?" dedi sırıtarak. Sirius da istemeden güldü "Görürsün sen! Kalk hadi gidiyoruz."

"Hah sonunda, bekle Görünmezlik Pelerinini alayım, biliyorsun şu son olaydan beri Filch'in gözleri üstünde."

"Ona fark ettirmeden sıvışmalıyız."

Birlikte pelerinin içine girip dış kapıya geldiler. Batmaya başlayan güneş yerini karanlığa çoktan bırakmıştı.

***

VALENTİNE

"Düşmanımın torunu , ölümün geldi."  

Ne? ne demişti bu adam şimdi. Sarmaşıklar onu sürüklerken korkusunu bastırmaya çalışıp bu cümleyi düşündü Val. Tam bu sırada ay ışığı ağaçlardan süzülüp bir anlığına kolyesini aydınlattı.

Kara büyücüye karşı olan, hem nefretli hem sevgilinin bir diğer kanından olacak.

Kara büyücü Phulrod'mudyu. Tabii ya PHUL-ROD/ RAD-LOFF, ismini değiştirmek için basit bir hece oyunu yapmış.

Phulrod Radloff'un ta kendisiydi!

 Sarmaşık bileklerini sıkarken soğuk toprak zemin dizlerini aşındırıyordu, başka bir dikenli çalılığı geçtiklerinde karşılarına bir açıklık çıktı. Açıklığın ortasına geldiklerinde Radloff aniden durdu arkasını döndü ve hafif bir asa hareketiyle sarmaşıkları uzaklaştırdı.

Val, bir anda yere yığıldı. Kendini toparlamaya çalışıp cübbesinden asasını çıkardı, hala kırılmamış olmasına şükretmeliydi. Karanlıkta Phulrud’un görmemesini umarak asasını tuttu ve tüm gücüyle bağırdı

“Sersemlet!”

“Protego!”

Büyü karşısındaki büyücünün kalkanından sekti. Ama Valentine pes edecek değildi.

“Impedimenta!”

“Protego! Expelliarmus!”

Valentine’ın asası Kara Büyücüye doğru uçtu ve Valentine gözlerinde umutsuzlukla asayı izledi.

“Incarcerous!”  görünmez ipler Valentine’ı en yakındaki ağaca bağladı.

“Neden? Neden beni öldüreceksin?” Phulrud ya da Radloff her kimse şüpheci gözlerle ona baktı.

“Kim olduğumu biliyor musun?”

“Evet, sen Radloff’sun… Şu Kara Büyücü.”

“Ah, ismim bu evet. Ancak o anlamda sormamıştım. Judith beni iyi tanır… “

“N-ne? Büyükannem mi?”

Radloff’un gözünde bir öfke kıvılcımı belirdi.

“Evet…O. Seni niye öldüreceğime gelirsek. İntikamdan öte bir şey. Bir zamanlar Judith’in yaptığım bir şey için beni terk ettiğini biliyor muydun? Kendimi karanlığa gömdüğümü söylemişti. Ah, hayır…hayır… Ben sadece kendimi güçlendirecek ve insanların büyülerimi asla unutmamasını sağlamaya çalışıyordum. Ancak birini öldürmek zorunda kaldım bunun için. Bir… Bir hortkuluk yarattığım için…Şimdi seni öldürerek hem ikinci hortkuluğumu yapacağım hem de Judith’ten intikamımı alacağım!”

“Ho-hortkuluk da ne?”

Radloff sabırsızlıkla ona baktı.

“Bunu açıklayacak zamanım yok. Ancak zaten hayatının son saatlerinde olduğuna göre bu bilgiyi sana verebilirim. Hortkuluk denen şeye ruhunun bir kısmını hapsedersin. Ve ölsen bile ruhunun bir parçası dünyaya tutunacağı için hayatta kalırsın. Zamanında Philip Jules adında bir adam beni öldürmeyi denemişti…Nefret ettiğim adam.”

Radloff arkasını ona döndü. Ardından cebine Valentine’ın asasını koydu. Bir atmacaya dönüştü ve göğe doğru yükseldi.

 ***

SIRIUS

Sirius ve James ellerinde asalarıyla Karanlık Ormana koşuyorlardı. Hiç tereddütsüz Karanlık Ormanın içine daldılar. Sirius yere baktığında bir takım izler gördü.

“James…Burada ayak izleri var.” Diye fısıldadı. James sessiz adımlarla yanına geldi gözlüğünü düzeltti ve kafasını görünmezlik pelerininden çıkardı. Daha sonra Sirius’a  dönerek başını salladı. Karanlık Ormana adımlarını atmak üzereyken arkalarından birinin bağırışı geldi.

“Potter! Black!”

Sirius yakayı ele verdik diye düşündü. Sesin geldiği yönde birinin silueti beliriyordu. Belki iyice sessiz olurlarsa yanlarındaki kişi geçip gidebilirdi. Ama ısrarla soyadlarını bağırmayı sürdürüyordu. Görünmezlik pelerinine iyice sarındılar ve gelenin kim olduğuna bakmak için başını çevirdiğinde  Sirius çok şaşırdı.

Bu kişi Lily’di!

Hemen pelerinin altından çıktılar. Lily yanlarına koştu ve onlar daha bir şey diyemeden konuşmaya başladı,

“En yakın arkadaşım büyük ihtimalle bir manyağın elinde. Ben de sizinle geliyorum!”

James pelerinde ona yer açtı ve o da pelerinin altına girdi. Şamarcı Söğüt’ün yanından geçtiler usulca. Hagrid’in kulübesini de geride bırakıp Orman’ın sınırındayken

“Hey, James sana bir şey soracağım.” diye fısıldadı Lily.

“Tabi.”

“Profesör Phulrud’un adını o gece gördün mü? Yani Sirius ve Valentine’ın onun odasına girdiği gece.”

James aniden olduğu yerde durdu ve çarpıştılar. James yüzünde korku ifadesiyle onlara döndü.

“Ne kadar aptalım?! Nasıl fark etmedik?!”

“James neler oluyor?” dedi Sirius aceleyle.

“Bak o gün haritaya bakıyordum. Her gece bakarım bilirsin. Ayrıca Filch’in nerede olduğunu bilmemiz lazımdı. Ve…ve Davies Ravenclaw kulesindeydi! Yani onun Phulrud’un odasında gördüğünüz kişinin Davies olma imkanı yok! Ayrıca bu sene haritada hiç Marcus Phulrud adında birine rastlamadım! Acayip isimli Slytherinlerden biri zannetmiştim Phulrud’un odasındakini. Alfonso Marcellius Radloff yazıyordu.”

Lily nefesini tuttu.

“Olamaz…Olamaz!”

“Lily ne oldu?” dedi Sirius endişeyle.

“ Valentine ve ben Noel Partisinde - Hani dördümüzün dans ettiği- Phulrud’un elinde bir kitap gördük. Valentine çok merak etti ve kısıtlı bölümde olduğunu öğrendik. Bir gece beraber kısıtlı bölüme girdik ve kitabı aldık-”  James ve Sirius’un şaşkın bakışlarına karşılık “-EVET Lily Evans da kuralları çiğner. Her neyse. Kitapta bir adamın  ismi vardı, bir karanlık büyücü. Hiç duymadığımız bir ad. İsmi Radloff’tu! Hatta Valentine’ın büyükbabası öldürmüş o adamı! Ama nasıl hayatta olur?!”

Sirius’un aklı birden o güne gitti. Valentine’la kolyenin içini açtıkları güne. İçindeki kağıtları okudukları güne. Artık bazı şeyleri anlamaya başlıyordu.

“Hemen gitmeliyiz! Haydi! Valentine’ın…Onun hayatı tehlikede!”

James ve Lily dehşet içinde Sirius’a baktı.

Sirius üzerinde pelerinin olamamasına aldırmadan Karanlık Orman’ın derinliklerine koşmaya başladı.

13. Bölümün Sonu

Not: Arkadaşlar 15 veya 16. Bölümde Sezon Finali olacaktır. Sezon Finalinden bir süre sonra da (çok uzun değil) 2.Sezona geçeceğiz  :)

Bir Marauders Hikayesi - AndromedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin