Yağmur Altında

19 2 0
                                    


     Ellerim ıslak, yüzüm soğuk ,hava güneşli.Ölüyor gibiydim yine bu saatler.Yağmur başladı , şemsiyem yok.Daha sıkı sarılıyorum ceketime.Otobüs durağına sığınıyorum.Yanımdakiler zincirleme bir şekilde sigaralarını yakıyorlar,boğuluyorum.Desem mi ki "Beyefendi duman bana geliyor" diye.Yok demeyeyim en iyisi.Bir otobüs geliyor, su sıçratıyor , gidiyor.

     Neslihan'ı görüyorum karşıdan geliyor.Beni tanımaz artık , değiştim.Gözlerini yakalamak istemiyorum ; şapkamı öne eğiyorum. Zaten yakalasa da hatırlamaz.Güzel zamanlardı benimle konuştuğu vakitler.Doğruları söylerdi hep ama o başka bir hayat istemişti.İstediği neon ışıklarının altında söylenmiş süslü kelimelerdi.Herkes o tür kelimeler isterdi.Başta kabul etmedim.Neslihan herkes gibi değildi.Kendimi zorladım , kandırdım.Düşüncelerimden sonra öldüren aralar verdim, olmadı.

     Önceden tıklım tıklım olan bu sokağın köşesindeki durakta duruyorum.Yağmur dinmek bilmiyor ama iyi haber.Sigara tutkunları yok ortada.Karşıdan bir okul servisi geçiyor:41 S 4519.Ne kadar güzel bir numara.Tekrarlanan sözlerin doğru kabul edildiği yere gidiyor.Ne kadar çok söylenirse o kadar mı doğru oluyor sözler?Yalanlar mı çok söylenince kabul olur , yoksa dinler mi?Kafam karışıyor.Haykırmak istiyorum yalnız başıma, durakta.

     Yağmur diniyor, rahatlıyorum.Şapkamı çıkarıyorum, saçlarım çoktan ıslanmışlar.İnsanlar tam tersi yöne doğru ilerliyorlar.Ucube gibi hissediyorum kendimi.Buldum, evet ben bir ucubeyim.İnsanların küçümsediği bir ucube.Düşüncem karşısında çıldırır gibi oluyorum.Hızlanıyorum.Yürüyorum.Yürüyorum ama nereye gideceğim bilmiyorum.Ufak çocuklar beni geçtiklerinde dönüp arkalarına bir daha bana bakıyorlar.

     Keşke tüm ufak çocuklar ölse.Dünya daha iyi bir yer olurdu.Zaten varlığımız hata, ne kattık ki şu dünyaya.Bu sözleri biraz daha süslesem bir düzine ergen tarafından peygamber ilan edilebilirim ama süslemiyorum.Aynı yerde duruyorum yine.İnsanlar bana çarpıyorlar, ben özür diliyorum.Neden böyle yapıyorum?

     Camlarda temizlikçi kadınlar kendi aralarında bağrışıyorlar.Bir baba oğluna bağırıyor.Çocuk ayakkabısına basmış babasının yanlışlıkla.Adam hala bağırıyor.Durmuyor.Gözlerim yaşarıyor.Ne kadar zavallılar.Çocuk büyümeyecek mi acaba?

     Yoluma devam etmeliyim.Boşvermeliyim.Hikayeler doğrular ile anlatılsa değişecek birşey olmayacak.Yaşadığım hayatı geride bırakmak istiyorum, kurtulmak istiyorum.Kökler salınıyor ruhumun derinliklerine.Savaşı kaybettim , antlaşmayı imzaladım , sınırı geçtim.Kaybettim ama yakalanmadım bu saçmalıklara.Gizliyorum aslında kendimi zavallıların arasına.Boşveriyorum.

"İnsan yalan söylediğinde dünyanın bir parçasını öldürür
Bunlar insanların yanlışlıkla yaşamları sandıkları solgun ölümlerdir
Bütün bunlara tanık olmaya dayanamıyorum
Kurtuluşun krallığı beni evime götüremez mi?"

-Clifford Lee Burton

Donmuş Ay'ın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin