Barışı Satıyorum!

30 4 1
                                    

     Savaş asla değişmez.Değişen şey savaşın yıkıcılığıdır.Neden savaştık ki? Ne için ölürüz?Vatan topraktan başka ne anlam ifade ediyor?Peki savaşın kuşları neredeler?

     Savaş beni de vurdu.Cehennemin kıyısında oturduğum gecelerde makinalı tüfeklerin sesleri üzerimde sinek gibi vızıldarken top ateşleri geceyi yararak bize ışık sağlıyordu.Gençtik,delikanlıydık, erkektik.Tabi ya savaşacaktık.Zaten savaşmak için doğmamış mıydık? Öyle diyorlardı cephe gerisindekiler.Her adam savaşmak için doğar.Ölünce kahraman olacakmışız falan.Böyle kahramanlık olacaksa hiç olmasın daha iyi.

     Yarılmış gecenin olduğu gün taaruza geçtik.Kafamın etrafından kurşunlar geçiyordu.Arkadaşlarım yanımda sırayla ölüyorlardı.Omuzumu bir kurşun delip geçti.Kendimi zar zor bir yarığa attım.Yarığı havan topu açmıştı ve genişçeydi.Rahatlamıştım çünkü eğer taaruzu kazanırsak sağ kalacağım kesindi.Havan topu aynı yere 2 kere ateş edemezdi.O sırada yarığıma düşman piyadesi atladı.Yaralanmıştı.Onunla sadece birbirimize baktık.

     Bize hep düşman canavar, hepsi katil demişlerdi.Karşımdaki adamın katile benzer bir tarafı yoktu.Bize yalan mı söylemişlerdi?Onun dilini bilmiyordum , konuşamayacaktım.Silahını bir kenara fırlattı.Sanırsam birbirimizi boğazlamaya kalkışsak kazanan olmayacağı açıktı.Çoktan ellerimi kana bulamıştım.Leş sayıma bir tane daha eklemek istemiyordum.Ben de silahımı kenara attım ancak tedbiri elden bırakmayacaktım.Tabancam hala belimdeydi.

     Çok kötü vurulmuştu.Doğrusunu söylemek gerekirse ilk defa böyle bir görüntü ile karşılaşmıştım.Kurşun bacağını deşip geçmişti ama o bağırmıyordu.Neden bilmiyorum.O an yapacak birşeyim yoktu.Anlaşılan onun da yoktu ki sadece öyle duruyordu.O geceyi orada geçirdim.

     Uyandığımda o hala hayattaydı.Gözlerini gökyüzüne kitlemişti.Onun orada olması bana acı veriyordu.Üzerimizde avcı uçakları turluyordu.Ona su içirmek, birşeyler yedirmek için yanına yaklaştığımda elini beline doğrulttu.Tereddütsüz bir şekilde onu boğdum.Direnmedi.Sadece gözlerini bana yöneltti..Öldüğünde gözleri hala bana bakıyordu.Üzerini aramaya karar verdim.Belki üzerinde yiyecek birşeyler bulurdum.Hatta belki çiğnemelik tütün bile vardır diye düşündüm.Belinde sigara buldum.Tabancası ve bıçağı yoktu.Matarası bomboştu.Gün sessiz geçmişti.

     Gece top sesleri ile irkildim.Bizim çocuklar taaruza geçmişlerdi.Artık kalkacak gücü kendimde bulamıyordum.Hala bana bakıyordu.Ona bağırdım.Olanların benim suçum olmadığını bizi buraya sürüklediklerini söyledim.Bildiğim tüm küfürleri saydım.O sadece baktı.Şimdi kalkıp belki de bizimkilere katılabilirdim.Peki ya sonra ne olacaktı.Bu kadar zamandan sonra serserinin teki tarafından mermi süngerine mi çevirilecektim.O gece uyuyamadım sadece ona baktım.

     Bizimkilerin taaruzu kazandığını Avusturyalı müttefiklerimin onun üzerini araması ile anladım.Tüfeğime dayandım.Ayağa kalktım.Geri döndüğümde tek bir kurşun ateşlemediğimi görürlerse mahkemeye bile çıkabilirdim.Şarjörü yere boşalttım.Geri döndüm.Bir kahraman gibi karşılandım ama ben kahraman değildim.Savaşa giren kim kahramandı ki zaten.

     Radyolar bir hafta geçmeden doğu cephesinde işlerin karıştığı haberini yaydılar.Şanslıydım.Beni kahraman ilan edip madalya takmışlardı.Yaramdan ötürü gazi sayıldım ve cephe gerisinde gönderildim.Ondan sonra sırayla askeri basamakları tırmandım.Ardından gelen zafer haberleri herkesin içine su serpiyordu ama ben huzursuzdum.Bir an önce bu çılgınlığın bitmesini istiyordum.

    Barış antlaşmasının çerçeveleri için bir heyet toplandı.Bizimkiler düşmanın her hakkını elinden almak istiyordu.Kendi elleriyle savaşı kendi elleriyle dürtüyorlardı.Onlara bunu söylediğimde ise güldüler.Bir kaç şey saçmaladılar.Oturdum.Silahsız bırakılacaklardı.Fabrikaları bizim adımıza çalışacak ve ticaret gelirlerinin yarısını bizle paylaşacaklardı.Daha da ileriye gittiler ve başkentlerine askerlerimizin konulmasını önerdiler.Söz hakkı aldım ve kürsüye geçtim:

"Kardeşlerim,

     Altı yıl önce bu savaşa başladığımızda amacımız düzeni sağlamak değil miydi? Neden bu hale geldiniz?Düşmana dört cepheden birden saldırdığımızda vatanını seven her bir askerin aklından barış düşüncesi geçmedi mi?Ölen arkadaşlarımızı düşmana demirden yumruğumuzu indirerek mi cevap vereceğiz?

     Tamam savaştık.Hakkımız olan şeyleri tabii ki alacağız ancak unutuyoruz ki düşmanımız halkları değil siyasetçileridir.Bizler onları aç bırakarak terbiye edemeyiz aksine daha da kudurturuz.Sizler bir aslanı terbiye ederken aç mı bırakırsınız yoksa ödüllendirir misiniz?

     Kardeşlerim, yurttaşlarım hala farkında değil misiniz insanlığın ne olduğunu.Ben geç farkettim çünkü gençtim.Vatanseverlik ateşi damarlarımdayken bir yarığın içinde suçsuz bir askeri sırf düşmanım diye öldürdüğümde farkettim.Onlar oraya bizden nefret ettikleri için gelmemişlerdi.Biz de onlara nefret ettiğimiz için saldırmamıştık. Siyasilerin piyonları olarak her geçen gün bu bataklığa batarken nasıl olur da tekrardan savaşa sürükleyecek antlaşmaları tartışabiliyorsunuz?"

     Heyetin çoğunluğu başka şeylerle ilgileniyor bir kısmı ise yüzüme bakarak gülüyorlardı.Yağlı elleri ile kafalarını kaşıyorlar , şekilsiz yüzleri gözümde yavaş yavaş gerçek formunu alıyordu.Ben hala kürsüdeyken birkaç adet adam kendi aralarında ezici bir antlaşma yapmak gerektiğinden bahis açtı.Millet beni bıraktı oraya yöneldi.Buradakilerin hepsi maymundan farksızlardı.Onlara birşey anlatmak imkansızdı ancak söyleyeceğim son birşey daha vardı.Elimi masaya vurdum.Hepsi bana doğru bakıp beni dinleyecek pozisyona geçtiler:

"Kardeşlerim lütfen beni dinleyin , ezici bir ant..."

     Sözüm, aralarından en şekilsizinin güvenliğe beni götürmeleri için emir vermesi ile kesildi.Güvenlik yanıma doğru yaklaşırken var gücümle bağırdım:

" Barış satıyorum aranızda alacak cesur var mı!"

     Güvenlik koluma girdi ve beni salondan çıkarırken korkaklar diye bağırıyordum.Apoletlerimi söktüler.

     Bu savaş belki cebimize birkaç kuruş fazladan sokacaktı ancak insanlığımızı kaybetmiştik.İlkel canavarlar haline dönüşmüştük.Geçmişimizin çirkin karikatürleri olacaktık.Sonunda barış yapıldı, ezici bir antlaşmada karar kılındı.

     İşte ben de bugün radyodan dinledim.Tekrardan bize karşı savaş başlatmışlar.

Donmuş Ay'ın AltındaWhere stories live. Discover now