özel bölüm iki

Start from the beginning
                                    

Yanına gidip diz çöktüm. "Oy oy torununa kıyamazmış da evlendiremezmiş," dedim yanaklarını sıkarken. "Canım anneannem."

Ellerini göğsünün altında toplayarak kapalı olan televizyona döndü. "Evleniyorsun da beni dinlediğin mi var sanki?"

"Aşk olsun anneanniş, istemeye geldiklerinde senden de onay aldık ya."

"He da," deyip başını salladı. "Bir evet dedik, yangından mal kaçırır gibi hemen erkene aldınız düğün tarihini."

Sen onu bir de Asaf'a sor anneanne, diye geçirdim içimden. Ona kalsa 5 senedir bekliyordu. Neyse ki sevgili olduğumuz gün elini tuttuğumda kalkıp beni nikah dairesine götürmemişti. Söz konusu Asaf ise her şey olabilirdi.

"Randevu 8'de Irmak, hatırlatayım."

Masal'ı onaylayıp anneanneme döndüm. "Yok anneannem erken değil, tam zamanı. Gözün arkada kalmasın bak, hadi kaçtık biz." Yanaklarından öpüp ayağa kalktım.

Kapının önünde bekleyen anneme sarıldıktan sonra çıktık evden. Babam arabada bizi bekliyordu. Ben öne, Masal arkaya oturduğunda babam harekete geçti. Yolda bir şeyler alıp atıştırmıştık, Masal'ın dediğine göre hazırlandıktan sonra hiçbir şey yemeyecektim. İki gündür celladım olmuştu resmen.

"Geldik!"

Kuaföre vardığımızda Masal heyecanla gelinlik çantasını alıp arabadan indi. Sanırsın evlenen o. Neyse.

Ben de arabadan ineceğim sırada babamın, "Kızım," deyişiyle duraksadım. Ona döndüm. "Hala vazgeçmen..."

"Vazgeçmen için geç değil diyeceksin." Gülerek sözünü böldüm. "Biliyorum baba ama vazgeçmeyeceğim. Vazgeçemem." Hüzünle omuzları çöktüğünde elini iki elimin arasına alıp öptüm saygıyla. "Seni anlıyorum, beni hala küçük bir kız çocuğu olarak görüyorsun, evlenme düşüncesi içini yakıp kavuruyor, sizden kopacağımı düşünüyorsun, bunları bakışlarından anlayabiliyorum. Ama emin ol düşündüğün gibi olmayacak. Ben hala senin kızınım. Ne zaman ihtiyaç duysa dizinin dibinde bitecek kişiyim." Elini serbest bırakıp tebessüm ettim. "Lütfen sen de biraz beni anlamaya çalış."

"Demesi kolay tabi." Bana kızgınlıkla bakarken dudaklarımı büzerek ona masumca baktım. "Gel buraya yaramaz." Babam beni omuzumdan tutup kendine çektiğinde sırıtarak başımı göğsüne koydum. Dayanamamıştı halime. Söylediklerimde haklı oduğumu içten içe o da biliyordu ama... "Sen benim için hala beyaz gömleklerimi giyip peşimden koşturan küçük meleğimsin."

Im 6-7 yaşlarındayken öyle saçmalamışlıklarım vardı, evet.

Arabanın camına vurulmasıyla sıçradım. Vuran kişi bugünkü celladımdı. "Irmak hadisene!"

Babam bunu bekliyormuş gibi anında homurdandı. "Şuna bak baba-kız adam akıllı sohbet bile edemiyoruz. Ben o hergeleye kızımı vermekle hata mı ettim acaba?"

Son dakika babam vazgeçemezdi. Vallahi sevdiceğimin yüreğine inerdi.

"Şu günü atlatalım bol bol sohbet ederiz babacığım." Hızlıca yanaklarını öpüp arabadan indim. "Çıkışta görüşürüz!"

Masal'ın çekiştirmesiyle içeri girdim. Girer girmez beni bir koltuğa oturtmuş, etrafımda konuşmaya başlamışlardı. Ben her ne kadar sade bir şeyler istediğimi dile getirsemde onların beni çok dinlediği yoktu.

Saçım yapılmaya başladığında telefonumu elime aldım.

Irmak: Asaf'ım yetiş!

Ömercim Asaf: Noldu gülüw?

KİMLİKSİZ | Texting ✔Where stories live. Discover now