Final|Babacığı(M)

30.7K 1.4K 2K
                                    

Jungkook pembe kazağını da giydikten sonra üzerine geçireceği gri kaşe kabanı eline aldı. Son kez arkasını dönerek etrafı hafiften süzdü.

Bugün babacığı ile buluşacaklardı.

Siyah postallarını giydikten sonra evden çıktı.  Hemen otobüs durağına doğru yürüdü. Evi otobüs durağına o kadar uzak değildi ama artık heyecandan mıdır bilinmez yol çok uzamıştı.

2 yıldır Kim Taehyung'a platonik yaşamıştı. Şuan onunla buluşacak olmak çok komik ve olanaksız geliyordu.

Ani rüzgar dalgası ile kabanına biraz daha sığındı. Hava ciddi derecede soğuktu ve tek dileği babacığının üşümemesiydi. 

Bir süre durakta bekledikten sonra otobüs gelmişti. Otobüsün sıcak olmasıyla hemen mayışırken buz tutan parmaklarını ısıtmaya başladı.

Kim Taehyung

"There's nothing like us,
there's nothing like you and me"

Mırıldandığım şarkı bana jeongguk'u hatırlatırken kendimi ne ara bu kadar kaptırdığımı sorguluyordum. Cidden küçücük bir çocuk bir ay içerisinde kalbime girmeyi nasıl başarmıştı?

Uzun, kemikli parmaklarım ile tutuğum direksiyonu biraz daha kavrarken buluşacak olduğumuz kafeye gelmiştim.

Evet, sanırım heyecandan erken gelmişim ki daha 30 dakika vardı. Onu beklemek için seçtiğim arkalardaki bir masaya oturdum.

Etraf çok mu sıcaktı yoksa ben mi heyecandan soğuk soğuk terliyordum?

Telefonuma girip biraz sosyal medyada takıldım. Gözlerimi kaldırıp kafenin kapısına bakınca Jeongguk'u bana hayran hayran bakarken gördüm.

Tanrım, cidden çok sevimliydi.

İnternette paylaştığı resimlerde her ne kadar vücudu gözükse de onu biraz araştırmam sonucu gerçek hesabını bulmuştum. Orada ne kadar erkeksi dursa da şuan önünde utangaç bir tavşan vardı.

"Jeongguk!  Gelsene. " O, silkelenip yanıma gelirken ben yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum.

"M-merhaba şey, um,  babacığım? " Soru soruyormuş gibi konuşmasını kafamı sallayarak onayladım.

"Sarılalım mı bebeğim ?" Azıcık sitem bulunan cümlem ile yüzünde oluşan büyük gülümseme beni daha mutlu yaparken hızlıca belime sarılmıştı. Ben de kollarımı omuzlarına sararken üşümüş olduğunu hissettim. Tanrım, buz gibiydi.

"Jeongguk, donmuşsun bebeğim.  Hemen gel yanıma ısıtayım seni. "

Masaya oturduğumuz da onu yanıma daha çok çekerken neredeyse kucağıma oturacaktı. Aklım başka yerlere kayarken yutkunmuştum.

"Ne içmek istersin? Kasma kendini rahat ol. " Kızaran yanakları ve sürdüğü göz kalemi ile ne kadar da hoş gözüküyordu.

"Um, şey ben milkshake alayım, olur mu? "

"Olur ama sence soğuk değil mi? Hm? "

Nemlendirici sürdüğü dudakları parlarken aromasını merak etmiştim. Acaba tadına baksam ne olurdu?

"Peki, o zaman babacığım söylesin? " Şirince gülümserken çıkan küçük gamzeleri ve kısılan gözleri ile şirin oluyordu.

"Bakar mısınız? " Seslendiğim garson hemen gelirken siparişleri vermiştim. "2 adet taze sıkılmış ananas suyu istiyorum. " Kafasını sallarken not ettiği defterden bir yaprak koparıp,masamıza bırakıp gitmişti.

Daddy/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin