6. "Soğuk el"

37.6K 333 12
                                    

6. Bölüm. Medya; Adada güneşin batışı...

-Kenan-

Ahh! Lanet sürtük... Resmen beni öldürmeye kalktı, ne yazık ki bunu başaramadı. Evet yazık, onun için yazık... Çünkü bu saatten sonra benden merhamet etmemi beklememeli. Beynim adeta 'zong'luyor, iki elimle kanayan yarama sıkıca bastırıyorum... Neden böyle birşey yapmıştı ki? Bu çok aptalca... Bu adada baş başayız, eğer ben olmazsam hayatta bile kalacağından şüpheliyim. Böyle vahşi bir tropikal adada nasıl hayata tutunmayı düşünüyor acaba? Ben... Ben mi? Ah lanet babacığım beni küçükken izcilik okuluna gönderdiğinde, ona bir kamyon dolusu küfür ediyordum... Neyse ki o "Ne zaman işime yarayacak bunlar?" diye düşündüğüm beceriler, burada işe yarayacaktı... Ateş yakmak, çadır kurmak, yiyecek bulmak ve güvenliği sağlamak... Peki ya o fakir sürtük? Evet fakir, o bir hostes ve muthemelen fakir... İnsanlara fakir demekten çekinmem. Çünkü fakirlerdir. 

Kumru... Bakalım bensiz bu adada hayatta kalabilecek misin...

Yavaşça doğruldum  ve önümde ki sıcak gölete yavaşça girdim... Başımı suyun içine soktum ve saçlarımda ki kanı temizledim. Suya girdiğimde başımda ki yarık şiddetle sızladı... Bu acı hiç bitmeyecekmiş gibi "Ben buradayım! Ve hala senin başını beceriyorum." diyordu sanki... Bir süre sıcak suda durduktan sonra, acıktığımı hissettim... Kumru'yu boşvermiştim, çünkü geri dönecekti... Ya da ölecekti, başka şansı yoktu. Göletten çıkarak pantalonu altıma geçirdim, fermurarı çektim. Burnumdan sert bir nefes aldım ve geri bıraktım... Yavaşça kumsala doğru adımlarımı atmaya başladım...

Issız bir adaya düşseydiniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu? Diye saçma sapan bir soru türü vardır. Saçma, neden mi? Baksanıza ıssır bir adaya düştüm... Ve yanıma alabileceğim şeyleri ben belirleyemiyorum... Yani ıssız bir adaya düşseydiniz yanınıza 3 şey almazdınız, çünkü ıssız bir adaya düşeceğinizi tahmin edemezsiniz... Ama yine de eğer bu mümkün olsaydı yanıma alacağım tek şey Los Angeles'da ki köpeğim Rox olurdu... Harika bir avcı köpek, şu tüfekle kuş avlayan avcıların ihtiyacı olan köpek türünden... Kulakları aşağıya sarkmış, iyi koku alabilen, ve uyumayı seven bir tür... Her ne kadar uyuşuk görünsede hızlıydı, bir tavşanı yakalayabilecek kadar hızlı... İşte şurada ki tavşanı mesella... Ah hadi ama! Tavşan beni görür görmez çalılıkların arasına dalıp gitti... Sanki ne yapacaktı, yanıma gelip "Merhaba ben bir tavşanım ve eğer acıktıysan beni pişirip yiyebilirsin." mi diyecekti. Gülümsedim ve başımı iki yana salladım... Yarım saat boyunca etrafta ki kurumuş bambuları (Uzun esnek sert bir sopa gibi bir bitki. Umarım biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız Issız bir adaya düşmeyi düşünmeyin.) topladım... Kucağımda ki 7-8 parça bambuyu kumların üzerine bıraktım ve gerinerek bir güzel esnedim... Bu uykusuzluktan değil, yorgunluktan gelen bir esnemeydi. 

Dört tane bambuyu dik bir şekilde kumsala sapladım. Hepsinin boyu yaklaşık benim boyum kadardı, bunlardan güzelce bir barınak yapılabilirdi... Bambuları düzenli bir şekilde yerleştirdikten sonra topladığım palmiye yapraklarını birbirine adeta ördüm. Bildiğiniz şu örgü ören fakir yaşlı kadınlar gibi... Bunu da izcilik okulunda öğrenmiştim... Güzel bir çatı olabilirdi barınak için, gayet hoş görünmeye başladı... Saatler sonra hoş küçük bir barınak yapabilmiştim, 4 metrekarelik bir alanı olsada benim için yeterliydi... Zaten şuanda ne üzerine kaçak kat çıkacak, ne de bir mutfak ve banyo yapacak imkanım vardı... Geri çekilip barınağıma uzaktan göz gezdirdim. Olmuştu! Şimdi ise yiyecek bulma zamanıydı... Daha sonra da biraz çalılık toplayıp ateş yakmalıyım...

-Kumru-

Ahh lanet kafam! Ne düşünüyordum ki! Kenan'ı öldürdüğümde elime ne geçecekti? Adada yalnız kalmak hoşumamı gidecekti? Eğer öyleyse al. Yalnızsın işte Kumru... Yalnızsın. 

ISSIZ BiR ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin