one

146 14 8
                                    

okunmayacağını ve sevilmeyeceğini bilsem de paylaşmak istedim, bu bölüm yıldızlara ithafen.

707 derin bir nefes aldı ve kapıdan geçtikten sonra karanlık koridoru inceledi; dağınık kızıl saçlarını geriye doğru attıktan sonra biraz daha ilerledi. Odasının önüne geldikten sonra kapının kolunu kavradı, soğukluğu tüylerini diken diken etse de aldırmayıp hırkasını çekiştirdi. Oda karanlık sayılırdı, bilgisayarın ekranı biraz da olsa aydınlatıyordu. Odaya girdikten sonra biraz daha huzurlu hissetmeye başladı ve sandalyesine oturup bilgisayarını açtı. Saatlerini bilgisayarda geçiriyordu her zaman, bakışlarını bilgisayarın ekranında gezdiriyor, kaşları çatılıyordu. Sadece 0 ve 1 vardı. Ardından çalan telefonun sesiyle irkildi, arayan kişi Zen'di. Aramayı kabul et yazısına bastıktan sonra Zen'in dans provası yeni bitti diye haykıran kızarmış suratı komikti, Asya'nın çekik göz genetiği, albino ile harmanlanmıştı. Zen sırıttı:
"Heyy! Seven, büyük ihtimalle "hack" işlerin ile uğraşıyorsun fakat hepimiz seni özledik, umarım hatırlarsın bizi ahaha, tamam tamam öyle bakma Seven, ehe he şimdi kapatmam lazım sayanora bebeğim!" Seven'ın ağzını açmasına bile izin veremeden kapatmıştı fakat boş verdi. Her şeyi boş verdiği gibi. Sandalyeye biraz daha çöküp gözlerini kapatıp her şeyi akışına bıraktı..
Karanlık odadan sadece ardı ardına gelen klavyeye basma sesleri geliyordu, 707 eski odasındaydı, halının üstünde Saeran ile oturduğunu fark etti. Dağılmış legolar ve Saeran'ın vücudundaki morluklar dikkatini çekmişti ve acıyı hissediyordu. Saeran yavaşça gülümsedi ve Seven'ın elini tuttu, "Hadi gidelim kardeşim" diyen Saeran ellerinin soğukluğuna rağmen, Seven'a sıcacık gelmişti. O gece beraber kaçmaya karar verdiler. Fakat o gece ailesi polise haber verdikten sonra Saeran ve Seven'ı buldular. Saeran'ı annesi öldüresiye döverken Seven hiçbir şey yapamamanın siniriyle kendini parçalıyordu. Saeran'a zarar gelsin istemiyordu...
Seven çıldırıyordu, kendi içinde savaşlar veriyordu. Adeta kemikleri kırılıyordu. Bir derin nefes aldı, Saeran'ı bulamaz mıydı? Kurtaramaz mıydı? Anlayamıyordu, sandalyeden hızlıca kalktı ve dairesinden çıktı. Merdivenlerden koşarcasına inip kendini apartmandan dışarı attı, kalbi çıldırmış gibi atıyordu, başı dönüyor ve bacaklarını hissetmemeye başlamıştı, buna rağmen telefonunu sımsıkı tutuyordu. Han'ı, Jumin Han'ı ona korumalarıyla hızlıca gelirken azıcık olsa da rahatladı, dostları vardı. Han,Seven'ı tuttu ve korumalarına arabayı getirmelerini söyledi. Ne ara geldiği belirsiz Zen, "Kendini zorlama Seven." dedi, Seven'ın bakışları belli belirsiz yerde dolaşırken karşıda birisini gördü(?)

Chegaste ao fim dos capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Dec 07, 2018 ⏰

Adiciona esta história à tua Biblioteca para receberes notificações de novos capítulos!

r e s e t ; texting.Onde as histórias ganham vida. Descobre agora