Anlaşma

17 1 0
                                    

  Gün doğumuna çok az bir süre kala Jhon ,Rich'i uyandırmak için dışarı çıktı. Güneş etrafı turuncu,pembe ve kırmızı renklerine boyayarak doğuyordu.Fakat bu gün diğer günlerden farklıydı... Jhon'un romatizmaları artmıştı ki bu yağış geleceğinin anlamına geliyordu.o günden..yani işgalden sonra çok az yağmur yağmıştı.ancak Jhon'un dizindeki ve belindeki keskin acıya göre bu seferki sağnaktı ve bu hiç iyiye işaret değildi.ikinci olarak da ufuktan gelen bulutlar, bu gün çok daha koyu bir kırmızıya bürünmüştü...kan kırmızısına...savaş yaklaşıyordu.belkide dünyanın bile kaderini değiştirecek büyük bir savaş...iyiler ve kötüler arasındaki bir savaş.Kasabadaki-daha doğrusu Jhon'un kilerindeki- bütün halk bunun farkındaydı.Richard hariç...

   Jhon artık ona herşeyi anlatmanın vakti geldiğini düşünerek Rich'i uyandırdı.uykusuzluktan serseme dönmüş Rich sendeleyerek kaltı ve meraklı gözlerini daha da kısarak Jhon'a baktı.Jhon daha önce hiç yüzüne takınmadığı bir ciddiyetle Rich'e bakıyordu.Bir şeyler döndüğü ortadaydı.Tek bir kelime bile etmiyerek gel işareti yaptı Jhon.Rich ise esneyerek onu takip etti.

  Rich uzun yıllar sonra-texas daki o çatışmadan beri -ilk defa Jhon'un evine giriyordu.evin dış  kapısı direk olarak salona açılıyordu.salon;şirin küçük,kahverengi koltularla döşenmişti.yerde bir türk halısı vardı.sağ duvarda küçük bir şömine ve şöminenin üstünde Jhon'un ilk üç düğününe ve oğullarına ait fotoğrafalar vardı.duvarlar yeşil ve yer yer soyulmuş duvar kağıtlarıyla kaplanmıştı.ve salonun sol tarafında bir amerikan mutfak bulunuyordu.Mutfakda gayet sevimliydi.küçük bir peceresi, duvarında ise küçük bakır tencereler ve tavalar vardı.mutfak lavabosuna yığılmış bulaşıkları saymazsak burada gayet topluydu.salonda bulunan tek bir kapıyı açarak koridora çıktılar ince uzun koridorun sağ ve sol taraflarında kapılar vardı.yürüdükçe ayaklarının altındaki tahtalar gıcırdıyordu,duvarlarda ise Jhon'un avladığı;balıklar,dağ aslanları ve geyiklerin fotğrafları bulunuyordu.Jhon harika bir nişancıydı.hep onikiden vururdu ve şu ana kadar da bir hedefi ıskaladığı görülmemişti.Richard'ın babası erken yaşta enfeksiyondan ölünce bildiği herşeyi ona Jhon öğretmişti.

   Jhon koridorun sonuna gelince durdu ve Rich'in yeni farkettiği kilimi yerden aldı.kilimin altında bir kapak vardı.muhtemelen kiler veya onun gibi bir yere açılıyordu.ancak Jhon'un şüpheli hali ve trollerin gerçek olduğunu sayarsak aşağıda Rich'i bekleyen şeyi bir tek tanrı bilirdi.

    Jhon cebinden çıkarttığı minik bir anahtarla kapağı açtı ,kapağı gıcırtıyla beraber duvara dayadı ve merdivenlerden aşağı indi.Rich de onu takip ederek yavaşça merdivenlerden indi.Jhon duvarda duran gaz lambasını aldı ve onu tam ortada bulunan eski bir masanın üstüne bıraktı.Burası tam da Rich'in tahmin ettiği gibi .içi içki fıçıları ve patates çuvallarıyla dolu bir kilerdi....davetsiz misafirler hariç..

     Jhon masaya bir harita koydu ''savaş yaklaşıyor...hemde büyük bir savaş...''dedi.Rich başını anlıyorum anlamında salladı.''yardımına ihtiyacımız var rich..''rich bir an duraksayarak Jhon'a baktı ''siz?..''Jhon yavaşça rich'in yeni farketti kapıya doğru yöneldi.''tüneller burdan kasabanın öbür ucuna kadar uzanıyor...14 aydır köstebek gibi yaşıyorlar...haydi millet dışarı,size bir kahraman getirdim''.rich hem tünelden çıkanlara hem de Jhon'un ona kahraman demesine şaşırdı.Bütün halk tünellerde yaşıyordu.''bekle jhon...ben kahraman olamam....tek başıma nasıl savaşabilirim trollerle.bir sürü silaha ve adama ihtiyacımız var...''jhon elini kaldırarak rich'i susturdu.

    ''Esdorya'ya haber gönderdik-kızıl denizin karşısında bir kıta-orada bir sürü kızıl derili kabile var.ancak sadece bir tanesi ittifağı kabul etti.diğer kabileler üzerinde çok etkisi olan bir kabile şükürler olsun,  3-4 kabileyi de ikna etmesini umuyoruz.Artık bu trollere daha fazla dayanamayız... ''derin bir iç çekip devam etti'' burda gördüğün çoğu insanın yakınlarını troller öldürdü ve n'aptılar biliyor musun? onları yediler....su kıtlığı çekiyoruz barajları da o adilere kaptırdık.susuz geri kalanımız da ölecek ve sonra troller yetişebildikleri her yeri ele geçirecekler.Bir zamanlar kızıl denizin tam ortasında bir nehir aktığını biliyor muydun?...yardım et Rich..''.Jhon ilk defa bu kadar çaresizlikle bakıyordu ve Rich'in de manevi babasını kırmaya da pek niyeti yoktu....

    Ve kahramanımız macerasının başlatan o cümleyi söyleyiverdi:

    '' Ne zaman yola çıkıyoruz?....''


MACERAPERESTWhere stories live. Discover now