*12gen*✓

6.Sır_Part-1

9 Eylül Salı

Kulağımda T.O.P - Doom Dada çalıyordu. Sonra o bitti ve Epik High-Run başladı. Sıkıntıdan elimdeki Luhan dan yürüttüğüm zeka küpü ile oynuyordum. Sonra şarkı bitti. Diğer şarkının başında uzun bir piyano solosu vardı. Bu yüzden kısık sesliydi. İşte o zaman bana seslenildiğini anladım.

"Sehun tam 17 kere seslendim." Suho başımda dikiliyordu. Kulaklığımı hızla kulağımdan çıkarıp ayağa kalktım.

"Saydın mı?"

"Hey o benim!" kenardan Luhan geldi ve elimdeki zeka küpünü kaptı.

"Sehun yüksek sesle müzik dinleme kulaklarına yazık." Chen bir yandan konuşup diğer yandan elindeki derginin sayfalarını çeviriyordu.

"Peki." aynı anda üç Hyung dan laf yemek benim gibi bir ergene çok fazlaydı.

"Sehun benimle gel." Suho nun peşinden gittim. Nereye gidiyoruz gibi sorular sormak EXO nun anayasasında bulunmuyordu.

"Chanyeol ve Kai seni şikayet etti."

Ha?

"Efendim?" bu ne demek oluyor ya? Asıl ben onları şikayet etmeliyim. Ciğerlerine kadar biliyorum lan.

"Çince kısımlarını unutuyormuşsun. Bunu kabul edemem." ve Suho bunu derken Luhan da odaya girdi.

Zeka küpünü saklamıştı kesin. Ama onu yine de bulurdum. Çünkü ben harikaydım.

"Bil bakalım seni kim çalıştıracak sevimli çocuk." Luhan manken gibi yürüyordu. Geldi yanağımdan makas aldı?

Senin gibi kız görünümlü erkeğin kafasını kırayım ben.

"Hayır Lay Hyung ya da Tao gelsin ben bu herifi istemiyorum."

"Herif mi? Sana kafa atarım!" ve Suho üzerime atlayacak olan Luhan ı durdurdu.

"Düzgünce çalışın. Tao dövüş sanatları hocası ile ciddi bir ders işliyor. Lay ise dinlenmek istediğini söyledi. Başka Çince bilen kişi yok."

O anda üçümüz de durduk. Ama eskileri hatırlayıp üzülme sırası değildi.

Değil mi?

"Tamam her neyse." konu derinleşmesin diye kabul etmek zorunda kaldım. Zaten bir paragraf etmeyecek kadar az sözüm vardı. Hemen biterdi.

"Haydi kolay gelsin." Suho çıktı gitti.

"Önce Wolf u dinleyelim." Luhan telefonundan Wolf un Çin versiyonunu açtı. Koca şarkıyı dinledik ve en sonunda benim iki cümlelik yerime vardık.

"Nǐ shì měinǚ wǒ shì láng"

"Wǒ yu biraz daha yuvarlak söyle."

"Wǒ ."

"Hayır cümlenin tamamını söylerek yap."

"Nǐ shì měinǚ wǒ shì láng"

"Měinǚ."

"Měinǚ."

"Tamam senin için önceki kısımları söyleyeceğim sonra hemen araya gir."

"Tamam."

"A saranghaeyoo!"

"Nǐ shì měinǚ wǒ shì láng!"

"Koçum benim." ve sırtıma bir tane geçirdi.

"Tamam yeter bu kadar değil mi? Zaten tüm şarkı da sadece bunu diyorum."

"Dediğin şey 'Ben kurdum sen ise güzel.' Yani sen şarkının adını söylüyorsun. Önemli bir yer."

"Hyung teselli ediş yöntemin beni ağlattı devam etmeyelim." sahte bir gülüş yapıp oradan uzaklaştım.

"Bu yaptığımdan dolayı ek para verilmiyor bana. Sorun çıkarma bana pislik!"

"Eiyy tamam." mecbur itaat.

"Şuradan Growl u aç." Luhan bana telefonunu attı. Refleks olarak havada tuttum. Tutmasaydım da yere düşüp parçalansaydı keşke.

"Benim kısmım çok basit." telefonu cebime koyup ellerimi havaya kaldırdım.

"E-X-O"

"Hahaha. Komikti." Luhan aşırı psikopat bakıyordu. Korkmuştum. "Başka bi yerin daha var. D.O şarkıya girmeden önceki kısım." şarkıyı açtım. İster istemez ikimiz de şarkıyı duyunca dans etmeye başladık. Uzun bir zamanımız bu dans ve şarkı ile geçmişti. Hâlâ daha devam ediyordu. Uyurken bile dans ediyordum.

Tabiri caizse eşek gibi çalışmıştık bu dans ve şarkı için.

"Rúguǒ xiǎng yíng tā de xīn xiān dǎbài wǒ zài fàngdiàn." Luhan söylediğim kısmı tekrarladı. Luhan ın dediği şekilde şarkıyı söyleyeceken elim titremeye başladı.

Luhan ın telefonu çalıyordu. Tamam sakin.

"Kim?" dedi Luhan ileriden.

"Bilmiyorum Çince yazıyor." Luhan telaşla kalkıp telefonu elimden aldı. Ama ben ekrandaki çizgileri aklıma kazımıştım bile.

*凡凡*

"Sehun sonra devam ederiz benim bu aramaya cevap vermem lazım."

"Tamam." halimden memnun bir şekilde odadan çıktım. Her kim aradıysa beni kurtarmıştı.

Sahi kim aramıştı?

Telefonumdaki sözlüğü açtım ve gördüğüm şeyleri çizmeye çalıştım. 'FanFan'

Bu Kris mi?

O herif Kris ile görüşmeye devam mı ediyor?