12.Sır_Part-2

4.6K 409 119
                                    

31 Ekim Cuma

Bulunduğum yer EXO nun pratik odası. Dokuz kişiyiz. Her şey yolunda. Yarın büyük ödül töreni var ve biz çok iyi hazırlandık. Çıkardığımız albüm çoktan insanlar tarafından ezberlendi. Şarkı ve dansın cover'ları yapıldı.

"Bir kaç saate arabalar gelir. Tüm gece prova yapacağız. Sonra da sahne alacağız zaten. Arada üç-dört saat uyuma süresi var." Suho telefondan başını kaldırdı ve hepimizi teker teker süzdü. "Chanyeol bacağın geçti mi?" Bakışlar Suho dan Chanyeol a çevrildi.

"Evet."

"Bir daha sormayacağım." Suho nun ciddiyeti beni korkutuyor. Chanyeol gibi çoğumuz bir yerimiz acısa da sorun yokmuş gibi davranırız. Böyle yaptığımız zaman aşırı kızar. Tao nun hastanelik oluşu yüzünden daha da sinirli bir insana dönüştü. Bize zarar gelmesini kabul edemiyor.

Sinirlendiği bir diğer mevzu ise şımarık üyeler. Çok gürültü yapan ve duracağı yeri bilmeyen..

Böyle düşününce hemen bakışlarımı Baekhyun a çevirdim. Yerde uzanmış tavanı izliyordu. Kol ve bacakları olabildiğince açılmıştı. Chen de onun karnına başını koymuştu. Uyku modundalardı.

D.O elinde telefon, kulağında kulaklık etrafta gidip geliyordu. Ortamın gerginleştiğini fark edince şarkı çalışmaya yönelmişti.

Tao sağımda oturuyor. Kai biraz ileride oturmuş telefona bakıyor. Lay daha şimdi yiyecek bir şeyler bulmak için çıktı. Chanyeol ise bir yere odaklanmış durumda.

"Sehun-ah!" İsmimi duyunca ürperdim ve başımı D.O ya çevirdim.

"Efendim hyung?" Şok etkisi ile bu kadar saygılı konuştum yoksa normalde bu kadar acınası değilim.

"Su bitmiş." İfadesiz ve korkutucu yüzüne iki saniye daha bakasım yoktu.

"Hep ben getiriyorum. Bu sefer Kai getirsin. Sadece oturmuş yorum okuyor!"

"Sus lan dingil!" Kai tarafından ayakkabı yedim.

"Sehun." Suho da devreye girdi.

Teker teker gelin be.

"Tamam." Hepsine kötü bakış atmaya tenezzül edecektim ki zaten bana kötü kötü bakıldığını fark edince direk odadan çıktım. Zaten o kadar stres ve gerginlik kokan bir yerde bulunmak istemiyordum.

Bir kaç kat aşağıdaki depoya gidip sırtıma bir damacana yükledim. Dejavu diyemeyeceğim çünkü bunu ayda üç kere falan yapıyordum. Çalışanlar ne yapıyor bilmem. Ben onların yerinde olsam sırf EXO dan Sehun u görmek için saatte bir damacana getirirdim.

Her neyse.

Asansörün önünde beklemeye başladım.

"Söz verdin. Vazgeçemezsin."

Dejavu. Luhan ın sesini duyduğuma eminim. Hemen karşımdaki asansörün kapısı açılacak şimdi. Kris ile Luhan bana telaşla bakacaklar. Ve ben de hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapacağım.

O gün aklımda. Aklıma her duyduğumu kazıdım. Kris in ve Luhan ın yaptığı o on dakikalık konuşmada tüm düşüncelerim değişti. Bana farklı bir bakış açısı verdiler.

"Dediklerini mantıklı bulamıyorum."  Konuştukları odanın kapısındaydım.

"Sadece yerimizde sayıyoruz. İlerleyebileceğimiz nokta bu kadar. Dünya çapında tanınıyoruz evet ama bu kadar. Yeteneklerimiz şarkı söylemek, dans etmek. Bir de yetenek sayılan yakışıklılık. Sonuçta tek yönlü olarak duruyoruz."

*12gen*✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin