3

13 0 0
                                    

Medya: Ay

Ana karakterimizin intagram adını öğrenmek ister misiniz? 😈😈😈

Söylememmmmm.. Benimmmmmmm
Sakınnnnnnnnnn.

# Ay'ın saçlarının koyu
kahverengi - siyah olduğunu söylemiştim. Bu eski bir fotoğraf yani şuan böyle değil. #

Uyandığımda evde olmayı beklemiyordum doğrusu. Sanırım oraya, yahuşuklu premsime, Atlas'a alışmıştım. Aklımdaki bu şeyler gülen yüzümün solmasına sebep olmuştu. Yataktan kalktım düzeltiyorum kalkamadım. Dünden kalan yorgunluğum yüzünden kendimi tekrar yatağa bırakıp yorganı kafama kadar çektim.

😴😴😴😴😴😴😴😴😴😴😴😴

Annemin beni yataktan aşağı itmesi uykumun içine sıçıldığının kanıtıydı.

"Anne kendimi gayet boktan hissediyorum sayende. O yüzden lütfen odamı terk et ve beni uykumla  yalnız bırak aksi taktirde kaba kuvvet kullanmak istediğimi hiç zannetmiyorum." Bunların hepsini uykulu sesimle gözlerimi açmadan ve karşımdakine hiç bakmadan söylemiştim çünkü bunun beni rezil edeceğini asla düşünmemiştim ama fena rezil oldum. Acaba neden? Kesinlikle beni yataktan iten kişi Arda olduğu için değil. Arda... Çocukluk aşkım. Aslında pek aşkım diyemem sadece hoşlanıyorum ama çok hoşlanıyorum. Sevgili gibiyiz. Birbirimize sarılıyoruz, kıskanıyoruz ama buna bir isim koyamıyoruz. Annesinin ölüm yıldönümünde sarhoş olmuştu. Ve birbirimize birbirimizden hoşlandığımızı söylemiştik. Ertesi gün o unuttu , bense hiç söylemedim. O başka kızlarla yatacak kadar rahat, bense sadece Atacan'a  sarılacak kadar rahatım. Hatta ne yalan söyleyeyim son zamanlarda gözümde eskisi kadar değerli değil.

"Kalk artık seni bugün sinemaya götüreceğim."

"Sen kim köpek? Bir kere sen beni değil ben seni götürebilirim kudur tamam mı?"

"Peki. Dur bir kudurayım. Hımmm... Sanırım kudurdum."

"Şerefsizzzzzz." diye tısladım dişlerimin arasından. Eliyle kalkmamı işaret eden bir hareket yaptı ve hafif aralık kapıdan çıkıp gitti.  Kalktım. Salaş t-shirt'ü çıkartıp kenara fırlattım. Dolabı açıp rasgele bir t-shirt geçirdim üstüme. Altıma ise açık kahverengi düz bir kot pantolon giydim. Hiçbir şeye özenmemiştim. Saçlarımı arkadan at kuyruğu yaptım. Kafama herhangi bir şapka geçirip Arda'nın yanına indim. Motoruna bindi , kaskı bana uzattı. Nedense şuan Arda ile motora binmektense Atlas'la ata binmeyi  tercih ederdim. Gözlerimi devirip arkasına oturdum. Göremesem bile onun da gözlerini devirdiğini biliyorum.

Kısa bir yolculuktan sonra sağa çekmesini söyledim. Sorgular gibi gözlerime baktı. Tekrar aynı şeyi söyledim ve sağa çekti.

"Nereye?"

"Bir yere uğramam gerek."

Bir şey söylemesine izin vermeden motordan indim. Ve Taşanbey Atçılık ve Antrenörlük ' e giden sapağa girdim. Arkamdan motorla gelip yanımda durmuştu. Bir şey söylemeden devam ettim yürümeye, yine aynı şeyi yaptı. En son dayanamayıp ona geri dönmesini söyledim. Yanaklarından öpüp motoruyla gözden kayboldu. Bulunduğum yer fazla işlek olmasa da tek tük arabalar geçiyordu. Ellerimi pantolonumun cebine soktum. Bir araba geçti yanımdan ve bir araba daha... Diğer bir araba ise yüz metre ileride yol kenarına çekti. Çaktırmadan ara sokağa daldım. Arabanın içinden iki adam bir kız çıktı. Pis pis bakıyorlardı. Kendi aralarında bir şeyler konuşup kıkırdıyorlardı. Bunun kötü bir anlamı olduğunu anlamam fazla zamanımı almamıştı. Yanıma yaklaştılar. Beni sadece sokağa girerken görmüşlerdi. Bir duvarın arkasına saklandım. Adam ve kız aynı sokağı aramaya başladılar. Diğer adam nerde? Siktir. Arkamı döndüğümde adamla burun buruna gelmiştik. Yarım ağız sırıttı. Her hareketi ayrı bir iğrençti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 02, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sessiz Gürültü Where stories live. Discover now