1- Deniz Mavisi Gözler

133 4 2
                                    

Hava iyice soğumuştu. Rüzgar korkunç bir katilden kaçarmış gibi hızlıca esiyordu. Gökyüzünde kararmış bulutlar, öğlenin ortası olmasına rağmen gece yarısı süsü veriyordu. Sanki bu hava tam olarak cinayet işlemek için yaratılmış gibiydi. Gökyüzüne bakarken suratıma küçük ve ıslak bir şey düştü. Yağmur yağıyordu. Şapkamı düzelttim ve önüme baktım. Siyahlar içinde birisi bana bakıyordu. Bunun kim olduğunu biliyordum. Bu kıyafetler, duruş ve en önemlisi deniz mavisi gözler. Bu olamazdı. O buraya gelemezdi. İşi tam 5 yıl önce bırakmıştı yani ben daha gençken. Gençliğim herzaman karşımdaki çocukla birlikte geçmişti. Peki acaba şimdi ne yapiyordu? Tam şu an bana doğru yürüdüğünü görüyordum. Her zamankinden daha iyi görünüyordu. Büyümek ona yaramış olmalıydı. Simsiyah çizmelerini sudan sırılsıklam olmuş kaldırımda ilerletiyordu. Yavaş ve sessiz adımlarla. Çünkü bir özel bir dedektif olmak bunu gerektiriyordu. Siyah ve ıslanmış botlarıyla benden birkaç adım ötede durdu ve konuşmaya başladı. "Çok uzun zaman oldu değil mi? Tam 5 sene olmalı. Büyümüşsün." dedi o kadifemsi pürüzsüz sesiyle. "İkimizde büyüdük. Artık Slime Eye'a bağlı değiliz." dedim çatallaşmış sesimle. "Ayak üstü konuşmak olmaz. Zaten yağmur yağıyor ve hava çok

karanlik. Bir kafede oturup konuşabiliriz. Tabii sen de istersen?" dedi bana bakarak. "Tabii olur." dedim. Yanyana yürümüyorduk. Düşmanlarımızın arkadaş olduğumuzu bilmesine gerek yok. Sahi, peki acaba hala Arkadaş mıydık?

Özel AjanWhere stories live. Discover now