— Yarın dönüyoruz. Sen de Cuma sabahı dönüyormuşsun. Annemler ile geliyorum. Biran önce şu nikah düğün bitsin, dedi kararlı bir şekilde.

— Berzan rapor çıkmadan olmaz. Ben bir bebeğin...

— Sen veya bir başkası ne olursa olsun ben bir gecelik hatamın bedelini ömür boyu o kadına "Karım" diyerek ödeyemem. Bebeği nüfusuma alırım gerekirse yanıma alırım belli bir yaştan sonra ama o kadına boyun eğmem. O kadın bebeği sakladı. İyi niyetli olsaydı bunu ilk öğrendiğinde gelirdi. Bebeği koz olarak kullanmaya kalktı. Beni hesapta kafesledi. Hayır sadece doğacak bebeğe soyadımı veririm o kadar. Bir de anası bana verirse  şefkatimi, sevgimi. Perihan kadının derdi belli. Para, güç mevki. Lütfen. Ben sevdiğim kadını koluma takarım ve karım derim gerisi fasafiso.
Hee ona sinirle sana nikah yapmak eşeklikti kabul. Ama o gece hata değildi yapma. Benim için çok özeldi. Odadan dışarı çıkmıyormuşsun. Kendini aç bırakma bak biliyorsun o gün alanda o yüzden bayıldın, dedi ilgili bir şekilde.

— Berzan ben seni ne zaman çözebileceğim? Kaç tane Berzan var içinde, dedim bezgin bir sesle.

— Peri Kızım Berzan bir tane. Ama senin alıştıkların gibi değil Berzan. Katı yetiştiği topraklar gibi, dediğim dedik. Ağa çocuğu olarak büyüdüğü için. Ben Ağa olarak yetiştirildim. Bakma Mirza benimle her şekilde çekişti çünkü ona göre Ağalık babasının hakkıydı.
Dedem rahmetli akıllı adamdı. Amcam babamın büyüğü aslında doğru Ağalık onun hakkı ama dedem bakmış amcam bu işi yapamayacak çok pasif babama devretmiş Ağalığı. Bir de küçük amcam var. O da işte kızı ile beni evlendirmek isteyen. Bir de en küçük amcam var yurt dışında o. İnanmayacaksın belki ama orada profesör. Okumaya diye gitmiş kalmış. Senede bir kere gelir bizi görmeye. Üç tane de halam var. Evli onlarında çocukları var.
Yani Mirza'nın karın ağrısı bu. Ağalık babamın hakkıydı dedem hakkını yedi ben hakkımı geri alacağım. Hep açığımı arar durur. Aslında evlenmemiş olmam. Çocuğumun olmaması hep eksi puanlar ama büyükler biliyorlarki ben herkese eşit davranıyorum ve çok çalışıyorum. Neyse bunları bir gün uzun uzun tartışırız.
Şimdi karrıcım kendine dikkat et. İstanbul'a gelince görüşürüz, dedi ve telefonu kapattı.

Telefonu yatağın üzerine atıp düşünmeye başladım. Başından beri yaptıklarını. Bana karşı asla aslını inkar etmedi. Katı sert bir adam. Ben onu öyle kabullendim. Aslında Berzan benim değil kalbimin seçimi.

Benim mantığıma, aklıma ve yaşam şartlarıma uygun değil ama kalbim beynime dil çıkartıp nanik yaptı ve Berzan'ı kabul etti. Ben de kalbimle hareket ettim ve sonuç koca bir saçmalık. 

Çok düşünmeme kararı almak zorundayım. Zehra Ananın dediği gibi su akar yolunu bulur. Tekrar hasta olmaktan korkuyorum.

Kalktım giyindim ve aşağı indim. Ekip oturmuş laklak ediyordu. Beni görünce yanlarına çağırdılar. Hep beraber oturduk sohbet ettik. Sonrada yemeğe gittik. Yemekte Murat hepimizi kırdı geçirdi. Çocuk espri makinesiydi. Birazcık Sinemi'de gözüne kestirdi herhalde ondan iyice şov yaptı.

Yemekten sonra odalarımıza çıktık ve uçuş için hazırlandık. Bu sefer Sinem'i yanıma aldım. Eğitim şart. Biraz eksikleri vardı onları anlattım. Tabii uçuş biraz zor geçti en sonunda Gamze'yi öne çektim. Çok yorulmuştum. İki kişilik çalışınca normaldi.

Otele sabah geri döndük. Okul servisleri öğrencileri okula bırakırken biz yatmaya odalarımıza çekildik. Çalan telefona uyandım. Hay kafama s.çayım telefonu sessize almayı unutmuşum.

— Efendim, dedim gözümü açmadan çatallı bir sesle.

— Perihan uyuyor musun? Diye sordu bir erkek sesi.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now