Aşk insanı henüz kaçındayken bulur?
Aşk ilk görüşte mi olmalıdır yoksa her görüşte mi? Peki ya bir insan yıllar sonra birine aşık olur mu?
Leyla illa Mecnun'a, Kerem illa Aslı'ya mı aşık olur?
Kerem ve Leyla birbirini sevemez mi?
Leyla abi dediği Ke...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Merhabalar. Kusura bakmayın bu kadar geciktiği için. İyi okumalar İnstagram: Liveyourlife319
Günümüz
Düz yolda yürürken taşa takılıp düşmek hepimizin başına ya gelmiştir ya da gelebilir. Kimse bu duruma yaşadığı acıdan ve utançtan ileri bir anlam yüklemez. Oysa bu hayatın bize gelecekten sunduğu bir kesit, bir fragmandır.
'Sen yoluna bakıyorsun ama ben o yola taş koydum. Önüne bakmazsan düşersin, dikkatli olmazsan yüzünün dağıldığı gibi hayatın da dağılır' deme şeklidir. Leyla bu mesajı almıştı, şimdi değil daha önce de almıştı. Ama bellek dolu uyarı gelince ilk silecekleri arasına koymuştu hep. Yine silecekti bu mesajı aklından belki ama şu an o mesaja yalnızca kafa sallıyordu.
"Evet gerçekten öyleymiş" dercesine. Sinirden arkasını ısırdığı kalemi rastgele masaya atıp sandalyesinden kalktı. Şu anki hiddetiyle ortaya koyduğu her işin sonu şiddet içeriyordu çünkü.
Her seferinde hayatım yoluna girdi derken kendini yolun kenarındaki çamura kapaklanırken bulması gerçekten oldukça ironiydi.
Kerem Abisi İstanbul'a gittiğinden beri hep bir şeyler ters gidiyordu. Önce dedikodular başladı, sonra Kerem'in tuhaf hal ve hareketleri, çapkınlıkları karısı kızı.
Leyla bir türlü oturtamıyordu kafasında tam olarak değişen neydi? Büyümüş olmaları mı yoksa birbirlerine verdikleri değer mi? Oysa Leyla'da o değer hiç değişmemişti. Değişmişse bile bir artış meydana gelmişti en fazla o.
Odasının kapısına henüz varmıştı ki telefonundan zil sesi bilmem kaçıncı defa yükseldi. Bu defa meşgule atmak yerine duymazdan gelip odadan çıktı.
Mutfağa girdiğinde yengesini salata malzemelerini yıkarken buldu. Çekmeceden bıçak çıkarıp sebzeleri yengesinden aldı ve yengesinin garip bakışları altında mutfak masasına geçip salata yapmaya koyuldu. Sezen Hanım Leyla'nın salata yapmasına mı şaşırsın yoksa bu sözsüz iletişimine mi karar veremedi.
Tam bu halinin nedenini sormaya niyet etmişti ki telefonu çaldı. Raftaki telefonu alıp arayan kişiye bakıp gözlerini tekrar Leyla'ya çevirdi. 'Hayırdır inşallah' diye geçirerek içinden cevapladı telefonu.
"Efendim Oğlum" Karşıdan gelen sözlerle kaşları merakla çatılırken sanki karşıdaki görecekmiş gibi başını aşağı yukarı salladı.
"Evet burada." Bu defa karşıdaki sözlerde bir rica vardı. Sezen Hanım 20 senedir ilk defa böyle bir olaya şahit olduğu için şaşkın olsa da anın akışına uyup "Tabi oğlum. Veriyorum." Dedikten sonra telefonu kulağından uzaklaştırıp Leyla'ya uzattı.
"Kızım, Kerem seni istiyor telefona." Dedi.
Leyla'nın kaşları çatılırken sinirken irisleri mavinin en koyu tonunu üstüne bir yorgan gibi çekti.
