BÖLÜM:32 "RUHLARIN ÇIĞLIĞI"

7.5K 374 276
                                    

BÖLÜM:32 "RUHLARIN ÇIĞLIĞI"

Saatler akıyordu bitmek bilmeyen duygularımın karmaşasında. Acı kokuyordu nefesim, kalbim attığı her darbede nabzımı sonlandırmak için uğraşıyordu adeta.

Göz altlarım morarmış, yüzümün rengi atmıştı. Midem bulanıyordu. Bir kaç gündür hiçbir şey yememiş olmam ve uyuyamadığım için vücudum tamamen çökmüştü. Hareket edecek halim bile yoktu.

Yataktan kalktım. Esaretim olan eve sinmiş bedenim her geçen gün canımdan bir pay biçiyordu. Görünmez demirler ellerime bağlanmış adeta beni buraya mahkum ediyordu.

Kurtulmak istiyordum. Bağırıp çağırmak buradan ardıma bakmadan koşmak istiyordum.

Lakin..

Yapamıyordum.

Gözümün önünde Atıl'ın arabasını parçaladığı gibi kalbimide parçalamıştı Tuna. Ona olan korkum artmış hatta bir çığ gibi büyüyerek üzerime yuvarlanmıştı.

Çıplak ayaklarımı parkede sürdürerek tenimi yalpalayan soğuğu hissettim. Kasım ayına girmiştik. Havanın buz kestiği gibi bedenimde buz kesiliyordu. Düşüncelerimin acı soğukluğu kafamda ki buzdan mezarlıktı.

Odada dolandım. Beynimi kemiren sözlerin beni yiyip bitirdiği odada kalbim taştan bir buza dönüşüyordu. Zihnime batırılan bıçak Atıl'ın özlemini hatırlatan kara keskin bir acıydı.

"Özlüyorum.." dedim kendi kendime konuşup kuruyan boğazımın acımasını sağlayarak. "Hemde deliler gibi.." sonra dışarıya kaydı gözlerim. Bulutların altında beraberdik biz. "Ama sana da kendime de bu eziyeti yapmak zorundayım.."

"Neyseki biri ne yapması gerektiğini anlamış," kulağımı kanatan, kalbimi paramparça eden adamın sesi uğuldadı. İçim titredi, öfkem büyüdü. Derin nefeslerim odada yankılandı.

"Şeytansın," dedim sinirim dilime vurmuş zehirli yılanın çatallı dili gibi konuşurken. "Sen hepimizi karşına alarak çok büyük bir hataya yakalandın."

"Ya," dedi alay eder gibi konuşurken. Gözlerine baktım. Onların bana bakmasını bir an bile istemiyordum. "Benim soyadımın tahtında oturuyorsun. Gücüm hepinize yetecek kadar."

"Soyadın," dedim yüzüme gülümseme ekleyip gözlerimi kara bir geceye yatırırken. "Başoğlu benim varlığımda büyük bir çöküşe uğrayacak."

"Küçüksün.. ve beni yenemeyecek kadar da zayıf."

"Benim nefretimle yaşarken nasıl mutlu olacaksın Tuna?" Dedim dişlerimi birbirine bastırıp öfkemi ellerime verirken. "Seni sürekli bitirmek isteyen biriyle yaşayacaksın."

"Seninle yaşayacağım," dedi bana bir adım atarken. "Yanımda olduğun sürece öfken beni büyütür."

"Hastasın," dedim yılanın zehirli kıvrımında ki çatallı bir dille tıslayarak. "Ölesiye nefret edeceğim senden. Beni Atıldan ayırmaya güc.."

"O cümleyi tamamlama." Dedi beni tehditvari ses tonuyla uyarırken. "Çünkü inançlarımı ezersen, bende seni ezerim. Bu dediklerine inandığım gün olacakları zevkle izlemek için seni yanımda tutacağım."

Ruhum titredi, tüylerim ürperdi.

Kalbim sıkıştı aniden. Boğazıma ilmek ilmek döşenen duygularımın akıntısı göz yaşımda mahmurluğunu arttırdı.

"Tamam çık odamdan uyuyacağım," dediğimde bir an önce ondan kurtulmak istiyordum. Hava fazla kararmasa da ruhum öyle bir kararmıştı ki uyumaya ihtiyacım vardı.

İLİKLENMİŞ RUHLAR #WATTYS2018Where stories live. Discover now