♪ magnetised

1.5K 113 109
                                    

Dükkanın geniş camlarından içeriye bakan Jungkook ağzındaki lolipopu yanağına yasladı.

Serin hava ciğerlerine dolarken üstündeki ceketinin cebinden telefonunu çıkartıp saate baktı. Bildirim panelini kaydırıp onlarca bildirimi görmezden geldi. İstediği kişiden mesaj veya arama yoktu ne de olsa. Aslında ayda bir yazardı, bu sefer gecikmişti.

Görmezden gelmek istediği bir sürü şey vardı. Yapamaması ise canını sıkıyordu.

Kendini ne zaman bir şekilde boşlukta hissetse ve hava kapalı olsa, bu köşe başındaydı. Yaklaşık o gideli bir yıl oluyordu ve bugün ikinci yılın başlangıcıydı. Bunu gerçekten temiz bir başlangıç olarak adlandırmak istiyordu. Bu köşe başı, her şeyin başlangıcıydı. Hatta bugün hafta başıydı.

Öyle ya, Taehyung yorgunlukla kendini müşterilerin beklediği koltuklardan birine atıp dinlenirken gözlerini bir an olsun çekmeden başlangıcını izliyordu.

Kararsız kalmıştı. Ona yeni numarasıyla ulaşmak için yanıp tutuşurken ona kıyamadığını fark etti, her zamanki gibi.

Baya yorgun görünüyordu, gece mavisi saçlarını karıştırıp koltukta biraz daha küçüldüğünde Jungkook iç geçirdi.

Unutkan olduğu için birazdan kalkıp ışıkları ve perdeleri kapattıktan sonra o olmadan uyuyamadığı battaniyesini alıp uyuşukça alarmı kuracağını ve dövmeci dükkanının kapısını kilitleyeceğini biliyordu.

Jungkook onunla bunları aklına kazıyacak kadar çok zaman geçirmişti.

Bu gece bir üst kattaki evinde değil de burada uyuyacaksa bu keyfinin olmadığı anlamına geliyordu. Ağzındaki küçülen lolipopu içindeki sıkıntıyla kırdıktan sonra yanında duran gitar kutusuna elini attı.

Burada daha fazla kalırsa koşarak ona sarılacaktı. Yapmaması lazımdı.

Çünkü zaman içinde hatalar yapmışlardı.

Hatalar arasında açan çiçekler bazen özür gözyaşlarıyla, bazen affedilme gülüşleriyle sulanırdı.

Şimdilik kuraklık çekiyorlardı.

Bu yüzden bir an önce çaldığı mekana ulaşıp içindeki sıkıntıdan kurtulmayı deneyecekti.

Perdeleri kapatan Taehyung'u gördüğünde kapşonunu biraz daha çekti ve yüzünü gizledi. Sonrasında biraz daha bekledi.

Vazgeçmişti mekana gitmekten, hava bu kadar kasvetli ve güzelken.

Hafif yağmaya başlayan yağmur ile gitar kutusunu eline alıp köşe başını döndü. Boş bir otobüs durağı görünce küçük durağın tavanının yağmurdan koruduğu küçük alana gitarını koydu. Sonrasında yüzündeki fuzuli gülümsemeyle sesini kaydetmeye başladı.

heartsays:
*ses kaydı*

"Gökyüzü boyunca uçan kuşları gördüm.
Üç bin mil uçuyorlar.
Hangi yöne gideceklerini nasıl biliyorlar?
Bir şekilde, hep biliyorlar gibi görünüyorlar."

taekim:
(Görüldü)

heartsays:
*ses kaydı*

"Gördüğümüz her şeyde Doğa Ana'nın olduğunu söylerler.
Keşke içimde biraz Doğa Ana olsaydı.
Keşke içimde birazcık Doğa Ana olsaydı.
Çünkü bu doğru değil.
Ben tutuldum, bunu hissetmeyen birine.
Aşk felçli,
onun bana asla ihtiyacı olmayacak."

taekim:
(Görüldü)

heartsays:
*ses kaydı*

"Ama eminim ki Dünya'nın Ay'ı gökyüzünde tuttuğu gibi, beni sıkı sıkı tutmaya devam edecek.
Beni sıkı sıkı tutacak.
Beni sıkı sıkı tutacak."

taekim:
(Yazıyor...)

heartsays:
*ses kaydı*

"Otobüste birbirine yaslanan çiftleri görüyorum.
Fazla güvenle uykuya dalıyorlar.
Keşke aşklarının kardaki çiçek gibi olduğunu söyleme şansım olsaydı.
Eğer bu sadece feromonlardan* kaynaklanıyorsa,
Keşke senin de benim için birazcık feromonun olsaydı."

taekim:
Sesin...

heartsays:
*ses kaydı*

"Seni geri sevmeyecek birini sevdiğin zaman,
kuzeyden güneye, siyahtan beyaza...
Beni sıkı sıkı tutmaya devam edecek."

taekim:

Jungkook?

heartsays:
(Görüldü)

xX

Feromon: Çekicilik hormonu.

Ah, işte bu kurguyla buradayım! Eğer benimle buradaysan, teşekkür ederim.

Sadece bu şarkıyı Jungkook söylese nasıl olur diye düşünürken buralarda buldum kendimi. Diğer bölümlerde görüşürüz, seni seviyorum.

songs that i want to sing for you | taekookWhere stories live. Discover now