İspatlanabilen Gelecek

38 2 0
                                    

İspatlanabilen Gelecek ?

Gelecek nasıl ispatlanabilir ki dediğinizi duyar gibiyim. Geleceği görmekle alakası olmayan bir konu olduğunu söylemek istiyorum ön yargılarınız sizi ele geçirmeden.

İspatlanabilen geleceği oluşturan temel konu kişilerin geçirdiği çocukluktur. Aslında gelecek diye bir kavram vardır fakat insanların geleceğe yüklediği anlam farklıdır. Gelcekte ne olacak ? Acaba şunlar mı başıma gelir ? Kiminle evleneceğim? vb bir çok sorular dünyasında endişeyle yaşıyoruz. Halbuki gelecek aslında geçmişimizin bir yansımasıdır.Peki geçmişten kastımız nedir ? Geçmişi; çocukluk , telkinler , yaşadığımız kötü deneyimler oluşturur.

Çocukluk , o kadar derin bir konu  ki bu konu hakkında sayısız kitap,Roman ve belki makale yazılabilir. Ben Temelini naçizane şekliyle aktarmak istiyorum. Günümüzde insanların yaşadığı , belki anlamlandıramadığı problemler , kayıplar , büyük çöküşler, adilsizlik hissiyatı , korkular, başarılar , kazançlar, özgüven ve sayısız bir çok olgunun ana kaynağı çocukluktan geliyor. Bunlar psikoloji bilimiyle de kanıtlanmış olgulardır. Gündemde olan herhangi bir konu örneğin korku , hayatımızın her alanında blokaj yaratabilecek bir enerjidir. Fakat Kişiler bunu çevreden gelen negatif etkiler ZANNEDİP hayatını bu korkuları örtbas edecek düzeyde idame ettirmeye çalışıyolar.

Halbuki korku enerjisi, anne karnındayken bile bebeğe aktarılabiliyor. Aile karması nesilden nesile aktarılabilen bir şeydir. Yani annenizin karnındayken annenin neler hissettiği , verdiği reaksiyonlar, yaşadığı korkular maalesef bebeği de etkilemektedir. O nedenle anlamsızca yaşadığımız herhangi bir korku , cesaret ettiğimiz bir girişimde bizi bloke edebiliyor. Para harcama korkusu, yeni işe girme korkusu, ilişki korkusu , başarılı olma korkusu , evde kalma korkusu, kredi çekme korkusu, anlaşma yapma korkusu... aslında saymaya kalkarsak sayısız korkularımız var.

Kişilerin bilmediği tek şey bu korkuların veya yaşadığı blokajların ana kaynağına inip dönüştürebilir ve değiştirilebilir olmasıdır. Korkunun oluştuğu ana neden anne rahmine kadar uzanabiliyor. Çocukluğumuzda karakterimizi elde ettiğimiz , kişiliğimizin temellerinin atıldığı yaş aralığı 0-6 yaştır. Bu evrede anne baba inanılmaz büyük önem taşıyor. Cinsel gelişimin temelleri,özgüven, olaylar karşısında güçlü durabilme, cesaretli ve girişken olma gibi gümümüzde yaşanan bu problemlerin temelleri bu yaşlarda atılıyor. Dolayısıyla atalarımız da bu konuyu ''Ağaç yaşken eğilir'' ataösözüyle onaylar nitelikte.

Burda dikkat edilmesi gereken konu şu ; bir şeyi verebilmemiz için onu almamız gerektiği yasasıdır. Bizden yansıyan bize geri döner yasasıyla anne ve babanın çocuğuna bir şeyler katabilmesi için ilk evvela kendilerine değer vermeleri ve sevmeleri hatta sağlıklı bir kişiliklerinin olması şarttır. Cennet, annelerin ayaklarının altındadır derler , evet bir anne yetiştirdiğiyle cenneti veya cehennemi yaratabilecek bir varlıktır. Her başarılı insanın arkasında güçlü bir kadın vardır. Ben bu söze çok inanırım. Bir kadın her şeyi değiştirebilecek güçte ve kapasitededir. Anneler , çocuk yetiştirmede belki de babadan bile katbekat daha fazla önem taşmaktadır.

Ben bilinçaltı kayıtlarıma indiğimde , anneme karşı inanılmaz öfke duyduğum ortaya  çıktı. Bilinçaltı temizliğinde her şey hodri meydan misali ortaya döküldü. Anneme karşı duyduğum özel bir nedenden dolayı yarattığım nefret , beni günlük yaşamda ve işlerimde bloke ediyordu. Bir yerde mutlaka tıkanıyordum. Bilinç seviyesinde affettiğimi ve unuttuğumu sanıp kadersel zihniyette yoluma devam ediyordum. Fakat nafile , hep başarısız oluyordum ve bir yerde takılı kalıyordum. Bu kadar çok şeyi üst üste yaşadığım gün bende bir sorun olmalı dedim ve bilinçaltı konusunu derince araştırdım . Sonuç beni gerçekten etkilemişti. Olan her şeyin bizimle ilgili olduğunu öğrendim. Ve hayatımı dönüştürmek için çaba harcamaya başladım.

FEYZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin