LVII| three months

Start from the beginning
                                    

"Ateş ve kan." dedi Zayn. Sesi oda boyunca yankılandı. "Atalarıma ait tahtta oturup insanlarımı zalimce katleden gaspçıya vereceğim tek şey bunlar olacak. Benimle savaşacak mısınız?"

Tüm salondan çığlıklar yükseldi, kılıçlar havada sallandı. Tek Göz Alexander hançerinin kabzası ile göğsünü yumruklarken diğerleri gibi Zayn' in adını haykırıyordu.

"Benimle savaşacak mısınız?!"

Daha güçlü çığlıklar, haykırışlar, birbirini itekleyen insanlar. Hayatında böyle bir gürültü duymamıştı Hook. Ve kendisi de katılıyordu o insanların içine.

ZAYN

Üç koca ayın sonunda tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Mancınıklar, arabalar, kalkanlar, silahlar ve lazım olabilecek diğer her şey. Bu üç ay içinde her gün planlarını tazelemiş ve diyara krallık yapmıştı.

Bu konuda hala şaşkındı Zayn. Kraldı. Brownland' in kralı. Regina' nın canını almış ve o da karşılığında tahtını vermişti kendisine. Güç ondaydı. Ve bu güç, düşündüğünden daha çok işine yaramıştı.

Bir aylık zaman içinde Brownland' in tüm şehirlerini dolaşarak valileri tekrar tanıdı ve askeri eğitimler için emirler verdi. Bir süre önceki tatmin etmeyen asker sayısı sekiz yüze kadar çıktı. Sekiz yüz adam, şimdi gemilere biniyordu, diğer araçlarla birlikte.

Üç ay. Sabretmesi gerekmişti. Günün her anında evine hemen dönmek istiyordu fakat akıllı olması gerektiğinin farkındaydı. Acele etmeyecekti. Acele ederse en başından bunu kaybedeceğini biliyordu.

Limandan ayrıldıklarında Jolly Roger' ı ardında izleyen beş yüz kadırga vardı. Ve bunun verdiği güç hissiyle denizin ötesini izlerken iki ya da üç gün sonra tekrar topraklarına ayak basacak olması onu heyecanlandırıyordu. Daha da güzeli Doniya' yı görecekti. Biricik kız kardeşi. Killian Jones üç ay önce Horanların yanından geri döndüğünde kız kardeşlerinin hala yaşadığını söylemişti ilk olarak. Bununla birlikre gelen haberler de tatmin ediciydi. Horanlar hala yeminlerini hatırlıyordu ve Zayn de bu yapılanı her zaman hatırlayacaktı.

"Zaman geldi." dedi yanına gelen dostu. Elini omzuna koyan Shawn, gülümseyerek Zayn' e bakıyordu. "Korkuyor musun?"

"Korkuyorum."

Üç ay. Uzun bir süreydi. Her gün birlikte zaman geçirdiği kuzeyin Shawn' ı bir dosttan öteye geçmişti Zayn için. Bir sırdaş ve bir kardeş.

"Yukarı bak." dedi sonra Shawn. Onu omzundan çevirerek yelkenlere bakmasına neden oldu.

Gece siyahı kumaşın üzerindeki kırmızı ejderha rüzgarda dalgalanıyordu. Ardındaki beş yüz kadırganın direklerinde dalgalanan yelkenler gibi.

"Yakında kalenin duvarlarını tekrar bu sancaklar süsleyecek."

"Hayat garip." diye fısıldadı Zayn.

"Ve oyun oynamayı seviyor."

"Tahtımı aldığımda savaş bitmeyecek." Yelkenlerdeki gözlerini Shawn' a çevirdi.  "Birlikte kuzeye gideceğiz. Hakkın olan tahtta sen oturacaksın."

Shawn' ın dudakları şaşkınlıkla aralanırken anında kendini toparlayarak kaşlarını çattı.

"Eğer bir karşılık uğruna yanında durduğumu düşünüyorsan-"

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now