3. BÖLÜM

8.9K 309 18
                                    

Alycia debnam carey= Beliz koçyiğit

Ne zaman kurduğumu bilmediğim âlârımın sesiyle uyandım. Gözlerim kapalı elimle telefonu ararken yere düşme sesiyle gözlerimi açtım. Gerizekalı telefon bir gün parçalanacak. Yerden telefonu aldım, home tuşuna basarken tekrar kafamı yastığa gömdüm.

Saat daha...

09:30

Tamam belki normal bir insana gore tam saat olabilir ama bana göre asla! Yataktan kalkıp odadan çıktım, şikayet etmeme gerek yok çünkü bu gün sadece iki dersim var geri 3 saat tiyatro salonundayım.

Tuvaletten çıktığım gibi odama girip dolabı açtım. Siyah sporcu tayt üzerine de hafif kısa sweatshirt'ümü giyip makayaj kutusundan rimel aldım ardından dudak parlatıcısınıda sürüp saçlarımı taradım. Topuz yapıyim dimi bencede. Saçımı topuz yapıp kenarlardan bir kaç tel çıkardım, ince siyah bandana mı takıp çoraplarımı giydim.

Haki yeşili sırt çantamı aldım ve kendimi odadan dışarı attım. Bu gün okul yine sıkıcı olmaz sanırım tabii eğer Rüzgar gelmesse. Rüzgar benim çok yakın bir arkadaşım, sadece benden bir yaş büyük. Ayakkabılarımın bağıcını bağladım ve evden kendimi attım.

Bu gün hava yine soğuk, yaza az kaldı ama bir farklık göremiyorum ben. Çantamı önüme alıp fermuarnı açtım  kulaklığımı alıp fermuarı kapattım.  tutarken sağ elimlede kulaklığı çözmeye çalışıyordum. Hani bazen yaparız ya kulaklığın bir tarafını tutar ve etrafta sallarız aynı onun gibi. Malesef ki açılmadı, sol elimin yardımıya güç bela düğümlerden kurtarıp kulaklıkla telefonu bir birine bağladım. Müzik listeme girip en sevdiğim şarkıyı yanii Ellie Goulding: love me like yu açtım.

Durağa gidip otobüsümü beklemeye başladım. Neyseki beni çok bekletmedi ve 5 dakika içinde geldi.

Saat nihayet 10:46'yı buldu not aldığım kiatbı kapatıp çantama attım. Bir şeyleri ingilizice öğrenmeyi çok seviyorum, belki size yanlış gelebilir ama ben ingilizceyi kendi dilimden daha çok seviyorum; Türkçeden şikayetlerim var o yüzden fakat bu demek değil ki sevmiyorum. Hayır sonuçta benim ana dilim seviyorum.

Kafeteryaya gidip çantamdan sigaramı çıkardım  biraz da telefonuma karşıtırmaya başladım.
İş bulmam lazım ve birilerine bir şeyler öğretmek istiyorum. Bu hem mesleğim için gerekli hemde para lazım.

"Benim prensesim yine neyi düşünüyor?"

Rüzgar'a bakıp gülümsedim. "Nerden anlıyorsun?"

Ellerini iki yana açıp omuz silkti." Çok basit, dudağını ısırıyorsun." Gülümesiyip elimi dudaklarıma götürdüm. "Şimdi söyle ne düşünüyordun?"

Sıgaramı söndürdüm."Bildiğin şeyler aslında. Paraya ihtiyacım var ve şarkı söylemek yerine bir şeyler öğretmek istiyorum birilerine."

"Ne kadar istiyorsan verebilirim bunu biliyorsun ama çalışmak istiyorsan sana karışamam. Arkadaşlarla konuşurum sonra sana haber veririm. Tiyatroda görüşürüz" Ayağa kalkarken kurduğu cümlesini elini boynuma koyup sağ yanağımı öperek tamamladı, gülümseyerek elini tuttum.

Rüzgar'ın durumu gayet iyi babasının ünlü bir araba zinciri var aynı zamanda annesi tasarımcı. Bir kaç kere bana yardım etsede daha istemiyorum. Elim ayağım sağlam çok şükür gider çalışırım.

Saatime bakıp ayağı kalktım yine aynı bölüme girip profösörün gelmesini bekledim.

"Balın, şey bu gün pravo yapıcakmıyız?"

Kafamı kaldırıp Sena'ya baktım."Evet bu dersten sonra başlıyoruz, ekipdekilere haber verirsen iyi olur."

Gülümseyip kafasını salladı. Ben tiyatro kulübünün başkanıyım, Rüzgar'da hem bana yardım ediyor hemde oyunlara katılıyor.

**********************
"Bakın arkadaşlar 15 günümüzden daha az bir süremiz kaldı. Olayı anlatan kişinin annesi olayı ezberlememiş, olayı görsele döken 7 yaşındaki Aysu'yu canlandıran kişi nerde gireceğini bilmiyor ve büyük hali bu gün oyundan çıkıyor. Şaka mı bu?"

Rüzgar'ın arkasına geçip ensesine masaj yapmaya başladım yine sinirlendi.

"Rüzgar, sen zaten Aysu'nun kocası rolündesin. Balın zaten oyunu yazdı senaryoyu biliyor başka birini almaya gerek yok ki."

Tuğçe'nin önerisiyle Rüzgar'la birbirimize baktık. "Bundan daha mantıklı bir şey benim aklıma gelmiyor, oynarım ben sorun yok."

Rüzgar, oturduğu yerden kalkıp konuşmaya başladı." Tamam o zaman bu günlük son provamızı yapalım çünkü ben acayip yoruldum."

Gülümseyip kafamı salladı. "Tamam herkes yerini alsın, en baştan yapıyoruz."

*****************
"Bence bu daha güzel bunu giy, hem çantanlada uyumlu."

Ablam elindeki siyah çantaya bakıp kafasını olumlu anlamda salladı.

"Aynen, neyse Giray gelmiş ben gidiyorum. Kavga etmemeye çalış."

Gözlerimi devirip başımla onayladım. O da gülümseyip odadan daha Sonra evden çıktı.

Neden öyle dediğini merak ettiğinizi biliyorum. Ben annemlerle pek Iyi anlaşamam özellikle Kafka yapımız hiç uyuşmaz. Ben insanların ne dediğini umursamazken,  onlar unursar. Bu ve buna benzer şeylerden dolayı pek uyuşmaz düşüncelerimiz.

"Balın!" Bakın insanların canını nasıl sıkıyorlar izleyin.

Ayağa kalkıp odadan çıktım. "Efendim Anne!"

"Niye bizimle oturmuyorsun zaten pek görüşemiyoruz." Dedi.

"Ne yapıcağız anne? Sonunda bana değen konuşmalar istemiyorum bilginiz olsun."

"Balın, yine başlama istersen! Hangi konu sana deyiyor hem?"

Tell koltuğa oturup arkama yaslandım. "Hiç bir şey deymiyor tamam!"

"Balın, sınırlarını aşıyorsun!"

Sessiz kaldım. Ne diyebilirim ki hiç bir şeyden anlamayan bir ailem var.

"Ben babama gitmek istiyorum."

Kaşlarını çattı annem. "Nerden çıktı şimdi bu?" Diyince derin bir nefes verdim.

"Bir yerden çıkmasına gerek yok özledim bir kaç günlüğüne gitmek istiyorum."

"Temelli git istersen kızım. Ne kadar dengesizsin daha dün gitmemek için kavga eden sen değilmiydin. Ne oldu?"

Ayağa kalktım. "Evet o zaman öyleydi şimdi böyle."

Bir şey demelerine izin vermeden balkona çıktım. Babamın paketinden bir tane sıgara alıp içime çektim yavaşça dumanı dışarı bırakırken aklımda gitmek vardı. İstediğim hayatı yaşayamıyorum, bir çok kişi yaşamıyor evet ama bunu düzeltmem lazım artık yeter. Sabrımın son safalarındayım artık bir çok şey ağır geliyor mesela bir ailem olduğu halde iletişim problemimin olması.

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Artık bir şeyler yapmam lazım ya tamamen bitiricem bu hayatımı yada farklı bir hayata geçicem.

Hayır! Bu hayatı bitirmem için basit bir sebep değil ben küçüklüğümden beri aynı şeyi yaşıyorum bu yüzden artık daha fazla aynı yükün üzerine bir şeyler ekliyemem.

Yani...

Ya gidicem, ya da tekrar başlicam.

Okuduğunuz için teşekkür ederim😍😍😍🤣😘😀😀😏🤗🤗😊😏😊😀🤗😀 sizi sefiyorummmm

DİMİTRİOSWhere stories live. Discover now