"Reva Mı?"

106 22 85
                                    

Saatlerdir çözmeye çalıştığım matematik sorusuyla cebelleşiyordum. Bir de aklımda "O" vardı. Tabii o etti teklifini, söyledi diyeceklerini kafası rahat. Ya biz kızlar öyle miyiz? Seversek ne olur? Sevmezsek ne olur? Bize olan faturası ne? Gelecekteki düğünüm nasıl olacak? Abim böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? :)

Ee tabii düşünceler "ayıkla pirincin taşını" misali olunca, matematik tabii çözülmez... Neyse canım çok soru çözdüm, yeter bugünlük...

Soru çözme işi bitince (!), direk yatağıma uzanıp, düşüncelere daldım.  Acaba gerçekten beni seviyor mu? Çocuk seviyorum dedi ya Elif. Seviyorum demek senin dilinde sevmemek mi?

İç sesime hak veriyordum. Ama ben böyle şeylere alışık değildim ki... Hergün birisi gelip, bana " seni 730 gün yeniden sevdim" demedi ki...  Ben de normal olarak bocaladım biraz. Sonuçta dünya güzeli değilim. Tamam aşırı bir kilom yok. Gözlerim güzel ve kapanmak bana aşırı yakışıyor. Ama roman kahramanı değilim ki ben şaşırmayayım?

Neyse bu düşünceleri şimdilik rafa kaldırmak en iyisi. Sonuçta önümde bir sınav var. Ve yerine getirmem gereken ulvi görevlerim...

Hem belki gerçekten o benim kaderimdir... Belki de ileride onun helâli olurum... (İnşaAllah)
En iyisi uyuyup bütün düşüncelere perde çekmek. Yüce Rabbim bana yol gösterecektir...
                             ✴✴✴
Bugün günlerden cumartesi... Güne mutlu başlamak için bir sebep daha... Bugün için elbette önemli planlarım var. Öncelikle kendime yeni bir ferace almam gerek. Aslında uzun süredir aklımı kurcalayan bir konuydu. Harçlıklarımı biriktirip almak istiyordum. Çünkü bu feracem kirlendiği zaman el mecbur uzun tunik gitmek zorunda kalıyordum. Tabi yalnız gitmek olmazdı. Bu yüzden Hâre'yi aramaya karar verdim. O da bu teklifi seve seve kabul etmişti. Çünkü o da ferace alacakmış. Çok garipti. Normal bir insana göre böyle şeylere hızlı bir giriş yapmıştı. İki günde çabucak böyle değiştiğinden mutluydum. Biraz garip gelse de. Ama sıkılıp vazgeçmezdi umarım. Çünkü o normalde aşırı serbest bir kızdı. Neyse hayırlısı olsun diyelim...

Hâre ile beraber ferace satımı yapılan ve tanıdığımız bir ablanın mağazasına gitmiştik. O da bizim gibi kapalıydı. Bu yüzden sorun yaşamayacaktık giyip denerken. Ben asker yeşili bir ferace seçmiştim. Kenarlarında hafif işlemeler vardı. Aşırı dikkat çekmiyordu. Ama kendine göre güzel bir havası vardı. Hâre de aynı feracenin parlament mavisi modelini seçmişti. Kabinlerde deneyip beğendiğimizde satın alıp oradan çıkmıştık.

Hâre'nin aşırı ısrarıyla küçük bir lokantada yemek yemeye karar vermiştik. Öğle saati olduğu için ikimiz de fazlasıyla yorgun ve acıkmış hissediyorduk. Hızla lokantaya girip, birer çorba sipariş ettik. Çorbamızı içerken bir yandan da sohbet ediyorduk.

"Neden bana söylemedin Elif?"

"Neyi Hâre?"

" Miraç ile aranızdaki münasebeti?"

"Aramızda bir şey yok da o yüzden. Hem önemli bir gelişme olsaydı paylaşırdım."

"Ne yani? Kuzenimin sevgisini önemsiz mi görüyorsun?!"

"Beni yanlış anladın Hâre. Öyle bir şey söylemedim. Onun sevgisini tabiki de önemsiyorum. Sonuçta kötü bir şey değildir sevgi. Sadece bir gelişme yok. Yani ortada olan bir şey yok."

"Kabul etseydin olurdu.Senin yerinde olmak isteyen kaç kişi var biliyor musun?"

"Hâre bunu daha önce konuşmuştuk. Ben dinime önem veren bir insanım ve Allah katında helal olmadan bunu yapamam..."

"Of yeter ya. Sürekli kısıtlama sürekli bir şey. Vallahi bunaldım. Ben seninle arkadaş olamıyorum Elif. İnsanları küçümseyen biriyle işim olmaz benim!"

Lokantayı terk eden Hâre'nin ardından üzüntüyle baktım. Abim haklıydı galiba. Her şeyi yanlış anlıyor ve çabuk pes ediyordu. Anlamıştım ki, Hâre iyi birisi değildi. Belki de sadece abim için bunları zorunluluk olarak görüp, yapmaya çalışmıştı. Allah için değil..! Nasıl anlayamamıştım? Şükürler ettim Rabb'ime yeniden. Müslümanlık yolunda olduğum ve çabaladığım için...
                      ✴✴✴
Miraç'ın ağzından :
Bugün yeniden anladım ki, Deniz Gözlüm olmadan her gün anlamsızdı benim için. Rabb'im öyle bir sevda koymuştu ki yüreğime... Ondan sonra her kıza karşı tavırlarımda dikkat eder olmuştum. Şimdi belki hazır değildim ama yavaş yavaş onun gittiği yoldan gidecektim. Çünkü onu bana sevdiren ve onu Yaradan'dı yönelmem gereken...

Bu düşüncelerle ilerlerken sık sık gittiğim amcam Hasan'ın lokantasının önünde durdum. Belki de ona danışmalıydım. O en iyisini bilirdi. Dükkandan içeri adım attım. O an kalbim hızlı hızlı atmaya başladı... Tam karşımdaki masada Deniz Gözlüm vardı. Böyle tesadüfe kurban olayım. Hızlı adımlarla onun karşısındaki masaya geçtim. Çorbasını içiyordu. Ama beni fark etmemişti. Yanına da tavuk sipariş etti. Fakat hâlâ fark edememişti. Tavuk yerken ki hâline gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Öyle bir yiyişi vardı ki bir an tavuk olmak istedim. :) Bir insan tavuk yerken bu kadar mı tatlı olur Ya Rabbim? Elleri yağ içinde kalmıştı. Yalan yok. Tavuğun tadı elinle yiyince çıkıyordu. Gülümsedim bu hâline. Bir ara hissetmiş gibi duraksadı. Göz göze geldik. Tabii anında gözlerini kaçırdı.

"Beni mi izliyorsun sen?"

Kızarmış yanaklarına gülümseyerek baktım ve cevap verdim.

"Hayır tavuğu. "

Yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu. Allah'ım bir insan nasıl tek gülüşüyle aşık edebilir?

"İyi o zaman izlemeye devam et."

Şaşkınlıkla ne yaptığına baktım. Önüme diğer tavuğu itmişti. Gülümsedim ve geri ittim.

"Sen yerken daha güzel Deniz Gözlüm..."

"Deme şöyle şeyler."

"Nasıl şeyler?"

Tek kaşımı kaldırıp sorarcasına baktım. Sanki kız yüzüme bakıyor da. O da bana kızaran yüzüyle cevap verdi.

"Neden buradasın Miraç?"

"Kuşlar bana falanca lokantada bir kız çok güzel tavuk yiyor dediler bende geldim. Hey Allah'ım ya... Niye olacak senin için değil tabi. Bir işim vardı uğradım."

Asılan yüzüyle gülümsemem daha da genişledi. Demek üzülmüştü hanımefendi? Ah birde beni bilsen güzelim... O zaman oyuna devam... L

"Hıh o da geldi işte. Ben gidiyorum Deniz Gözlüm."

Benim baktığım yöne baktığında gördüğü şeyle birlikte suratı iyice düştü. Gösterdiğim kişi fazlasıyla açık giyinmiş bir kızdı. Ve aşırı makyajlıydı. Tabiki de bir şakaydı. Ben böyle kızlardan hoşlanan kişilerden değildim. Benim için bir tek Deniz Gözlüm vardı. Ama beni kıskanması hoşuma gitmişti. ;)

"İyi o zaman git bekletme sevgilini Miraç. Zaten senden de farklı birini beklemezdim. Terzinin arta kalan kumaşlarıyla yapılmış bir elbiseyle yeterince hoş bir kız zaten. (!) Hem iki kilo boya sürmek o kadar yakışmış ki... (!) Nazar değmesin güneş gibi parlıyor..! Gitsene ne duruyorsun?"

Tatlı tatlı sinirlenen Deniz Gözlüm, şuan gözümde o kadar tatlıydı ki Antep baklavası halt etmişti yanında. Kıskanç sevdiceğim...

"Sare'm... Sen benim her şeyim olmuşken, bu dünya umrumda mı sanıyorsun? Senin o Deniz gözlerindeki masumluğu ben başka bir kadında bulabilir miyim sence? Ben senin gözlerinde kilitli kalmışım bir kere, başka bir göz bana reva mı?"
                         ✴✴✴
🍀 Yaktın kavurdun be Miraç!😍😍

🍀Abisinin kısmeti de kaçtı hadi hayırlısı olsun... 😅😄

🍀Eee yemek yerken kendini kaybedenler var mı? (Benim ve Elif'in dışında. :)))

🍀Bakalım ElMir çifti için kimler burada?? 👍

🍀Yeni bölümde görüşürüz. Allah'a emanet olun...

'Züleyha' Gibi...Where stories live. Discover now