🔷16🔷

1.8K 92 5
                                    


Jimin

Gece tam olarak uyumamıştım. Onun yerine Kook'u izlemiştim. Sabaha karşı ancak dalmışım. Daldığım zaman rüya gördüm.

Rüya

Sabah gözlerimi açınca yanıma döndüm. Yanım boştu. Uyunamadığımı sanıp yatakta yuvarlanıp diğer tarafa gittim. Gerçekten yanım boştu.

Kook'a nolmuştu.

Kook akşam benimle yatıyordu. Ben onu izlemiştim hatta nerdeydi? Evet en son ben onu izliyordum.

Onun gibi güzel varlığın nasıl elimden kayıp gittiğini sorguluyordum. Zamana ihtiyacımız vardı. Onsuz ben hiçbir şeydim.

Bensiz hayat ona nasıldı acaba?

Beni hatırlıyordu. Ama sadece hyungu beni Tae gibi görüyordu. Arkadaşmışız gibi görüyordu.

Bizi hatırlamıyordu. Seulgi ile sevgili olduğumuzu hatırlıyormu onuda bilmiyordum. Ben Seulgi ile sevgili olmak istememiştim. O da benle sevgili olmak istemiyordu. Biz onunla arkadaşız.

Ama bunu Jungkook'a anlatamamıştım. Beni dinlememişti. Açıklayamamıştım. Sanki onu aldatmışım gibi davranmıştı o an. Kriz geçiriyordu. Hem ağlıyordu. Hem bağırıp çağırıyordu.

O gün sanki yaşıyormuş gibi tekrar gözümün önünden geçiyordu. Hemen gözlerimi açıp yataktan kalktım.

Aşağıda mutfaktadır diye bi şey dememiştim. Yüzümü yıkıyıp katı gezdim. Kook'u bulamamıştım.

" Kook nerdesin?"

Diye seslenmişti. Cevap gelmeyince belki aşağıdadır diye merdiven yöneldim. Aşağı inmeye başlayınca hıçkırıklarının arasında konuşmaya başladı.

" Gelme*hıck* İstemiyorum* hıck* Bana * hıck* doğruları anlatmalıydın* hıck*"

Sesi sinirlenince girdiğimiz odadan geliyordu. Bi de akşam gittiğimiz oda vardı. Akşam yıldızları gösteriyordu. O oda en üste bir odaydı. Ve bizim sinirlenince girdiğimiz odadan da oraya gizli geçit vardı.

O odadan oraya giderdik. Her yeri camdan bir odaydı. Camdan olduğu için o oda da her şey belli olurdu. Dağ evi olduğu için güzel bir görüntü oluşur.

Sesi ağlamaklı geliyordu. Ağlıyordu.Ben ona kıyamazken benim yüzümden ağlıyordu. Onun kılına zarar verini yakarken ona benim acı vermem.

Lanet olsun! Onu ben üzmüştüm. Bazı şeyleri hatırlamıştı. Camlı odaya çıkmıştı.

Hemen onu yanına fırladım. Odanın kapısı açıktı. Duvarın oraya oturmuştu. Dizlerini
kendine çekmiş, oturuyordu. Kafasını ellerinin arasına almış, dizlerine
koymuş.

Ben gelince kafasına kaldırdı. Kalbim bin parçaya ayrılmıştı. Göğüsüme batıyordu. Öyle hissediyordum.

Burnunu çekip gözleri kıpkırmızı gözlerinden yaşlar akan burnuda kıpkırmızı bir Kookie görseniz sizde öyle olmazmıydınız?

Bir yandanda kalp atışlarımı hızlandırıyordu.

Nasıl bu kadar hem tatlı hem de iç parçalıyıcı olabiliyorsun?

Nasıl hem benim kalbimi bu kadar hızlandırıp hem de parçalara ayırabiliyorsun?

Yanına gidip çömeldim. Yanağını oksuyacaktım. Ancam kafasını çevirip ellerinden destek alarak benden uzağa gitti.

" İstemiyorum * hıck*Dokunma bana*hıck*"

Kolundan çekip ona sıkaca sarıldım. İlk başta itmeye çalışsa da o da biliyordu ki ona sarılmak iyi geliyordu.

O yüzden sonra itmeye çalışmadı. Aksine kollarını boynuma dolayıp beni kendine çekti. Bende o sırada belimdeki elleri sıkılaştırmıştım.

Bir elimde saçlarına gitmişti. Saçlarını okşuyordum. O ise başını boynuma gömüştü. Kokumu içine çekiyordu.

Yüzüne öpücükler kondurmaya başladım. En son dudakları kalmıştı. Alt dudağını dudaklarımla ezmeye başladım. Ben alt dudağına eziyet çektirirken, o ise üst dudağıma eziyet çektiriyordu.

Rüya bitti.

Gözlerim birden açıldı. Ellerimle gözlerimi ovaladım. Bir yandan da homurdanıyordum. Yana dönünce Kook yoktu. Uyku sersemiyimdir diye bi de elle kontrol etmiştim. Ama harbiden yanım boştu.

Hemen yataktan fırlayıp banyoya baktım. Orda da yoktu. Tam çıkıp başka yerlere bakacaktım ki aklıma yüzüm gelmişti. Yüzümü yıkıyıp odadan çıktım.

Koridora bakındım. Ortalıkta yoktu. Teker teker baktım bu katta değildi.

"Kook nerdesin?"

Ses vermesini beklemeden aşağıdadır diye merdivene yöneldim.

"

Hyung Burdayım. Mutfaktayım."

Mutfağa fırlamıştım. Gidip ona sarılmıştım. Ellerimi beline yerleştirmiştim. Onu da kolları boynumdaydı.

" Beni korktun."

Şirince gülümseyip

" Zaten nerdeyse yeni uyanmıştım. Kahvaltı hazırlayıp süpriz yapmak istemiştim."

Kendimi geri çekip ellerimi yanaklarına yerleştirdim. Gözlerimizi birleştirdim.Yanaklarını okşuyordum. Çok güzeldi. Dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

" Hyungun senin başına bir şey gelirse çok üzülür. Bundan sonra başına hiçbir şey gelmicek. Hyungun buna izin vermicek hep yanında olucak. Neyse bunları sonra konuşalım " Gülümsedim. İçten bir şeklilde söylemiştim. Ben konuşurken gözleri dudaklarıma kaymıştı. Bunu fark etmiştim.

Gözleri gözlerimdeydi. Ama bir şey düşünüyordu. Gözleri yanaklarımla dudaklarım arasında gidip geliyordu.

Sonunda şirince gülümseyip aego yaparak konuşmaya başladı.

" Hyung yanaklarına dokunabilirmiyim?~~~"

Çok tatlıydı. Kalbim için iyi değildi. Şirinliğine tebessüm edip onayladım. Elleriyle yanaklarıma koyup okşamaya başladım. Dudağını yanağıma yaklaştırıp değdirmişti. Geri çekilirken yanaklarının kırmızı olduğunu gördüm.

Kookie kalbim için iyi gelimiyorsun. Kalp atışlarımın hızlanmasına neden oluyorsun.
Öpme isteğimi bastırmak zorunda kalmıştım.

Say You Love Me~Jikook~✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin