LIII| snake and black wolf

Start from the beginning
                                    

"Tahminen kaç kişi olacaklar?"

"Epey az, lordum. Üç yüz ya da dört yüz kişi."

"Bu kadar az kişi ile koca bir orduya saldırmak intihar sayılmaz mı? Mantıksız." dedi Kumandan Ramin.

"Bazıları üç adam gücündeki bir adam kadar savaşçı olabilirken bazıları ise sadece yaşlı bir adam. Dikkatli olunmalı lordum."

"Sizi tavsiyem," dedi Kumandan Cody. "Gölün diğer tarafında, doğusunda, kamp kurmak. Ve dolunay gecesi orduyu ikiye ayırıp gölün çevresinden dolaşarak Vikingleri arada sıkıştırmak. Hepsini öldürebiliriz. Onlardan çok daha fazla adamımız var. Vereceğimiz kaybın çok ciddi olmayacağını düşünüyorum."

"Bu planı sevdim." diyen Ashton' un yüzündeki hırs, gülücüğüne vurmuştu. "Ne diyorsunuz?"

Masanın etrafındaki herkes bu planı onaylamış ve küçük detaylar da eklenmişti. Hemen yarın gölün doğusuna doğru yola çıkılacaktı çünkü savaş alanına düşmandan önce yerleşmek bir askeri avantajdı. Her şey mükemmel gidiyor, diye düşünmüştü Calum. Yakında eve geri dönecek ve her gece yakışıklı Noah' ımı sikebileceğim.

Ve yapacağı bir diğer şey de karısının rahmine bir Hood koymak olacaktı. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu fakat bir şekilde olmalıydı artık. Şu an bile her şey riskliydi. Hood Hanesi' nin asil lordu bir savaşta ama evde varisi yoktu. Eğer bu savaşta ölürse hanesinin de sonunu getirecekti. Bundan daha utanç verici bir şey olamaz.

Kız kardeşleri vardı elbette. Sürtük annesi bacaklarının arasından beş çocuk çıkarmasına rağmen aralarında erkek olan sadece Calum' du. Ailenin tek erkeği. Bir kızın hane başına geçmesi, hanenin yok olmasından daha da korkunçtu. Düşüncesi bile Calum' un midesini bulandırdı.

"Prensim, bağışlayın fakat kralımız gelmeyecek mi?"

"Babam büyük bir krallığı yönetmekle meşgul Lord Cody. Tüm bu uğraşların arasında bu boktan savaşın başında olmasını mi istiyorsun?"

"Burada olması askerlere cesaret verebilirdi."

Bu mesele son birkaç gündür fazla konuşuluyordu askerler arasında. Kendileri savaşırken kralın kalede oturup etrafa keyif emirleri dağıtmasını doğru bulmuyorlar ve bu da askerler arasında homurdanmalara neden oluyordu. Henüz dün, cesaretli bir asker Ashton' un karşısına çıkarak kralı burada görmek istediklerini söyleyince Ashton onunla tartışmış ve sonra da adamı idam etmişti. Bu olay askerleri biraz susturmayı başarsa da prense olan saygının büyüdüğü pek söylenemezdi.

"Babamın temsili olarak ben buradayım. O piçlere bunu anlat Cody. Söylenmeyi kessinler yoksa savaştan önce onları ben öldüreceğim."

"Elimden geleni yapacağım prensim."

Ashton bir el hareketi yaparak masanın çevresindeki herkesin uzaklaşması emrini verdi. Calum ise diğerleri gibi gitmemiş ve cebinden çıkardığı silindir şeklindeki mektubu prensine uzatmıştı.

"Sabah kuzgun geldi. Kanlı Kale' den."

Irwinlerin kalesinden gelen mektubu alan Ashton kağıdı açıp gözlerini yazılarda gezdirirken dudaklarından eğlenir bir gülücük yükselmişti.

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now