1

38 1 0
                                    

   Medya : Yazarınız ve Herkül.

Yazarınızİnstagram:@ceren.agir

  Sıkıcı ve sıradan kahvaltıma heyecan katan şey annemin vereceği haberdi. Merdivenleri üçer üçer indim ve arkadan gelen " dikkat et düşeceksin" cümlesi kayle bile almadım .Sofraya oturdum ve portakal suyumdan bir yudum aldıktan sonra anneme döndüm ve sordum:
- Evet anne bana vereceğin o meşhur haber ne?
Annem:
- Artık Taşanbey Atçılık ve Antrenörlük' ün bir üyesisin.

İçimdeki yaşlı çınarın yaprakları kıpırdamaya başladı. Hatta kıpırdamak ne kelime kolbastı oynuyorlardı. Heyecandan kahvaltımı yapamadım , odama çıkıp çantamı hazırlamaya başladım annem arkamdan içine atlet giymeyi unutma dedi. Saat yedide annem çiftliğin önüne bıraktı ve bol şans diledikten sonra gitti. Çiftlikten içeri girdim tam ilerliyordum ki ense kökümde hissettiğim acıyla bayıldım.

₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩

Gözlerimi açtığımda babamın çocukluk arkadaşı Kemal Bey'i gördüm.

"Çifliğe gelir gelmez bir  kaza geçirip izin alacağını düşünmemiştim." dedi.

"İzin alacağımı nerden çıkardınız ki?"

"Neyse. Azimli bir seyisle karşı karşıyayız."dedi ve beni odada uzunca boylu çelimsiz bir kızla yalnız bıraktı. Kızın benden yaşça büyük olduğu çok barizdi. Elini uzattı. Bir süre havadaki eline baktım ve anlık bir şekilde gözlerimi gözlerine çevirdim. Sonrasında ise omuz silkip elini sıktım.

"Ben Simay." dedi. Umursamazca

"Ay" diye karşılık verdim.

Gülümsedi ve dışarı çıktı. Ben de ayağa kalkıp bulunduğum odayı gezdim. Sıradan orta boy şık bir çatı katıydı. Bir çalışma masası. Masanın yanında bir puf , bir kaç komidin, bir boy aynası ve bir kaç süs eşyası vardı. Kendimi pufa attım ve kulaklığıma uzandım .

₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩

Akşam olduğunda yemeğe inmek için hazırlandım sofrada Kemal Bey, Simay, adını bilmediğim birkaç seyis daha vardı. Sofraya oturdum ve tabağımdaki bezelyeleri yemeğe başladım yemeğin sonuna doğru Kemal Bey sofradaki seyisleri tanıtmaya başladı" Damla, Bartu, İbrahim, kızım Simay ve son olarak oğlum Atlas" .

Atlas:
-Yeni gelen meşhur kız sen misin, dedi ve güldü.
Açıkçası sinirlenmiştim ama ben ona ne yapacağımı biliyodum. Ama ben aklımdakini yapmaya kalmadan Kemal Bey , Atlas 'ın kulağından tuttuğu gibi odasına gönderdi. Ben de izin isteyip lavaboya girdim. Aklımdaki asıl soru bana ne olduğuydu. Sahi kimse bana söylememişti. Lavabodaki işlerimi yaptıktan sonra tam çıkıyordum ki bir insan evladının kaslı göğsüyle karşılaştım.

"Doydun mu?" dedi yemekte adının Atlas olduğunu öğrendiğim çocuk.

"Ne zırvalıyorsun sen?" diye bağırdım. Düzeltiyorum cırladım.

Sırıtarak "Diyorum ki gözlerinle yedin."

"Hiç de bir kere ne kadar kıllı diye bakıyordum." Gözlerimi kaçırmıştım Lanet olsun. Beynim benimle oyun oynuyor.

"Hiç de bir kere ben ağda yapıyorum."

Bana anlam veremediğim bakışlar gönderdikten sonra banyoya girdi. Ne kadar süre boyunca öyle durduğumu kestiremiyorum. İçerden su sesleri geliyordu. Kafamı sallayarak aklımdaki düşünceleri def edip bahçeye çıkan hole yol aldım. Kemal Bey filtre kahve içiyordu. ( Baban da mı filtre kahveciydi Kemal Bey. )  Simay da telefonunu kurcalıyordu.

"Şey, ben biraz dinlenebilir miyim Kemal Bey?" dediğim zaman ikisinin de gözleri benimkini buldu.

"Amca."

"Efendim?"

"Bey değil amca."

"Tamam Kemal Bey. Yani amca." Simay kafasıyla gelmemi işaret etti. En üst kata çıktık. Öğlenki odaydı burası. Kıza teşekkür edip çıkmasını bekledim. Çıkınca kendimi yatağa bıraktım ve gözlerimi derin bir uykuya yumdum.

Sessiz Gürültü حيث تعيش القصص. اكتشف الآن