LII| taste of ashes in your mouth

En başından başla
                                    

Buna rağmen hala ejderha destekçileri oluyordu elbette. Şehir Muhafızları Kumandanı Lord Raegan, muhafızları ile birlikte şehri dolaşırken bu destekçileri buluyor ve onları acımadan Aslan Çukuru' na atıyordu. Aslan Çukuru kısa zamanda insanların kabusu haline gelmeyi başarmıştı.

Zindanların kapısı Harry için açıldığında "Kimse gelmesin." diye bir emir vermişti. Jacey Malik ona zarar veremezdi sonuçta. Bu kara hücrede tek başına çok uzun bir zamandır oturuyorken güçlü olması imkansızdı. O da düşmüş bir ejderhaydı artık.

Elindeki meşale ile birlikte hücreye doğru olan adımlarını sürdürdü. Ve adamın vahşi yüzünü gördüğü anda içinde bir ürperti oluştu. Sadece bir pantolon giydiği için yanıklarla dolu olan bedeni gözler önündeydi. Siyah saçları göğsüne kadar uzamış, sakalları birbirine karışmıştı. Gözlerindeki ifade vahşi bir hayvanı hatırlatıyordu Harry' e. Daha doğrusu bir ejderhayı.

Kendine buraya neden geldiğini hatırlattı. Ondan güçlü olduğunu, tüm ejderhaların düştüğünü ona gösterecekti.

"Ejderhanın düştüğü duruma bak." dedi Harry alayla. "Bir zamanlar herkes senin ve ejderhanın kudretini konuşurdu. Küçük yaratığının adı neydi? Azura?"

Azura. Tıpkı Zayn' in Anghrist' e bağlı olduğu gibi Jacey' nin de bağlı olduğu ejderhası. Ve adamın yüzündeki acıyı orada yakaladı.

"Onu öldürdük. Ve şimdi kesilen başı şehrin en güzel yerinde insanlara sergileniyor."

Jacey Malik' in susmaya devam etmesi Harry' i öfkelendirdi.

"Oğlunun sana ihanet etmesi beni her gün eğlendiriyor. Birkaç gün önce bize bir hediye yolladı, biliyor musun? Diyarındaki ejderhaların kesilmiş başlarını buraya göndermiş."

"Bunu yapmaz." dedi adam sonunda.

"Yaptı. Keşke sana bunu gösterebilseydim." Derin bir iç çekti. "Kral kardeşini biz öldürdük. İsyankar karını biz öldürdük. Halkını ve ejderhalarını biz öldürdük, aslanlar. Ejderhaları düşürmeyi biz başardık."

"Yeğenimin kaçmayı başardığını unutuyorsun sanırım."

Harry' nin dudaklarındaki gülücük soldu.

"Ve ejderha her zaman senin için gelir."

"Zayn' in... O güçlü değil! Ejderhası ya da bir ordusu yok!"

"Kendini avutma şeklin bu mu gaspçının piçi?"

Harry önündeki demir parmakları sarstı. "Bana öyle diyemezsin!"

"Geri geldiğinde, ben de buradan çıkacağım. Yapacağım ilk şey seni ve babanı sikmek olacak. Utanca boğulacaksınız."

Utan.

Kahinin bağırışları doluyor kulağına. Utan Harry. Utan.

Kalbini saran büyük bir korku onu terlettiğinde hızla hücreyi terk etti. Bu sadece bir tesadüftü, dedi kendine. Her şey yolunda. Hiçbir şey olmayacak.

Sonraki gün her sabah olduğu gibi küçük konseyin sandalyesinde bulmuştu kendini. Son zamanlarda bu durumdan epey sıkılsa da o Güney Krallığı' nın kudretli prensiydi. Burada olup krallığı ile ilgilenmesi onun görevi sayılırdı.

"Kuzeye bir saldırı yapmayı düşünmekteyim lordlarım." diye söze başladı Kral Desmond. "Kuzeydeki iç karışıklıktan haberim var ve bu da orayı kolayca ele geçirip diyarın tek kralı olmamı epey kolaylaştırabilir. Bunu yapacak güçte ve sayıdayız."

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin