3 ' Geri dönüş

74 9 34
                                    

Yeni bölüm sizlerleeee iyi okumalar..

3. Bölüm geri dönüş

....

Yanımda duran kocaman polis telefonunun güçlü titreşimleri mahkum edildiğim koca masayı bile sallamaya yetiyordu. Her saniye telefonun sesi kocaman odada yankılanır iken cezamın ne zaman biteceğini hesaplıyordum.

Bir şeyi kafama koyduğum da yapamaz isem gece gündüz düşünceler peşimi bırakmıyor bu da uykusuzluk sorunumu gün yüzüne çıkartıyordu. Normalde sessiz sakin bir adamdım ben daha yirmilerdeyken bana altmışları yaşatan o şerefsiz yüzünden deli gibi ortalıkta dolaşıyordum.

Çocuk gibi ceza almıştım evet. Sakın gülmeyin, bu elimde olan bir şey değil. Yıllarımı sahada suçluları yakalamak için harcarken, iki gündür bozulmaya yüz tutmuş iğrenç bir telefonun başına koyuldum. Otura otura götüm büyümüştü. Nerde bu aksiyon nerede bu kavga dövüş? Ben kendimi bir telefona bekçi olmak için geliştirmedim..

Aslında biraz bu hale düşmemin kendi istediğim olması dışında bir sorun yok. Polis karakolundan neredeyse sürgün yiyecek hale geldim. Kaç yıldır izin almamış bana izin aldırmaya çalıştırdılar. Düşüne biliyor musunuz ne kadar kötü insanlar olduğunu.

O mafya bozuntusunu eğer barda yakalayabilseydim. İzin almak için zorlanmazdım. Eh bende kendimce böyle bir çözüm buldum. Birimimizde uzun süredir kullanılmayan bu iğrenç masaya geçmemi emrettiler. Birazcık da içeriye çalışmam gerekiyormuş.

Zeki olanlarınız niye bu görevi kabul ettiğimi az buçuk anlamıştır.

Tabikide aksiyonlu hayattan uzak olmak için değil.

Yiğit Karayiğit'i takip etmek içindi. Onunla ilgili gelişmeleri gizlice öğrenecektim hemde biraz kafa izni yapmış olacaktım. Çok zeki biriyim biliyorum.

Durun.. Hayır, kesinlikle takıntılı biri değilim. Böyle konuşuyor olabilirim ama bu benim takıntılı olduğum anlamına gelmez.

Asla.

Dediğim gibi sadece yapmam lazım, bitirmem gerek anlayın işte aradaki farkı. Düşünün bir restorana gittiniz, en sevdiğiniz yemekleri sipariş ettiniz evde olsa doyduğunuz da arta kalan yemekleri asla düşünmezsiniz ama işte dışarıda yediğiniz için sonuna kadar her şeyin bitmesi gerekir. Verdiğiniz paranın hakkını almanız gerekir. Benim ki de öyle bir benzetme işte.

Ya hep ya hiç.

Elim istemeyerek de olsa zangır zangır çalan eski model telefona giderken masanın üstünde yarattığım kağıt karmaşası midemi bulandırdı. Temiz bir beyefendi idim ben, beni ne hallere soktunuz be.

"155 polis imdat." Evet koskoca bir amir iken şimdi ise aramalara bakan bir şahsa dönmüştüm. Aklım başıma gelmesi için birazcık beynimin içindeki hücrelerin başka işlerle meşgul olması gerekiyormuş, neymiş efendim ben o mafya bozuntusunu kendime takıntı yapmışım. Onunla nefes alıp onunla nefes veriyormuşum falan. Çok abartıyorlar, ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum.

O gıcık adam herkesin gözünü boyamış olabilir ama ben her şeyi görüyorum, her şeyin farkındayım.

"Orası polis karakolu mu acaba." Diye sordu bir kadın sesi. Gözlerimi büyüterek sağa sola baktım.

Yüz elli beşi çevirerek başka bir yerin çıkmasını falan mı bekliyordun bacım hayırdır?

"Başka türlüsü çok acayip olmaz mıydı efendim."

Uzun bir duraksama arasında bir kere nefes aldığını hissedebildim. Bu bir şaka değildir umarım.

Hattın diğer ucundaki arayan kişinin muhtemelen sesleri duymamam için telefona eliyle siper ettiğini ve tekrar derin bir şekilde nefes aldığını duyabiliyordum. Sesi çok derinden geliyordu. Eğer tahminde bulunmam gerekirse, bu bir şaka değildi ve kadın benimle konuşmak için ağlayarak düzeni bozulmuş olan nefes alışını ayarlamaya çalıştığını söylerdim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 07, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Zamanı Durdur [Düzenleniyor]Where stories live. Discover now