"Fırat ben nasılsın?"

"İyiyim teşekkürler. Bir şey mi oldu?"

"Hayır sadece sesini duyasım geldi." Dedi muzip bir sesle.

"İşim var kapatıyorum." Dedim ve tam kapatacaktım ki söyledikleri kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.

"Mirza'nın evinin önünde ne gibi bir işin olabilir ki?"

Etrafıma bakınırken sordum. "Sen beni mi takip ediyorsun?"

"Hayır hayır daha o raddeye gelmedi bendeki yerin."

"O ne demek ya ne saçmalıyorsun sen?"

"Kafede falan mı buluşsak konuşurduk."

"Dalga mı geçiyorsun Fırat." Derken arkamdan bir öksürme sesi geldi. Arkamı dönerken telefondan "Eyvah esas oğlan da geldi." sesini işittim. Mirza kaşları çatık bana ve telefona bakıyordu.

"Fırat mı o?" Dediğinde "Şey." Demiştim ki elimden aldı telefonu. Sonraysa elindeki anahtarları vererek bir arabayı işaret etti.

"Arabaya biner misin?" Dediğinde başımı olumsuzca salladım.

"Neden?"

"Fırat'a söylemem gereken bir kaç şey var." Dedi sesi buz gibiydi ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordum.

"Yanımda söyle."

"Lina, lütfen." Dediğinde başımı salladım ve arabanın kilidini açıp içeri geçtim. Ellerini yumruk yapmış Fırat'a bir şeyler söylüyordu. Etrafa bakındığındaysa onun da izlendiğimizi anladığını farkettim. Bir kaç dakika sonra telefonu kapatarak yanıma geldi ve arabaya bindi. Emniyet kemerini takarken yandan bir bakış attı bana. Telefonumu uzattıktan sonra arabayı çalıştırdı. Bir şey söylemiyordu, acaba Fırat ona ne demişti? Peki ya ben şimdi ne söyleyip de konuşma başlatacaktım ki? Aslında sormak istediğim bir sürü şey vardı. Mesela bu zamana kadar nerelerdeydi, tam bu ve bunun gibi cümleleri soracakken içimden bir ses hep sanane diyordu. Seni ilgilendirmez onun hayatı, durman gereken yeri bil ve özeline girme diyordu.

"Mesajımı aldın mı?" Dedim gözlerimi ona çevirerek. Ağır ağır başını salladı, bende başka bir şey demediği için önüme döndüm. Sanırım kardeşini düşünüyordu o yüzden böyleydi. Nereye gidiyorduk acaba, sorsa mıydım? Peki o neden bana sormuyordu benim numaramın Fırat'ta ne işi olduğunu. Çünkü sen onun için yardıma muhtaç küçük kızdan başka bir şey değilsin anlamıyor musun? Bu kadar ilgiyi gösterip birden soğuk durması hoşuma gitmiyor. İlgi değil yardım. Peki nasılsa öyle olsun.

Araç durduğunda etrafa bakındım sonraysa gözlerimi Mirza'ya çevirdim. Neden durmuştuk?

"Biraz hava almak ister misin?" Dedi arabadan inerek. Bende inip etrafa baktım. Ucu uçurum olan yerin çimenlerle kaplı olduğu bir yere getirmişti beni. Arabanın bagajını açtıktan sonra elime küçük bir kilim uzattı.

"İstediğin yere ser oturalım."

"Gerek yoktu yere otururdum ben aslında." Dediğimde gülümsedi.

"Al hadi." Dediğinde başımı salladım. Çok tuhaftı ona baktığımda elim ayağıma dolaşıyordu. Bu hiç hayra alamet değildi...

Kilimi herhangi bir yere serdikten sonra üzerine oturdum. Yanıma gelirken elinde ki bira şişesini farkettim. Kaşlarım çatıldı aklıma geçmişten bir anı düştü. Başımı sağa sola salladım hemen hayır hatırlamak istemiyorum artık olmaz, hayatımdan tamamen çıkacak o. Onu hatırlamayacağım istemiyorum. Yanıma oturdu suratıma odaklandı bakışları, farketmişti değişen ruh halimi.

MEYUS(Ara Verildi)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt