Apar topar eve gelip odalarına çıkarlarken Jason’ın ağzından tek bir kelime duyulmamıştı. Miranda gözünü bir dakika olsun ondan ayırmadan hareketlerini takip ediyordu. Odaya girdiklerinde Jason ceketini çıkartmak için kıyafet odasına gitti. Miranda boynundaki takıları çıkarıyor, diğer yandan aynadan kocasını takip etmeye devam ediyordu.
“Jason,” dedi Miranda sakin bir sesle. “Benimle konuşmayacak mısın?”
Genç adam tamamen üstünü değiştirdikten sonra yanına geldi. Karısının üzgün yüzünü ellerinin arasına alarak parmağıyla okşadı. Ardından dudaklarını öfkesi hala dinmediğini gösterircesine sıkarak arkasını döndü.
“Lanet olsun Mira! Sana yanımdan ayrılmaman konusunda ne demiştim? Sözlerimi yine kulak arkası etmeye mi başladın?”
Jason’ın bakışlarındaki soğukluk Miranda’nın canını sıktı. Onu bu kadar öfkelendirmek istememişti. En azından bilerek.
“Ben… Jason af edersin.”
Jason ona doğru yürüdü. “Benim affetmem bir şey değil. Önemli olan senin başına gelebilecek her hangi bir hata! Bresting eğer ben gelmeseydim sana saldıracaktı. Canını yakacaktı.”
“Sen… Onu kıskandığın için uzak durmamı istemiyor muydun?” diye sordu küçük bir kız çocuğu gibi.
“Evet seni kıskanıyorum. Yanındaki her erkekten kıskanıyorum, çünkü senin gibi güzel bir kalbi inciteceklerini iyi biliyorum. Seni korumak için her şeyi yaparım Mira. Bresting ise… o alçak herifin parmaklarını kırmadığım için rahatsızım.”
Miranda öfkeli kocasını yatıştırmak amacıyla ona dokunmak istedi ama Jason hemen geri çekildi.
“Adamı öldürüyordun Jason.”
“Daha bile beterini yapmalıydım.”
Miranda adamın ağzından çıkan kelimelerin Jason’ı ne kadar öfkelendirdiğini görmüştü. Evalina ile yatan sayılı delikanlıdan biri de Bresting’di. Jason onun eski karısıyla yattığını duyduktan sonra Miranda’nın ismini işitince öldürücü darbelerine engel olamamıştı.
“Jason…” dedi Miranda adeta süzülür gibi yavaşça ona yaklaştı. Güzel gözlerindeki bakış, onu rahatlatmak istercesine aşkla bakıyordu. Bir erkeği ancak aşk rahata erdirirdi.
“Seni seviyorum!”
Genç adam ne zaman sıktığını bilmediği yumruklarına bakarken gözlerini ağır ağır karısına kaldırdı. “Seni seviyorum Jason. Senden başka…” Mira ona doğru ilerledi. Elini kaldırırken ürküp kaçmasını istemediği bir kuş gibi naif dokunuşlarla korkutmadan ona dokundu. “…hiçbir erkeğin olmayacağım. Gözlerim sürekli sana bakacak. Dudaklarım bir tek sana değecek.” Adamın elini tuttu. Yumruklarını açmak için hafif bir zorlukla parmaklarını oynattı. Dudaklarına götürürken gözlerini kocasınınkilerden ayırmıyordu.
“Ellerim bir tek senin ellerini tutacak. Kalbim bir tek seni sevecek.” Adamın eline küçük bir öpücük daha kondurduktan sonra sözlerini desteklercesine elini sıkarak gülümsedi.
Jason’ın tüm zırhını yerle bir etti. Karısının bu kadar büyüleyici olması doğalmıydı? Daha önce hiç bu kadar etkisiz bırakıldığını düşünmüyordu. Küçük bir kısma sahip olan Evalina’yla bile bu kadar güçlü etkisi yoktu. Karısının saf çekiciliğine kayıtsız kalamayarak hızla kucağına aldı. Miranda onu ağına çekmeyi başardığı için mutlulukla bacaklarını kocasına doladı. Henüz üzerindeki elbiseyi çıkartmadığı için kalabalık kıyafet topluluğu ikisi arasındaki en büyük engeldi.
Jason onu yatağa yatırırken “Senin küçücük vücuduna sarılıp bırakmayı hiç istemiyorum.” Dedi.
“Bende aynı şeyi düşünüyorum. O kadar genişsin ve o kadar güvenlisin ki…” Jason hızla dudaklarına kapandı. Öpücüklerinin kısa molalarıyla birbirlerini adeta içercesine buluşmaları tüm öfkeyi, kötü anıları silip götürmüştü.
