DÖRT YIL SONRA

224 76 103
                                    

Sıkıcı ve benim için bir o kadar da saçma bi güne uyandım. Bugün benim hayatımın mahvoluşunun dördüncü yılı kız kardeşimin ölümünün dördüncü yılı ve daha sayamadığım birçok şeyin...
Her sene bugün aynı şeyi yapardım. Bir demet papatya alır ve mezarına gider saatlerce ağlardım. Yine aynı şeyi yapıcam bir demet papatya ile vicdanımı susturucam.
Hazırlanmak için dolabıma yöneldim. Pek fazla kıyafetim yok.Çünkü pek fazla dışarı çıktığım söylenemez. Dört yıl önce talihsizce başımıza gelen bu olay sonucu kendimi eve kapattım ve okulu bıraktım. Evde para kazanabileceğim bir iş yapıyorum: Bir şeyler örüp satmak. Hayatım bundan ibaret.
Kafamdaki bu yoğun düşüncelerle üzerime montumu giyiyordumki kapı çaldı. Bir şey sipariş etmemiştim ve beni ziyaret edebilecek kimsem yoktu. Görüntülü diyafona yöneldim. İki adam vardı. Öndeki iri yapılı adam kameraya polis kimliğini gösteriyordu.İyi de bunlar neden gelmiştiki. Çok az kapıyı ayarladım."Neden geldiniz?"diye sordum. "Ben cinayet masasından başkomiser Hakan Çelik izin verirseniz sizinle 4 yıl önceki olay hakkında konuşmamız gerekiyor Emine hanım yoksa Mine mi demeliyim."
Kapıyı açmadan önce yüzümdeki yarayı gece gibi simsiyah uzun saçlarımla kapattım. İçeri girmelerine izin verdim."Buyrun bu taraftan " diyerek salonu gösterdim. Hakan bey ,iri yapılı adam, tekli koltuğa yönelmişti ama otururken zorlanmıştı. Bu bende gülme isteği uyandırsada sustum.
"Emine hanım..." diyen Hakan beyi durdurdum " Mine ,mine derseniz daha iyi olur. Bu arada size bir şeyler vereyim ne içersiniz?"
" Sıcak çikolata alırım ben hava biraz soğukta." Lafa atlayan adama baktım."Aaa ben kendimi tanıtmadım ben başkomiser yardımcısı Araz Arıkan."
Kısa bir bakışmadan sonra Hakan bey " O kadar vaktimiz yok hemen konuşmaya başlamalıyız. Mine hanım bize kaçırılma anınızı anlatır mısınız?"diye atıldı.
Gözümü devirdim" Ben bunları zaten anlattım" dedim tüm sakinliğimi koruyarak."Biliyoruz Mine hanım lütfen anlatır mısınız?"Araz bey ilk defa konuşuyordu bu konu hakkında. Omuzlarım çöktü o anları hatırlamak benim için zaten kötüydü birde anlatmak...
"Kardeşimle kamp yapmak için sözleşmiştik.Mart ayında çılgınca ama o bu tarz şeyleri severdi. Kamp alanına geldik her şey normaldi. Akşam olunca üşüdüğümüz için çay içtik ve veee sonra ne olduğunu anlamadım iç çamaşırlarım üstümde zincirlerle bağlanmıştım. Olduğum yerde benden başka kimse yoktu ama dışarıda başka insanların çığlıklarını duyabiliyordum.O odada gerçekten çok uzun süre kaldım. Birgün yerde tel toka buldum büyük ihtimalle oraya getirilen kızlardan birine aitti kilidi açmaya çalıştım o sırada o geldi elinde bıçakla yüzüme yöneldi."saçlarımı arkaya ittim ve yaramı gösterdim. "Yüzümü kesecekti yeni aldığı bıçakları üzerimde dener ve yuzume çizik bırakırdı ama kapı çaldı dışarı çıktı çıkarken kapıyı kilitlememişti. Ellerimi paslanmış zincirden kurtarmıştım acele etmem gerekiyordu oradan kurtulmalıydım. Kapıya yöneldim açıktı hemen kapıdan çıktım.Ama kapının eşiğinde 5 saniye durmamı sağlayan bir ses duydum belki bir haykırış bir yardım çığlığı "ABLAA" ama çok korkmuştum geri dönemedim. ertesi gün ise ormanda kardeşimin ölü bedeni... yüz derisi yüzülmüş ve başka bir yüz derisi dikilmiş bir haldeydi.Tertemizdi saçları hanımeli kokuyordu göbeğinde ise bir şekil vardı" gözümden bir damla yaş düştü. " Oldu mu, üzeri kapanmış bir dosya bu neden geldiniz dört yıl sonra yaramı deşmek için mi?" Kendimden geçmiş şekilde bağırıyordum ."Hayır Mine yine bir cinayet işlendi ve aynı bulgular kurbanın üzerinde de var bu olaydan tek canlı çıkan tanık sensin bize yardım etmen gerek."
Hakan beyin eli omzumdaydı.
Gözlerim dolmuştu. "Ne???"

Hikayemi begenmeyi unutmayın 😉

CELLATIN AVIWhere stories live. Discover now