revolution²

164 33 33
                                    

markus önündeki kağıtlardan kafasını kaldırıp camdan dışarıyı seyreden connor'a baktı. "hey."

connor ona döndü. "hey."

"neden burada oturmuş dışarıyı seyrediyorsun?" ellerini birleştirdi ona bakarken. connor'un bedenini kendisine döndürmesini izledi. "çünkü," dedi android. "yapacağım başka bir iş yok."

"nasıl yok?" kaşları çatıldı.

"ihbar yok, hank gitmemi söyledi, yanına gidebileceğim bir arkadaşım yok ve," duraksadı çok ufak bir an. "yok işte. yapacak bir işim yok."

"yapabileceğin tek şey görevlerin değildir connor. hiç hobin yok mu?" dedi markus ciddiyetle, hafifçe gülümsüyordu. aslında, eğleniyordu bu durumdan.

"yok." ayağa kalktı connor. "neyse, ben gidiyorum."

"nereye?"

"buranın manzarası güzel değil. çatıya çıkacağım." odanın kapısına yürüdü iki adımda.

"neden diğerleriyle konuşmuyorsun connor?" yüzü merakla ve kuşkuyla gerilmişti. biliyordu, jerhico connor'a güvenmiyor ve onu kabul etmiyordu.

alaylı bir mırıltı yükseldi markus'a arkası dönük connor'dan. "cevabını bildiğin şeyleri sorma RK200." odadan çıktı. markus kalakalmıştı arkasından bakarken.

(...)

"bir hizmet androidi." dedi connor yere çömelmiş kanı parmağından analiz ettikten hemen sonra. "koluna ve bacağına ateş edilmiş," donuk gözlerle ayağa kalktı, boşlukta bir yere bakıyordu. "işlemcisine aldığı son kurşun ölümüne sebep olmuş. bunu yapanın bir insan olduğunu kesin olarak söyleyebilirim. bacağına ve kalbine isabet eden kurşuna göre konumu burası oluyor." bir adım atıp cesedin önünde durdu. "ama," androidin ayakta olduğu zaman, duvarın, kolunun hemen yanı olacağı kısmını gösterdi. "ateş ederken eli titremiş. bir androidin asla eli titremez. bir android asla bir androidi öldürmez." similasyonu kapatıp markus'a baktı. "kan analizine göre adam sarhoş. hikaye şekillendi mi?"

başıyla onayladı markus. "son bir yılda android cinayetleri yüzde seksen arttı. androidlerin öldürdüğü insan cinayetleri de yüzde seksen iki." connor'a baktı. "önerin nedir dedektif?" o sırada polisler gelmiş, konuşmaları yarıda kesilmişti. jerhico'ya döndüler.

markus sorusunu tekrarlayınca bir süre düşündü connor. "androidlere kendilerini savunmayı öğretebiliriz."

"peki, ya ters teper bu sefer de onlar insanları öldürürlerse?"

"o zaman da devreye koyacağımız yasa gelir markus. bu işin başka bir yolu yok."

"idam, fazla ağır olur connor. kendi türüme ihanet edemem."

"yoksa sen de mi potansiyel bir aykırısın*?" sahte bir şüpheyle baktı ona. markus boş boş bakmakla yetinmişti. "onları öldüresin diye devrim yapmadım ben."

"devrimle kazandığın özgürlüğü elimizden alacaklar ama bu gidişle."

onları pür dikkat dinleyen gruptan birkaç mırıltı çıktı sonunda.
"sadece androidler insan öldürmüyor connor. ama," markus'a baktı north. "bize zarar veren androidlerin ben de öldürülmesini isterim."

"hah!" north'a baktı josh. "neden şaşırmadık acaba! ölüm bir çözüm değil, anlamıyor musunuz?"

markus uzun zamandır sessiz olan simon'a döndü. "sence ne yapmalıyız?"

simon sakin hareketlerle markus'a çevirdi kafasını. "bir yasa şart. insanlar ve androidler kendi barışlarını sağlayamıyorsa, bunu yasalar yapmalı." connor markus'a dönüp sırıtıyordu. "ama," diye devam etti simon. "idamı kimse kabul etmez."

"ne yapacağız o zaman?" dedi north sinirli sinirli.

"kısasa kısas yapabiliriz." simon north'a baktı bu sefer. "insan ya da android, karşısındakine ne yapmışsa, aynısı ona yapılır. öldürdüyse, bunun cezası ölümdür." masadakiler düşündüler bunu bir süre, oldukça mantıklıydı. onaylayan mırıltılar çıkıyordu herkesten.

"bu fikre bir itirazı olan var mı?" dedi markus otoriter sesiyle. kimse bir şey demedi. "connor, avukat olan arkadaşını çağıracak ve resmen bu yasayı anayasaya ekleyeceğiz. fikirleriniz için teşekkürler." ayağa kalktı herkes.

(...)

*: aykırılardan başka android olmadığı için artık androidler arasındaki suçlu kesime aykırılar deniyor

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 17, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

REVOLUTION ( detroit: became human ) Where stories live. Discover now