Kızın kalçasına morartacak şiddette sert bir tokat attı. Bukleli saçlarını kavrayıp kafasını kırmak istermiş gibi geriye çekti ve ona küfürler etti. Onun çirkin olduğunu söyledi. Onun değersiz bir fahişe olduğunu söyledi. Rhoslyn Clifford gibi göğüsleri, saçları ve gözleri olmadığı söyledi.

"Sen bir hiçsin." dedi Celine Brannan' a ve son bir itişten sonra onu bıraktı.

Sonraki gün küçük konseyde, konseyin yeni muhbir üyesi Lord Gable şehirde bir grup Malik destekçisinin nasıl da insanların aklını karıştırdığından bahsetmişti.

Bu meseleden sonra "Affedin Majesteleri fakat yakınınızdaki insanları da hiç iyi tanımıyorsunuz." diyerek Baş Üstat Walter' a bakmıştı. "Kendisine üstat diyen bu adam, hiçbir haneye taraftar olmaksızın görevini yapması gerekirken ejderhanın piçine buradan kaçabilmesi için yardımcı oldu. Eğer bu adam olmasaydı şimdi o piçin kafası kazıklarda olabilir ve hükmünüz de daim olabilirdi."

Üstat Walter duygularını gizlemeyi bilen bir adamdı. Yüzüne baktığında Harry hiçbir şey görememişti.

"Bu doğru mu Üstat Walter?" dedi kral.

"Majesteleri, üzgünüm fakat o gün tahtta oturan kral, Zayn Malik' ti. Ve ben tarafsız bir üstat olarak tahtta olana hizmet etmek zorundaydım. Bana verdiği emri yerine getirdim, yani evet, ona yardım ettiğimi kabul ediyorum."

Desmond Styles kaşlarını çatarak arkasına yaslandı. "Söylediklerinde haklısın." Harry bu sorunu da atlattıklarını düşünmüştü ki babası devam etti. "Lord Raegan, lütfen Üstat Walter' a hücreye kadar eşlik edin."

"Ne?!" Üstat Walter ayağa fırladı. "Ben işimi yapıyordum Majesteleri! Bana emredileni yapıyordum!"

"Kralınla konuşurken ses tonuna dikkat et."

"Biliyor musunuz?" Üstat Walter baş üstatların takabildiği gümüş çemberi göğsünden sökerek masaya fırlattı. "Evet, ben taraflı bir üstadım. Hayatımı sadece ama sadece ejderhalara adadım ve son nefesime kadar da öyle olacak! Kendine aslan kral diyorsun üstelik değil mi? Hayır, sen sadece bir hırsızsın ve tanrı hepinizi cehenneme yollayacak!"

"Lord Raegan!" diye bağırdı kral. Lord Raegan üstadın kollarından tutarak salondan çıkardı.

"Rezalet." dedi Rahip Ilham. "Tanrı onun ruhuna huzur versin. Majesteleri, lütfen sakin olun."

"Size emrettiğim çukur hazırlandı mı?"

"Evet kralım. İstediğiniz gibi şehrin merkezinde."

"Bugün konseyden hemen sonra Walter White ve şehri karıştıran o sefillerin işi bitecek."

Konseyden hemen sonra üzerini değiştiren Harry babasının maiyeti ile birlikte şehrin merkezine doğru at sürdü. Babası büyük bir çukur kazdırmıştı şehrin ortasına. Bunu yapmasının sebebi ise bundan sonra tüm insanların sorgusuz bir şekilde aslanların önünde diz çökecek olmasıydı.

Ve Desmond Styles oraya Aslan Yuvası adını vermişti.

Kral ve prens için hazırlanan koltuklara oturdu Harry. Yaverinden bir kadeh şarap aldı. Birazdan olacakları keyifle izleyecekti.

Çukurun etrafı tıpkı o idam günü gibi kalabalıktı. İnsanlar ne olacağını bilmiyordu fakat kralın geleceğini duyduklarında elbette bu manzaraya şahitlik yapmak istemişlerdi.

Vakit geldiğinde Güney Kralı Desmond Styles ayağa kalkarak insanlarına baktı.

"Bugün kulağıma bazı haberler fısıldadılar." dedi kral. "Bazı hainler insanlarımın akılları ile oynamaya kalkıştı. Ve değerli Lord Kumandan Raegan ise başarılı bir şekilde o insanları kralın adaletine teslim etti. Bununla birlikte çok uzun yıllardır krallığa hizmet eden Walter White ve yardımcısı Jesse Pinkman da ihanet suçundan tutuklanmıştır."

fire and blood • malikWhere stories live. Discover now