ALİSSA DENİZ AKSEL

109 15 7
                                    

DENİZİN ANLATIMI
sabah uyandığımda yanımda tatum uyuyordu.
"tatum kalk haydi"
"ne oldu ya"
"kalk hadi."
"biraz daha"
"uff sen bilirsin ben yürüyüşe çıkıyorum"
"tamam"
Üstümü değiştirdikten sonra dışarı çıktım. Koşmaya başladım. Koşarken yaşadıklarımı düşünüyordum. Yaşadıklarım ağırmıydı yoksa bunlar bana bir dersmiydi. Zach çok karışıktı. Bir gün çok güzelsin özledim seni biraz sarılalım diyor öbür gün ben senle oynadım. Ben aşık oylanacak bir adam değilim diyor.kafam allak bullak olmuştu. Keşke insanların düşüncelerini okuyabilseydim. O zaman hiçbir sorun olmazdı. Zachi seviyordum ama onu affedemiyordum. O bana bir adım atsa ben ona depar atacaktım. Evet dün öyle şeyler söylemişti ama o sayılmazdı çünkü sarhoştu. Onu karşıma alıp konuşacaktım. Senden nefret edemiyorum zach. İstesemde olmuyor hayatımı mahvettiğin için teşekkürler diyecektim.
Ben koşmaya devam ederken yanına bir gurup geldi.
"ayy merhaba. Sen denizsin. Bir fotoğraf çekilebilirmiyiz."
"Tabikide"
"ben senin büyük hayranınım"
"teşekkürler siz çok tatlısınız"
Fotoğraf çektirdikten sonra onlarla sarıldım sonra onlar gittiler bende koşmaya devam ettim.
ZACH'İN ANLATIMI
onu karşıma alıp konuşacaktım. Ben seni seviyorum, seni isteyerek terk etmedim. Sana zarar gelmesin diye bıraktım seni diyeceğim.seni bundan sonra bırakmayacağım merak etme diyeceğim.hatta bunu şimdi yapacağım. Onu yürüyüşe çıktığını gördüm. Bende gideceğim. Eşofmanlarımı giyinip koşu yoluna girdim. Ona yetişmek için baya depar atman gerekti ama sonunda yetiştim.
"deniz"
"deniz?"
"deniz duymuyormusun"
Sonradan kulağında kulaklık olduğunu fark ettim.
Yanına gidip kulaklığı aldım. Kendi kulağıma taktım. Bizim şarkımızı dinliyordu." Runner" şarkımızı dinliyordu.
"vay demek bizi dinliyorsun"
"ne oluyor ya"
Deniz şaşırmıştı beni görünce.
"ay zach sen miydin ya. Ödümü koparttın."
"pardon. Arkandan seslendim ama sesten duymadın."
"sende mi koşuya çıktın"
"ımmm aslında ben seninle birşey konuşmak istiyorum"
"aynen bende"
"o zaman şu banka oturalım mı"
"olur"
Denizle bir banka oturduk. Diyeceğim kelimeleri toparlamaya çalışıyordum. Sonra deniz başladı söze
"hani sana senden nefret ediyorum dedim ya."
"evet"
"o istesemde olmuyor"
"nasıl yani?"
"diyorumki senden nefret etmeye çalışıyorum ama olmuyor. Evet sana kızgınım hemde çok ama nefret edemiyorum. Hayatıma girip içine etsende senden nefret etmiyorum. Kalbimi paramparça ettiğin halde sana karşı kin besleyemiyorum."
"deniz sana birşey söylemem lazım. Ben seni sevmediğim için terk etmedim. Sana zarar gelmesin diye bıraktım seni. Yani senle hiçbir zaman oynamadım. Benim yüzümden okulun ilk gününü kaçırabilirdin. Daha kötüsü summer sana zarar verebilirdi. Benim yüzümden hocaların karşısına çıkamadın. Yani ben senin duygularınla hiçbir zaman oynamadım. "
" ne"
Deniz kalakalmıştı.
"ohh ben rahatladım. Deniz lütfen beni affet. Vicdan azabından 2 aydır ölüyorum"
Ben onları derken deniz hiç beklemediğim anda bana sarıldı. Ona sarılmak iyi gelmişti. Göz yaşlarını silerek
"o zaman baştan başlayalım"
"tabiki. Merhaba ben zach"
"aman tanrım sen zach herronsın inanıyorum bir fotoğraf çekilebilirmiyiz"
İster istemez gülmeye başladım.
"aaa zach herron hayranlarınızla dalga mı geçiyorsunuz? Çok ayıp"
"hayır haydi çekilelim o zaman fotoğraf." deniz kamerada zamanlayıcıyı ayarlamıştı. 3 saniye vardı. Fotoğrafın çekilmesine 1 saniye kala yanağından öperken çekildik. Daha sonra denize dönüp
"aman tanrım sen deniz aksel değilmisin.senin dans videolarını gördüm. Bir fotoğraf çekilebilirmiyiz?"
"tabiki." bu sefer kendi telefonumdan ben çekecektim. Deniz gibi zamanlayıcıyı açtım. Denizde 1 saniye kala yanağımdan öperken çekildik. Mutluydum hiç olmadığım kadar.
" deniz "
" efendim "
" biz şimdi neyiz"
"bilmem biz deniz ve zachiz"
"bencede ciddiyete lüzum yok"
"hahhah ciddiyet ve ben. Bu çok saçma."
"bencede. Ciddiyet diye ders olsa ben kesin o derste kalırdım var ya"
"ben bize isim buldum."
"neymiş o"
"MCŞS"
"one ya"
"mantıksız-ciddiyetsiz-şapşal-saçmanın kısaltılışı"
"aman tanrım sen çok zekisin kızım"
"tabi ne sandın"
Zachle otele doğru yürümeye başladık. Yavaşça elimi tuttu. Ona bakıp gülümsedim.  "Bir daha beni rüyamdan uyandıran olursa paralarım" dedi fısıldayarak. İşte yeniden denizleydim. Otele el ele geldik. Bizi gördüklerinde şaşırdılar.
Corbyn
"ya siz çok dengesizsiniz ya ben çok salağım"
Zach
"her ikiside corbyn"
Daniel
"bence siz şu dünyadaki en saçma çift siniz." aklımıza MCŞS gelmişti. Gülmeye başladık.
Jack
"evet sakin olun. Çocuklar deliler hastanesini arayın çabuk ben oyalarım"
Jonah
"yalnız barışmanıza sevindim yoksa ikinizde tüm basına rezil olacaktınız. Ayrıca kendinizi yiyip bitirecektiniz"
Tatum
"zach. Sakın bir daha denizi üzme yoksa seni bin parçaya böler göle atarım. Dün deniz bana sarılarak ağladığında fark ettim seni acayip seviyor"
Jonah
"bende seni seviyorum Birtanem"
Daniel
"siz çiftler midemi bulandırıyorsunuz."
Jack
"dani üzülme sana bir kız ayarlayacağım.ama önce biraz yalvarman gerek"
Daniel
"jacj lütfen lütfen lütfen kapa çeneni. Bak yalvardım. En son bana bulduğun kız iki ay önce evlendi. Benden 6 yaş büyüktü."
"akıl yaşta değil baştadır adamım. Mesela senin akıl yaşın bazen 0-3 yaş bazen 99+ oluyor."
"bence bu konuşma burada bitsin."
Aklıma ozan gelmişti
"ozan nerede."
Deniz
"onun sabah 5 de uçağı vardı. Hamburg a gitti."
"hımm. İyi çocuktu aslında"( başta nefret etsemde vkkckcnnmvvh)
Hepimiz kahvaltı ettikten sonra bavullarımızı toplayıp hazırlandık. Amerikaya geri dönüyorduk
Daniel
"jonah kaç gündür burdayız ve sen beni doğru düzgün çekmedin. Bana zorun ne dostum"
"daniel eğer çok mükemmel çıkmak istiyorsan bana para vermelisin. Maaşa bağlayabiliriz. Böylece seni muazzam çekebilirim"
"jonahta çıkarcı olduğuna göre. Rahat rahat ölebilirim"
"bende seni seviyorum dani"
Jack
"bir gün zengin olacağım ve sezi aramayacağım."
Corbyn
"jack sen zaten zenginsin unuttunmu"
Daniel
"jonah kaç para istiyorsun. Uygun bir fiyata anlaşalım"
"menejerim olan zach herron ile konuşun lütfen"
Daniel
"zach bey?"
"efendim okyanusun yosunlu tarafı. Denizde ayağına kestane batan kafası uçmuş arkadaşım"
Daniel
"hiçbirşey anlamadım"
Corbyn fısıldayarak
"zach kendini şuan evcilleştirilmiş tembel hayvan sanıyor sakin olun herşey kontrolüm altında"
Zach
"ben neden sizlw bu konuyu konuşuyorum. Bu arada corbyn seni duydum. Ve evet kendimi hep tembel hayvana benzetirim."

Havaalanına gelmiştik. Havaalanında yanımıza bir erkek grubu geldi. Bizle fotoğraf çekilecek sanmıştım ama denizin yanına geldiler.
"merhaba deniz. yakındanda güzelmişsin. Seni takip ediyorum. Bir fotoğraf çekilebilirmiyiz?"
"tabi tabi çekilebiliriz"
İki çocuk denizi aralarına aldılar. Dayanamadım daldım aralarına
"merhaba. Ben zach.zach herron. Denizin erkek arkadaşıyım aynı zamanda why don't we üyesiyim tanıdınız mı"
"evet tanıdık. Merhaba. Şimdi izninizle fotoğraf çekileceğiz"
"durun fotoğraf bensiz olmaz. Aralarına girdim. Denizin yanına geçtim öyle çekildiler."
Deniz
"zach ne yapıyorsun"
"hiçbirşey"
"kıskandın değil mi"
"yooo. Kıskanmak ve ben. Asla. Ben asla kıskanman"
"hımm peki neden barmene yumruk attın"
"çünkü ııımmm. Çünkü bana hakaret etti"
"eminim öyledir zach"
Sonra bizim yanımızada kızlar geldi. Biri boynuma atladı.
Çığlık atıyordu. Anlık işitme kaybı yaşamıştım.
Birden kızlar ritmi tutmaya başladı
"WDW WDW WDW" diye
Yanımıza gelip fotoğraf çekilecektik. Kumral bir kız yanıma geldi. Bana sarılarak poz verdi. Yanımıza deniz geldi sonra
"merhaba. Ben deniz. Zachin kız arkadaşı. Belki tanıyorsunuzdur. Deniz aksel dansçıyım ben."
"pardon en son zach sizi terk etmişti."
"hahah. Yok o işler karışık canım ya. Sonuca bakalım. Biz yine çıkıyoruz. Ay ben sizi çok sevdim bende çekilmek istiyorum"
Deniz kızla aramıza girdi tatumda denizden gaza gelip jonahın yanına gitti. Kızlar sonra gitti.
"deniz ne yapıyorsun"
"hiçbirşey"
"kıskandın dimi"
"ben senin gibi değilim evet kıskandım. Ve İNTİKAM"
"itiraf ediyorum bende seni kıskandım"
"biliyordum haha"
"ama bu kıskançlıklarımızı biraz yatıştırmalıyız. Sonuçta ben milyonlarca kızın hayalini süslüyorum."
"sonuçta bende binlerce erkeğin hayalini süslüyorum."
"ne hayır. Öyle hayal olmaz olsun"
"ahh zach çok aptalsın"
"kızım sen bizim adımızı boşuna mı MCŞS koydun."
"bak bu ismi boşver. Çok aptalca. Ne biçim birşey. Biz en iyisi zach ve deniz olalım"
"ya da sevgili olabiliriz"
"hayır zach. Ya ben o kadar ciddi işlerw bulaşamam. İnsanlar bizi sevgili sansın gerçektende sevgili olalım ama adını sevgili koymayalım"
"hayır bence adını sevgili koyalım"
(bune aq adını Feriha koydum gibi bxnsnssnsn)
"neyse zach sonra konuşalım."
Uçağa bindik. Denizle yan yana oturuyordum. Yanımıza yönetmen geldi.
"deniz senle bşr şey konuşmak istiyorum"
"buyrun Bay Leo"
"senin geleceğini çok parlak görüyorum. Benim bir dans şirketim var adı" DANCE CLUP"(baya iyi uydurdum jsnsmzms) bizle çalışmak istermisin?"
"ne!!!!!???? tabiki çok isterim."
"e ozamn amerikaya gidince bunu detaylı bir şekilde konuşalım. Ama yalnış anlamazsan sana bir şey demek istiyorum."
"sizi dinliyorum"
"eğer gerçekten ünün artsın istiyorsak. Sana ikinci bir ad bulmalıyız. Yani şöyleki. Amerikan bir isim bulmalıyız. Ne istersin. Yani deniz adın yine kalacak sadece yanına başka bir isim eklenecek. Ayrıca vatandaşlık başvurularında bulunmalıyız. Ee isminin ne olmasını istersin "
" yani bu benim için ani oldu. Hiç düşünmedim açıkçası"
Ben ismini bulmuştum. Denize isini bulmuştum
" deniz ben senin isminin ne olacağını buldum"
"neymiş o"
"Alissa. Adın alissa deniz aksel olsun"
Bu isim denize yakışmıştı.
Merhaba. Oy kullanmayı yorum yapmayı unutmayın. Kitabımı severek okuyan limelights. Sizi seviyorum ❤❤❤

ŞÖHRET (why don't we hikayesi✌) Where stories live. Discover now