On Dört|Saklanıyorum.

1K 129 36
                                    

Ondan kaçıyordum. Yaptığımın başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Bir hafta olmuştu onu görmeyeli. Her gün kapıma geliyor ve neden böyle davrandığımı soruyordu. Annemede çıkışmıştım zaten. Asi genci oynuyor ve okulu asıyordum. Bu komik, kalbim de çok güçsüz bedenim gibi. Onu gördüm mü dayanamayıp bırakıyor atmayı.

Telefonuma bilmem kaç yüzüncü kez mesaj attı ve ben bakmadım. Görüldü atsam üzülürdü. Cevap yazabilirdim ama istemiyordum. Neden ondan saklandığımı da bilmiyordum. Duygularımdan emindim artık, onu kendimden çok seviyordum.

Camıma atılan taşla beraber oturduğum yatağımdan sıçradım ve yavaş adımlarla penceremin yanına ulaştım. Tereddüt ede ede başımı çıkarıp aşağı baktığımda, atanın Jin'den başkası olmadığına emin olmuştum.

"Taehyung, neden çıkmıyorsun dışarı? Hadi ama gel bir şeyler yiyelim. Canın neye sıkkınsa bana söyleyebilirsin."

Cevap vermedim. Sevdiğim insanı üzüyordum ve zoru oynuyordum. Bu can sıkıcı ama ne yapabilirdim? Bu yaşta ölecek biri miyim?

"Kız gibi niye trip atıyorsun, bu neyin kafası Taehyung?!"

Ahh, rezil oldum birde mahalleye.

Yetmezmiş gibi odamın kapısına dayanan annem ile beraber de sabrımı yitiriyordum artık. Kapıyı açtım ve mimikleri sinirden okunmayan anneme karşı başımı eğdim.

"Elaleme rezil ettin birde beni. Övünülecek çocukken, sövülen çocuk oldun be oğlum. Bir hafta boyunca nasıl yaşadın bu odada? Yediğin önde yemediğin arkanda ne bu trip--"

"Tamam anne yeter inerim aşağı."

Belki de ölmek şuan için daha iyiydi. İki saat boyunca ayakta annemi dinleyemezdim.

*

Sonunda Jin'in karşısına çıkmıştım. Beni gördüğü gibi kolları ile sarmış ve kafamı göğsüne bastırmıştı. Ne yani bana kızmamış mıydı? Bir dakika şuan da burnum kanıyor galiba..

"Çok endişelendim senin için!"

Ağlamaya başladığında şaşırarak geri çekildim. Benim için bu kadar çok mu endişelenmişti?

"İyi ama sadece bir haftacık evde kaldım."

"Bir haftacık mı?! Deli misin sen odanda çürüyecektin artık!"

Tebessüm etmeme rağmen halen daha ağlıyordu. Elimi ona doğru uzattım ve saçlarını okşamaya başladım. Ay bir cesaretlendim sanki.

"Lütfen ağlama Jin."

"Güçlüyü mü oynuyorsun?"

Diyerek gözyaşlarının ardından bana gülümseyen Jin'e suratımı asarak cevap verdim.

"Ben güçlü değilim. Ama seni koruyabilirim."

"Odandan çıkmayarak mı?"

"Ya!"

"Ya da beni kendine kalkan olarak kullanarak mı?"

"Eğleniyorsun değil mi?"

Ağlamayı kestiği için mutluydum. Bana ne derse kızamazdım ki şuan da. Birde zaten suçlu olan bendim.

İkimiz karşılıklı gülüşürken gözlerim kararmış ve kendimi yerde yatarken bulmuştum. Bedenimi sarsan Jin korkmuş görünüyordu. Tam bir aptalım..

"Üzgünüm Jin ama beni eve taşıyabilir misin? Yedi gündür sadece su içiyorum da."

"Sen deli misin?!"

Senin delin olmak bile bana güzel be Jin...

GÜÇSÜZ ♤taejinWhere stories live. Discover now